Balıkesir

gündem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gündem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1898 Balıkesir Depremi ve Zağnos Paşa Camii’nin Yıkılışı

Balıkesir tarihinin en yıkıcı doğal afetlerinden biri olan 1898 depremi, şehri derinden sarsmış, çok sayıda yapının yerle bir olmasına neden olmuştur. Bu büyük felaketin en dikkat çeken kayıplarından biri ise, şehrin en önemli tarihi ve dini simgelerinden biri olan Zağnos Paşa Camii’dir.

Fatih Sultan Mehmed’in vezirlerinden Zağnos Mehmed Paşa tarafından 15. yüzyılda inşa ettirilen bu cami, sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda Balıkesir’in kalbinde yükselen bir kültür ve tarih anıtıydı. Geniş avlusu, anıtsal kubbesi ve klasik Osmanlı mimarisini yansıtan detaylarıyla hem halkın hem de seyyahların hayranlıkla baktığı bir eserdi.

Ancak 1898 yılında meydana gelen şiddetli deprem, kentin birçok yapısıyla birlikte Zağnos Paşa Camii’ni de ağır şekilde etkiledi. Ana kubbe çöktü, duvarlarda büyük çatlaklar oluştu ve minare yıkıldı. O dönemin kayıtlarına göre, caminin büyük kısmı kullanılamaz hale geldi ve uzun yıllar ibadete kapalı kaldı.

Bu yıkım, Balıkesir halkı için hem manevi hem de kültürel bir kayıptı. Cami sadece taş ve tuğladan ibaret değildi; Balıkesirliler için geçmişle kurdukları bağın somut bir temsilcisiydi. Deprem sonrası caminin yeniden inşası ve restorasyonu uzun zaman almış, çeşitli dönemlerde onarımlarla bugünkü haline kavuşturulmuştur.

Zağnos Paşa Camii’nin 1898’deki yıkımı, Balıkesir’in geçmişinde derin izler bırakmıştır. Bugün cami ayaktadır, ancak yaşadığı bu büyük sarsıntı, hem tarihsel belgelerde hem de halkın hafızasında yerini korumaktadır. Bu olay, geçmişten günümüze yapıların korunması ve afetlere karşı dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini hatırlatan önemli bir örnek olarak değerlendirilmektedir.





Bir Kahramanın Sessiz Fedakârlığı: Seyit Onbaşı

1915 yılında yapılan Çanakkale Savaşları sırasında Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görev yapan Seyit Onbaşı, kabul edilmesi güç bir kahramanlığa imza atmıştır. Normal şartlarda kaldırılması mümkün olmayan 276 kiloluk mermiyi sırtlayarak topa yerleştirmiş ve İngiliz zırhlısı HMS Ocean’ı vurarak batırmıştır. Bu kahramanca hareketiyle, 18 Mart’ta Çanakkale Deniz Savaşları’nın zaferle sonuçlanmasına büyük katkı sağlamıştır. Ancak savaş burada bitmemiş, bir yıl kadar süren kara savaşları devam etmiş ve nihayetinde düşman, Çanakkale’den tamamen çekilmek zorunda kalmıştır. Seyit Onbaşı, o gün yalnızca bir mermi değil, vatanın yükünü kaldırmış ve savaşın seyrini değiştirmiştir.

Sessiz kahramanlar

Cephede savaşan askerler kadar, onların geride bıraktığı aileleri de savaşın ağır yükünü taşımak zorunda kalmıştır. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar, cephedeki evlatlarını hasretle beklerken bir yandan da zor şartlarda ekonomiyi ayakta tutmaya çalışmışlardır.

Savaş, her zaman belirsizlikler ve ihtimallerle doludur. En kötü ihtimal, ordunun yenilgiye uğrayarak vatan topraklarının düşman çizmeleri altında ezilmesi olurdu. Ancak Allah’a şükür ki ordumuz, büyük bir zafer kazanmıştır. Fakat zafer, her zaman askerlerin sağ salim döneceği anlamına gelmez.

• Kimi asker şehit olur, künyesi gelir.

• Kimi yaralanıp gazi olarak döner.

• Kimi düşmana esir düşer.

• Ve kimi de nasibi varsa sağ salim evine kavuşur.

Cephe gerisinde bekleyen aileler için bu bilinmezlik, en büyük sınavdır. “Beklemek, ateşten zordur.” denmiştir. İşte, Seyit Onbaşı’nın ailesi de bu bilinmezlik içinde yıllarca beklemiştir.

Eve dönüşü

Seyit Ali Çabuk, yani Seyit Onbaşı, yıllarca cepheden cepheye koşmuş, vatan müdafaasında bulunmuş bir askerdi. Çanakkale Savaşları sona erince terhis edilmiş ve sağ salim köyüne dönme vakti gelmişti. Ancak ne ailesinden onun haberi vardı ne de onun ailesinden…

Terhis edilince, köyüne doğru uzun bir yolculuğa çıktı. O dönemin şartlarında haber verme imkânı olmadığı için ailesi, onun yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordu. Uzun süren bir yolculuğun ardından Balıkesir’in Havran kazasına bağlı Çamlık köyüne (bugünkü adıyla Koca Seyit Köyü’ne) ulaştı. Gece vakti evinin önüne geldi. Ancak birden içeri girerse ev halkının korkabileceğini düşündü ve bir süre kapıda bekledi.

Fakat beklemeye dayanamadı, kapıyı çaldı. Bazı anlatımlara göre ise annesi, camdan dışarı bakınca sakallı birini fark edip evdekilere haber verdi. Böylece kapıyı çalmak zorunda kaldı.

Zorluklarla dolu bir hayat

Seyit Onbaşı, savaşa giderken evliydi. Küçük bir kız çocuğunu, eşini ve yaşlı anne babasını geride bırakmıştı. Geri döndüğünde kendisini nasıl bir hayatın beklediğini bilmiyordu.

Kapıyı çaldığında içeriden annesinin sesi geldi:

•“Kim o?”

•“Ana, ben Seyit!”

Kapı açıldığında, anne-oğul birbirine sarıldı ve gözyaşları sel oldu. Ancak Seyit Onbaşı, etrafta babasını göremedi. Annesi, gözleri dolarak “Oğlum, baban vefat etti...” diyebildi.

Seyit Onbaşı’nın annesi, eşi ve küçük kızıyla birlikte üç kadın, savaş boyunca hayatın bütün yükünü sırtlamıştı. Bir yandan evin geçimini sağlamaya çalışırken, bir yandan da oğullarının sağ salim döneceği günü beklemişlerdi. Şimdi, vatanın yükünü kaldıran Seyit Onbaşı, artık ailesinin yükünü kaldırmak zorundaydı.

Omuzlarındaki yeni yük: Ailesinin geçimi

Seyit Onbaşı, babasından kalan eşekle dağdan odun taşıyarak ailesini geçindirmeye çalıştı. Bir gün, biraz helva ve pazar ekmeği alarak ailesine küçük bir ziyafet çekmek istedi. Ancak kaderin ona yükleyeceği yük bitmemişti…

Babasından kalan eşek bir süre sonra öldü. Bu kez kendi sırtında odun taşımaya başladı. Ardından bir zeytinyağı fabrikasında hamal olarak çalışmaya başladı ve sırtında ağır yükler taşıyarak ailesinin nafakasını temin etmeye gayret etti.

Kader, ona hep omuzlarında ağır bir yük taşıma şerefi vermişti. Önce vatanını, sonra ailesini omuzlarında taşımıştı.

Son günleri

Soğuk bir kış günü, hamallık yaptığı sırada terleyip soğuyunca zatürreye yakalandı. Ne yazık ki bu hastalıktan kurtulamadı ve 1 Aralık 1939’da, 50 yaşında vefat etti.

Seyit Onbaşı’nın mirası ve bugüne mesajı

Seyit Onbaşı, cesur, yiğit ve kahraman olduğu kadar mütevazı ve alçakgönüllü bir insandı. Savaşta yaptıklarını anlatmaz, “Herkes görevini yaptı.” derdi. O, hiçbir zaman kendisini kahraman olarak görmedi, ama tarih, onu hep öyle anacaktır.

Bugün Seyit Onbaşı’nın torunları olarak, ondan alınacak büyük dersler var:

✔ Vatanın ve ailenin yükünü omuzlamak, bir babanın ve bir evladın en büyük vazifesidir.

✔ Şartlar değişse de, bir babanın görevi değişmez.

✔ O gün sırtında odun taşıyan Seyit Onbaşı vardı; bugün de evinin kirasını, elektrik faturasını, çocuklarının masrafını karşılamaya çalışan babalar var.

✔ En önemli şey, ümidini kaybetmeden, azim ve şevkle mücadelesini sürdürmektir.

Bugünün babaları, Seyit Onbaşı’nın torunları olduklarını unutmazlarsa, vatanını ve ailesini koruma şuurunu da kaybetmezler. Çünkü tarih, sırtında yük taşıyanları değil, yükün altına girmeyenleri unutur.




Dünyada Ticaret Yolları Yeniden Çiziliyor, Peki Ya Biz?

Sevgili Dostlar,

Dünyada ticaret yolları, enerji hatları ve stratejik projeler hızla şekillenirken, ülkeler büyük hamlelerle geleceğin ekonomik ve siyasi dengelerini belirlemeye çalışıyor. Bizler de bu gelişmelere kayıtsız kalamayız. Ne demişler, “Küresel düşün, yerel uygula!”

Kuzey Akım 2 (Nord Stream 2), Bir Kuşak Bir Yol (Belt and Road Initiative) ve Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) gibi projeler, dünya devlerinin sadece bugünü değil, on yıllar sonrasını planladığını gösteriyor. Peki ya biz? Balıkesir olarak biz geleceğimizi nasıl şekillendiriyoruz?

Şehrimizin sahip olduğu değerleri iyi analiz edip dünya ölçeğinde bir anlam kazandırmazsak, elimizdeki potansiyel yalnızca ham bir güç olarak kalır. İşte burada jeotermal enerji devreye giriyor. Balıkesir’in yer altındaki sıcak su kaynakları, bugüne kadar yalnızca kaplıcalar ve birkaç serada kullanıldı. Oysa dünya yenilenebilir enerji ve sağlık turizmi gibi alanlara yönelirken, biz de jeotermali merkeze alan büyük bir vizyon geliştirmeliyiz.

Dünyadaki Büyük Projelere Bakınca…

Dünyanın dört bir yanında enerji ve ticaret yolları üzerinden büyük hamleler yapılıyor. Örneğin, Kuzey Akım 2 doğalgazı Rusya’dan Almanya’ya taşıyan dev bir enerji hattı. Bir Kuşak Bir Yol, Çin’den Avrupa’ya kesintisiz demiryolu ulaşımı sunarak küresel ticarette yeni bir sayfa açıyor. IMEC (Yeni Baharat Yolu) ise Hindistan’dan Avrupa’ya ulaşan yeni bir ticaret koridoru olarak planlanıyor.

Bütün bunlar ne anlama geliyor? Dünya sadece bugünü değil, geleceği inşa ediyor. Ve bunu yaparken de kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak güçlerini pekiştiriyorlar. Bizim de Balıkesir’de aynı mantıkla hareket etmemiz lazım. Kendi kaynaklarımızı doğru değerlendirerek hem ekonomik hem de çevresel anlamda sürdürülebilir projeler üretmeliyiz.

Balıkesir’in Gizli Hazinesi: Jeotermal

Balıkesir, jeotermal enerji açısından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri. Şehirde çok farklı jeotermal alan var ve bu sahaların sıcaklıkları 30°C’den 102°C’ye kadar değişiyor. Yani şifalı kaplıca sularından enerji üretmeye kadar geniş bir kullanım alanı mevcut.

Şu an termal turizm ve birkaç serada kullanılan bu kaynaklar, çok daha geniş çapta değerlendirilebilir. Tarımdan sanayiye, sağlık turizminden enerji üretimine kadar birçok sektörde jeotermal enerjinin kullanımı artırılabilir. Ancak bunun için stratejik bir vizyon şart.

TERMAL-YOL: Türkiye'ye Yeni Bir Rota

Dünyada İpek Yolu, Baharat Yolu gibi ticaret yolları tarih boyunca medeniyetleri şekillendirdi. Günümüzde ise turizm rotaları, gastronomi yolları gibi projeler büyük bir ilgi görüyor. Türkiye neden “TERMAL-YOL” adlı bir projeyle kendi jeotermal rotasını oluşturmasın?

Bu proje neyi kapsamalı?

  • Jeotermal Kaynak Haritası: Öncelikle, Balıkesir’deki tüm termal kaynaklar detaylı şekilde analiz edilmeli. Sıcaklıkları, mineral oranları ve sağlık üzerindeki etkileri belirlenmeli.
  • Termal Sağlık Rotası: Gönen’den başlayıp Bigadiç, Sındırgı, Edremit gibi ilçeleri kapsayan bir termal turizm güzergâhı oluşturulmalı. Bu güzergah daha sonra Kütahya ve Afyona kadar uzanmalı. Sadece Balıkesir değil, biz Balıkesir ayağı olarak kendi sahalarımızı hazır hale getirmeliyiz. Gelen turistler, şehrin farklı noktalarındaki termal tesisleri gezerek şifa bulmalı.
  • Bölgesel Kalkınma: Termal otellerin yanı sıra, bölgede yerel üreticiler desteklenmeli. Turistler geldiklerinde sadece sıcak suya girmekle kalmamalı, yerel bal, zeytinyağı, doğal sabunlar gibi ürünleri de deneyimlemeli. Tabi diğer iller de kendi yerel ürünlerini tanıtacaktır. Afyon kaymaklı lokumunu geliştirerek bu konuda oldukça inovatif bir ürün geliştirmiş. 
  • Yatırımcı Çekme: Bu rotanın işler hale gelmesi için özel sektör teşvik edilmeli. Termal otel zincirleri, sağlık merkezleri ve SPA tesisleri için altyapı yatırımları ve teşvikler oluşturulmalı.

Böyle bir proje İstanbul'a ve İzmir'e yakınlığı nedeniyle Balıkesir’i “Türkiye’nin Termal Yolun Orta Noktası, yani Başkenti” haline getirebilir. Yalova ve Bursa da termal kaynak konusunda oldukça ileri seviyede olan illerden. Sağlık turizmi dünya çapında büyük bir sektör ve özellikle Avrupa’dan çok fazla turist kaplıcalar için ülkemize geliyor. TERMAL-YOL gibi bir projeyle Balıkesir, turizmde yeni bir marka olabilir.

Yerel Yönetimlere Büyük Görev Düşüyor

Bu projeler sadece fikirden ibaret kalmamalı. Yerel yönetimlerin harekete geçmesi şart. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili ilçe belediyeleri şu adımları atmalı:

  • Stratejik Planlama: Şehir genelinde bir jeotermal master planı oluşturulmalı.
  • Teşvikler: Termal tesisleri belirli standartlara getirecek girişimcilere vergi avantajları, yeni açılacaklara ruhsat kolaylığı gibi teşvikler sağlanmalı.
  • Tanıtım: TERMAL-YOL, ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında tanıtılmalı.
  • Çevre Koruma: Jeotermal kullanımın sürdürülebilir olması için, kullanılan suyun yer altına tekrar basılması gibi önlemler alınmalı.

Sevgili dostlar,

Dünya hızla değişirken, Balıkesir’in başta olmak üzere termale sahip illerin, kaynaklarını akıllıca yönetip birleşerek bir marka haline gelmesi mümkün. Jeotermal enerji yalnızca bir termal su kaynağı değil, ülkemize değer kazandırabilecek büyük bir ekonomik fırsat.

TERMAL-YOL gibi bir proje hayata geçerse, Balıkesir’in adı dünya turizm haritasına kazınabilir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltırken, sağlık turizmi ile de büyük bir ekonomik katkı sağlayabiliriz.

Özetle, “Küresel düşün, yerel uygula” diyerek dünyadaki büyük projelerden ilham almalı ve Balıkesir’i geleceğin termal başkenti yapacak adımları hep birlikte atmalıyız. Yeter ki vizyonumuzu geniş tutalım ve harekete geçelim.

Sevgiyle kalın,

Süleyman Çetin
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Kooperatifçilik ile Daha Güçlü Bir Balıkesir Mümkün!

 Balıkesir’de Kooperatifçilik ile Güçlenelim: Zeytin, Höşmerim, Halıcılık ve Pirinç Üretiminde Yeni Bir Dönem

Balıkesir, verimli toprakları, kadim üretim kültürü ve zengin gastronomisiyle Türkiye’nin gözde illerinden biri. Marmara ve Ege bölgelerini birleştiren bu özel şehir; zeytinden höşmerime, halıcılıktan pirinç-çeltik üretimine kadar pek çok alanda potansiyel barındırıyor. Ancak bu potansiyelin kalıcı bir güce dönüşmesi, üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesi ve sürdürülebilir bir üretim modeli kurulabilmesi için kooperatifleşme en önemli adımlardan biri.


2025 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi, Balıkesir’de kooperatifçilik bilincini artırmak ve güçlü örgütlenmeleri teşvik etmek adına büyük bir fırsat sunuyor. Gelin, Balıkesir’in eşsiz ürünlerine kooperatifler aracılığıyla nasıl değer katabileceğimizi konuşalım.


1. Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatifleri

Balıkesir, Türkiye’nin önde gelen zeytin üretim merkezlerinden biri. Ayvalık, Edremit ve Gömeç başta olmak üzere birçok ilçede binlerce yıldır zeytin yetiştiriliyor. Ancak üreticilerin daha güçlü pazarlara açılabilmesi, markalaşabilmesi ve adil gelir elde edebilmesi için Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatiflerinin kurulması şart.


Bu sayede;


Ürünlerin fiyat istikrarı sağlanır.

Ortak markalar altında kalite standartları geliştirilir.

Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda daha güçlü bir yer edinilir.

İşleme tesisleri ortaklaşa kurularak maliyetler düşürülür.

2. Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi

Balıkesir denince akla gelen lezzetlerden biri hiç şüphesiz höşmerim. Bu geleneksel tatlıyı üretip satmak isteyen kadın girişimciler için kurulacak Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi, yöresel mutfağın yaşatılması ve ekonomiye kazandırılması adına kritik bir adım olabilir.


Kadınların emeğini görünür kılan böyle bir kooperatif ile;


Geleneksel tariflerin korunması sağlanır.

Şehir dışı satış imkanları artırılır.

Yerel festivaller ve turistik noktalarda satış imkanı yaratılır.

Balıkesir’e özgü bir hediyelik ve marka ürünü geliştirilir.

3. Balıkesir Halıcılığı için Kooperatifleşme Zamanı

Balıkesir’in Sındırgı ve Yağcıbedir halıları, yıllardır ustaların elinde hayat bulan değerli eserlerdir. Fakat küresel rekabet, artan maliyetler ve zanaatkâr eksikliği sebebiyle halıcılık zor günler geçiriyor. Bu noktada Halı Üreticileri Kooperatifi, ustaların birlik olarak hareket etmesini, ürünlerini daha geniş pazarlara ulaştırmasını ve eğitim programlarıyla yeni ustalar yetiştirmesini sağlayabilir.


Bu kooperatif sayesinde;


Ortak satış mağazaları açılabilir.

Kültürel miras korunur.

Gençlerin mesleğe kazandırılması için projeler üretilir.

Turistik satış noktaları ve online pazarlar güçlendirilir.

4. Gönen Pirinci ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi

Balıkesir’in Gönen ilçesi, Türkiye’nin pirinç ambarlarından biri. Gönen pirinci, lezzeti ve kalitesiyle sofraların vazgeçilmezi. Ancak üretimde yaşanan maliyet artışları, pazarlama zorlukları ve rekabet sorunları üreticiyi zorluyor. Çözüm ise yine kooperatifleşmekte!


Pirinç ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi ile;


Toplu alım-satım gücü oluşturulur.

İşleme ve paketleme tesisleri ortaklaşa işletilir.

Markalaşma çalışmaları yürütülür.

Tarımsal destekler için ortak projeler geliştirilir.

Balıkesir Kooperatifçiliği ile Daha Güçlü Bir Gelecek

Balıkesir’in tüm bu değerleri, kooperatifleşme sayesinde yalnızca ekonomik katkı sunmakla kalmayacak, aynı zamanda kültürel mirasın yaşatılmasını ve yerel kalkınmanın güçlenmesini sağlayacak. 2025 yılı "Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar" mottosuyla ilan edilmişken, Balıkesir’in de bu harekete öncülük etmesi gerekiyor.


Bugün Balıkesir’in dört bir yanında üretim yapan herkesin birbirine sorması gereken soru şu:

"Biz birlikte daha güçlü olabilir miyiz?"


Cevap çok net: Evet, kooperatifleşerek Balıkesir’i büyütebiliriz!


Sen de Dahil Ol!

Balıkesir’de kooperatif kurmak, var olan kooperatiflere üye olmak veya destek vermek için yerel Ticaret İl Müdürlükleri, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları ile iletişime geçebilir, kooperatifçiliğin gücüne ortak olabilirsin.


Unutmayalım;

"Birlikte Üretiyor, Birlikte Büyüyoruz!"


Kooperatif Hareketi ile Güçlenen Şehir Balıkesir

 Balıkesir’de Kooperatifçilik: Daha İyi Bir Dünya İçin Birlik Zamanı!

Balıkesir, tarih boyunca üretimin, emeğin ve dayanışmanın simgesi olmuş şehirlerimizden biri. Zeytininden sütüne, tarımından turizmine kadar geniş bir yelpazede üretim yapan Balıkesir, kooperatifçilik kültürünün de güçlü şekilde yeşerebileceği illerimiz arasında yer alıyor. Ancak elimizdeki veriler gösteriyor ki, Türkiye genelindeki kooperatifleşme sorunları Balıkesir için de geçerli.


Balıkesir Kooperatifçilikte Neredeyiz?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde toplam 48.938 kooperatif bulunuyor. Bunların 11.542'si ise Ticaret Bakanlığı görev alanındaki farklı türlerden oluşuyor.


Balıkesir ise 2024 yılı itibariyle en çok kooperatife sahip iller arasında yer almasa da, potansiyelini göz ardı etmek mümkün değil. Özellikle tarım, hayvancılık, turizm ve kadın girişimciliği alanlarında Balıkesir’in kooperatifçilikte öncü illerden biri olması için önemli fırsatlar bulunuyor.


Balıkesir’de Hangi Kooperatifler Öne Çıkabilir?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde güçlü bir merkez birlik çatısı kurma potansiyeline sahip kooperatif türlerinden bazıları şöyle:


  • Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri (1.211 adet)
  • Gayrimenkul İşletme Kooperatifleri (927 adet)
  • İşletme Kooperatifleri (728 adet)
  • Tarım Satış Kooperatifleri (325 adet)
  • Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri (353 adet)
  • Turizm Geliştirme Kooperatifleri (548 adet)

Balıkesir’in üretim gücünü düşündüğümüzde; Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri, Tarım Satış Kooperatifleri ve Turizm Geliştirme Kooperatifleri tam da şehrin dinamiklerine uygun alanlar olarak öne çıkıyor.


Bugün Susurluk’ta peynir üreten kadınlar, Edremit’te zeytinyağı işleyen üreticiler, Ayvalık’ta butik turizm hizmetleri veren girişimciler, Bandırma’da pazarlama ağı kurmak isteyen çiftçiler için kooperatifler sürdürülebilir bir gelecek sunabilir.


Üst Birlik Kurmak Neden Önemli?

Türkiye’de ne yazık ki kooperatiflerin üst örgütlenmesi zayıf. 34 farklı türde 11.542 kooperatif olmasına rağmen sadece 91 üst birlik kurulmuş durumda. Balıkesir’deki kooperatiflerin de üst birlikleşmeye gitmesi, kendi bölgelerinde daha güçlü bir ses olmalarını sağlayacak. Bu birlikler sayesinde:


  • Bölgesel pazarlama ağları kurulabilir.
  • Ortak üretim tesisleri oluşturulabilir.
  • Marka değerleri yükseltilerek ulusal ve uluslararası pazarlarda yer alınabilir.

2025 Uluslararası Kooperatifler Yılı: Balıkesir İçin Fırsat Yılı!

Birleşmiş Milletler tarafından 2025 yılı Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edildi. Yılın mottosu ise:

“Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar”

Balıkesir’in bu vizyona ortak olması gerekiyor. 2025 yılı, Balıkesir’de kooperatifçilik için bir seferberlik yılı olabilir. Kadın kooperatiflerinden genç girişimci topluluklarına, tarım üreticilerinden turizmcilerine kadar herkesin bu dayanışma çatısı altında buluşması önemli.


Ne Yapılmalı?

  • Balıkesir’de mevcut kooperatiflerin üst birlik kurmaları teşvik edilmeli.
  • Yeni kurulacak kooperatiflere yerel yönetimler ve kamu tarafından destek verilerek sayıları artırılmalı.
  • Kooperatiflerin ortak projeler üretmesi sağlanmalı.
  • 2025 yılı boyunca Balıkesir genelinde kooperatifçilik farkındalığını artıracak etkinlikler düzenlenmeli.

Sonuç olarak, Balıkesir’in bereketli toprakları, çalışkan insanları ve köklü üretim kültürü ile kooperatifçilikte örnek bir şehir olması hiç de uzak bir hayal değil. 2025 Uluslararası Kooperatifler Yılı, bu hayali gerçeğe dönüştürmek için tam da doğru zaman.


Unutmayalım; Kooperatifler, daha iyi bir Balıkesir için var!




Balıkesir: Tarih, Kültür ve Doğanın Buluştuğu Şehir

Balıkesir: Tarih, Kültür ve Doğanın Buluştuğu Şehir

Balıkesir'in Tarihi ve Kültürel Zenginlikleri

Balıkesir, Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara ve Ege Bölgeleri arasında stratejik bir konumda yer alan, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla öne çıkan bir şehirdir. Tarih boyunca Misya ve Karesi adlarıyla anılan bu bölge, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu, Karesi Beyliği ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Sahip olduğu tarihi yapılar, geleneksel el sanatları ve köklü mutfak kültürü ile Balıkesir, Anadolu’nun kadim şehirlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.

Balıkesir'in Osmanlı Mirası ve Kurtuluş Mücadelesindeki Rolü

Balıkesir'in kültürel dokusu, Osmanlı döneminden kalma camiler, medreseler, hamamlar ve çarşılarla şekillenmiştir. Zağnos Paşa Camii, Yıldırım Camii, Karesi Bey Türbesi gibi yapılar, Balıkesir’in tarihi kimliğini yansıtan önemli eserler arasındadır. Bununla birlikte, Balıkesir, Kuvayı Milliye hareketinin doğduğu şehirlerden biri olarak Türk Kurtuluş Savaşı’nda kritik bir rol oynamıştır. Balıkesir Kuvayı Milliye Müzesi, Kurtuluş Savaşı’na ait belgeler ve eşyalar ile şehrin bu mücadeledeki önemli yerini gözler önüne sermektedir.

Balıkesir'in Geleneksel El Sanatları ve Yaşayan Kültürü

Balıkesir’de geleneksel el sanatları hala yaşatılmaktadır. Özellikle halı dokuma, bakırcılık ve çömlekçilik, geçmişten günümüze aktarılan önemli zanaatlar arasındadır. Sındırgı ve Bigadiç’te dokunan Yağcıbedir halıları, dünyaca ünlü motifleri ve sağlam dokusuyla dikkat çeker. Ayrıca, Bakırçay Vadisi ve Manyas civarında çömlekçilik sanatı hala devam etmektedir.

Balıkesir'in Doğal Güzellikleri

Balıkesir, hem Marmara hem de Ege Denizi’ne kıyısı olan ender şehirlerden biridir. Sahip olduğu doğal güzellikler, plajlar, termal kaynaklar ve eşsiz doğal parklar ile ziyaretçilerine farklı alternatifler sunar. Kaz Dağları, Manyas Kuş Cenneti, Avşa ve Cunda Adaları, Şeytan Sofrası gibi doğal alanlar, şehrin doğayla iç içe bir yaşam sunduğunu göstermektedir. Özellikle Kaz Dağları, temiz havası, endemik bitki türleri ve mitolojik geçmişiyle doğa severler için cazibe merkezidir.

Balıkesir'in Zengin Mutfağı ve Yöresel Lezzetleri

Balıkesir mutfağı, hem Ege’nin hafif ve sağlıklı yemek kültürünü hem de Marmara’nın et ve süt ürünlerine dayalı lezzetlerini barındırır. Bamya, börülce, kavun, zeytin ve zeytinyağı gibi ürünler, şehrin mutfağında önemli bir yer tutar. Ayrıca, Yağcıbedir halısı kadar meşhur olan Balıkesir kolonyası, şehrin sembollerinden biridir.

Balıkesir denildiğinde akla gelen bazı yöresel lezzetler şunlardır:

  • Kozak üzümü: Verimli topraklarında yetişen özel bir üzüm çeşidi.
  • Ayvalık tostu: Ege’nin meşhur sandviçi, özellikle Ayvalık sahillerinde en çok tercih edilen lezzetlerden biri.
  • Susurluk ayranı: Köpüğü ve yoğun kıvamıyla Türkiye’nin en ünlü ayranlarından biri.
  • Saçaklı mantı: Balıkesir’e özgü farklı bir mantı türü.
  • Höşmerim: Geleneksel tatlılardan biri olup, peynir ve irmikle hazırlanan özel bir lezzet.

Balıkesir'in Kültürel Mirasını Gelecek Nesillere Aktarmak

Balıkesir'in tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri, şehrin ruhunu ve kimliğini oluşturan önemli unsurlardır. Bu mirasın korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması, Balıkesir’in köklü geçmişinin anlaşılması açısından büyük önem taşımaktadır. Tarihi yapıları restore etmek, el sanatlarını desteklemek ve doğal güzellikleri korumak, bu kültürel mirasın sürdürülebilirliğini sağlamak için atılması gereken adımlardır.

Balıkesir, geçmişin izlerini taşıyan sokakları, doğal güzellikleri ve yaşayan gelenekleriyle, hem tarih meraklıları hem de doğa tutkunları için keşfedilmeye değer bir şehirdir.

 Mustafa Çetin - Balikessir.com Yazarı 




Balıkesir’in Simgesi Zağnos Paşa Cami: Bir Dayanışma Hikâyesi ve Gizemli Saat

1898 Balıkesir Depremi ve Zağnos Paşa Camii’nin Yeniden İnşası

Şiddetli Depremin Yıkıcı Etkisi

29 Ocak 1898 tarihinde Balıkesir’de meydana gelen şiddetli deprem, şehri derinden sarsan büyük bir felaketti. Deprem, yalnızca ev ve dükkânları değil, aynı zamanda şehrin en önemli tarihî yapılarından biri olan Zağnos Paşa Camii’ni de ağır şekilde tahrip etti. Sarsıntının etkisiyle caminin kubbesi tamamen çöktü, duvarları büyük ölçüde zarar gördü ve yapı kullanılamaz hale geldi. Yalnızca ibadet edenler için değil, aynı zamanda şehrin tarihî kimliği açısından da büyük bir kayıp olan bu yıkım, Balıkesir halkını derin bir üzüntüye boğdu.

Ömer Âli Bey’in Öncülüğünde Yeniden İnşa Süreci

Depremin ardından, dönemin Karesi (Balıkesir) Mutasarrıfı Ömer Âli Bey, Zağnos Paşa Camii’ni yeniden inşa etmek için harekete geçti. Caminin onarımı için gerekli maddi kaynaklar sınırlıydı, ancak Ömer Âli Bey, bu durumu bir engel olarak görmedi. İlk etapta kendi imkânlarını seferber ederek çalışmaları başlattı. Ancak böylesine büyük bir yapının ayağa kaldırılması için yalnızca kişisel gayret yeterli olmayacaktı. Bunun farkında olan Ömer Âli Bey, Balıkesir halkını da bu sürece dâhil etti ve toplumsal dayanışma ruhunu harekete geçirdi.

Balıkesir Halkının Dayanışma İçindeki Katkıları

Caminin yeniden inşasında Balıkesir halkı büyük bir fedakârlık gösterdi. Halk, taş ve toprak toplayarak inşaat sürecine doğrudan katkıda bulundu. Bunun yanı sıra, minare yapımı, büyük lambalar, mermer kapılar ve pencereler gibi bölümler için maddi destek sağladı. Zor şartlara rağmen Balıkesirliler, caminin eski ihtişamına kavuşması için el birliğiyle çalıştı. Bu süreç, yalnızca bir ibadethanenin yenilenmesi değil, aynı zamanda toplumsal birlikteliğin ve yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biri oldu.

Zağnos Paşa Camii 1904’te Yeniden Açıldı

Yaklaşık 2,5 yıl süren yoğun çalışmaların ardından, Zağnos Paşa Camii 1904 yılında tekrar ibadete açıldı. Caminin kapısına yerleştirilen saat, yalnızca zamanı göstermesi için değil, bu büyük inşaat sürecinin tamamlanmasını simgelemesi için konuldu. Böylece, caminin yeniden inşası Balıkesir tarihine önemli bir dönüm noktası olarak geçti.

Ömer Âli Bey’in Balıkesir’e Katkıları

Ömer Âli Bey, yalnızca Zağnos Paşa Camii’nin yeniden inşasında değil, aynı zamanda Balıkesir’in genel imarı ve gelişimi için de büyük katkılar sundu. Görev süresi boyunca şehirde birçok eser kazandıran ve şehri kalkındırmak için kendi servetini harcamaktan çekinmeyen bu özverili yönetici, halk tarafından büyük saygı ve minnetle anıldı. Onun liderliğinde yapılan çalışmalar, Balıkesir’in yalnızca fiziksel olarak değil, sosyal ve kültürel açıdan da gelişmesine önemli katkılar sağladı.

Tarihî Bir Dayanışma Örneği

Zağnos Paşa Camii’nin yeniden inşası, yalnızca bir ibadethanenin onarılması değil, bir şehrin birlikte ayağa kalkışının sembolü oldu. Balıkesir halkının dayanışması ve Ömer Âli Bey’in kararlı liderliği sayesinde cami, tarihî ve kültürel mirasın önemli bir parçası olarak yeniden hayat buldu. Bu süreç, sadece geçmişin bir hatırası değil, aynı zamanda toplumsal birlikteliğin ve fedakârlığın gelecek nesillere aktarılması gereken kıymetli bir örneği olarak tarihe kaydedildi.




Balıkesir Zağnos Paşa Cami Saati (balikessir.com)



Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar: Türkiye'de Kooperatifçilik ve Geleceğe Bakış

 Kooperatifler, dayanışmanın, ortak aklın ve birlikte üretmenin en güzel örneklerini sunan yapılar. Ülkemizde de yüz yılı aşan bir geçmişe sahip olan kooperatifçilik kültürü, bugün yeniden önem kazanıyor. 2025 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi ise bu anlamda kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.


Bu yazımızda Türkiye’deki kooperatiflerin güncel durumuna, karşılaştıkları örgütlenme sorunlarına ve geleceğe dair önerilere birlikte göz atalım.


Türkiye'de En Çok Hangi Kooperatifler Var?

Ticaret Bakanlığı'nın verilerine göre ülkemizde en çok kurulan kooperatif türleri şöyle sıralanıyor:


  • Taşıma Kooperatifleri: 5.177 adet
  • Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri: 1.211 adet
  • Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri: 982 adet
  • Gayrimenkul İşletme Kooperatifleri: 927 adet
  • İşletme Kooperatifleri: 728 adet

Bugün Ticaret Bakanlığına bağlı olarak toplam 11.542 adet kooperatif faaliyet gösteriyor. Bunlar arasında eğitimden sağlığa, tarımdan turizme, yenilenebilir enerjiden yayıncılığa kadar farklı alanlarda üretim ve hizmet sunan pek çok kooperatif var.


Peki, Kooperatifler Nerede Güçlü?

İllere baktığımızda kooperatiflerin en yoğun olduğu şehirler şöyle:


  • Ankara: 704
  • İzmir: 647
  • İstanbul: 501
  • Muğla: 380
  • Bursa: 345

En az kooperatif bulunan iller ise Kilis, Bayburt, Ardahan, Bartın ve Aksaray.


Türkiye’de Kooperatiflerin Örgütlenme Sorunu

Her ne kadar ülke genelinde on binlerce kooperatif bulunsa da, ne yazık ki bu kooperatiflerin büyük kısmı bir üst örgütlenmeye dahil değil.


Ticaret Bakanlığına bağlı olan 34 farklı kooperatif türü bulunmasına rağmen sadece 3 tür kooperatifin merkez birlikleri kurulabilmiş durumda. Oysa bir kooperatif türünün güçlü olabilmesi için üst birlikler ve merkez birlikleri kurarak hem dayanışmayı artırması hem de ortak sorunlara birlikte çözüm üretmesi gerekiyor.


Örneğin:

Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri güçlü bir örnek olarak öne çıkıyor. 1.211 kooperatiften oluşan bu yapı, 10 farklı üst birliğe sahip.

Ancak toplamda 48.938 kooperatif varken üst birlik sayısının yalnızca 325 olması oldukça düşündürücü.


Ne Yapılmalı?

Örgütlenmenin artması için kooperatifler teşvik edilmeli. Birlikler güçlendikçe kooperatifler hem seslerini daha fazla duyurabilir hem de sürdürülebilir projelere imza atabilirler.


Şu an kooperatiflere sağlanan teşvikler oldukça sınırlı. Sadece üst birlik ortağı olan kooperatifler genel kurullarını iki yılda bir yapabiliyor. Ancak bu yetmez. Daha fazla destek, kolaylaştırıcı düzenlemeler ve finansman imkânları gerekiyor.


Ticaret Bakanlığı'nın özellikle şu alanlarda adım atması önemli:


  • Üst birliklerin kurulmasını destekleyici teşvikler sunmak.
  • Kooperatiflere özel finansman ve hibe programları geliştirmek.
  • Farkındalık artırıcı çalışmalar yapmak.

2025: Kooperatifler Yılı ve Büyük Fırsat

2025 yılı tüm dünyada Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak kutlanacak. Bu özel yılın mottosu ise çok anlamlı:


"Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar."


Ülkemiz için bu mottoyu sadece bir söz olarak değil, bir hedef olarak görmeliyiz. Karşılıklı yardımlaşma, dayanışma ve demokrasi temelinde kurulan kooperatifler; iklim krizinden gıda güvenliğine, kadın istihdamından yerel kalkınmaya kadar pek çok alanda çözüm üretebilecek güçte.


Eğer daha adil, daha güçlü ve daha sürdürülebilir bir gelecek istiyorsak, bu geleceği birlikte kurabiliriz. Tam da bu yüzden, kooperatiflerin yeniden keşfedilmesi ve desteklenmesi şimdi her zamankinden daha önemli.



Kaynak:

Esnaf Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü KOOPERATİF BÜLTENİ, Ocak/2025

Balıkesir'in Yeni Yüzü: Balıkesir Esnaf Rehberi

Balıkesir’in ticaret ve hizmet sektörü, yeni bir döneme adım atıyor. Yerel işletmelerin ve hizmet sağlayıcıların bir araya geldiği ‘Balıkesir Esnaf Rehberi’, resmi olarak hizmete açıldı. Alışverişten otel ve pansiyonlara, lokanta ve restoranlardan avukatlara kadar geniş bir kategorideki esnafları bir çatı altında toplayan bu rehber, hem vatandaşlara hem de ziyaretçilere yol gösteriyor.

Kolay Erişim, Geniş Seçenekli Rehber, fizyoterapi, diyaliz, kuaförler, düğün salonları gibi çeşitli hizmet sektörlerini de kapsıyor. Nakliyat firmalarından anaokulu ve kreşlere, Balıkesir Taksi’den emlakçılara ve galerilere kadar her türlü ihtiyaca yönelik bilgileri içeriyor. Resmi kurumlar, teknoloji şirketleri ve inşaat sektörü gibi alanlarda da esnafları listeliyor.

Güncel ve Kapsamlı Bilgi Kaynağı Balıkesir Esnaf Rehberi, en güncel bilgileri sunmayı hedefliyor. Veterinerlerden sigorta acentelerine kadar her kategori güncel tutuluyor. Kullanıcılar, aradıkları hizmet veya ürünle ilgili en doğru bilgilere hızlıca ulaşabiliyor.

İşletmeler İçin Büyük Fırsat

Bu rehber, yerel işletmeler için büyük bir fırsat sunuyor. İşletmeler, hizmetlerini ve ürünlerini daha geniş bir kitleye tanıtma şansı buluyor. Rehber sayesinde, Balıkesir’in ticari potansiyeli daha görünür hale geliyor.

Balıkesir Esnaf Rehberi Artık Hizmetinizde!

Bölgenin ticaret ve hizmet ağını güçlendirirken, aynı zamanda Balıkesir’in yeni yüzünü de temsil ediyor. Bu rehber, Balıkesir’in gelişimine katkıda bulunacak ve bölge ekonomisine pozitif yönde etki edecek bir kaynak olarak değerlendiriliyor.

Balıkesir Esnaf Rehberi’nin kuruluşu, bölgenin ticari hayatına yeni bir soluk getiriyor ve Balıkesir’in her alanda gelişimini destekleyen bir platform olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Sitenin sol tarafında yer alan Esnaf Rehberine kayıt için İLETİŞİM sayfamızı kullanabilirsiniz.



Balıkesir: Stratejik Konumu ile Geleceğe Yönelik Projeler Geliştirmeli!

Balıkesir, İstanbul, İzmir ve Bursa’ya yakınlığıyla adeta bir geçiş noktası konumundadır. Neredeyse 25 milyon nüfusa sadece iki saatlik mesafede bulunan bu şehir, lojistik açıdan büyük bir avantaja sahiptir. Üstelik, iki denize kıyısı olan nadir şehirlerden biri olarak hem ticaret hem de turizm açısından büyük potansiyel barındırmaktadır. Ancak, Balıkesir bu stratejik konumunu yeterince değerlendirebiliyor mu?


Balıkesir’in Üretim Gücü: Dağlarından Bal, Ovalarından Bereket Akıyor!


Balıkesir, sahip olduğu geniş tarım arazileri, verimli ovaları ve kırsal bölgeleriyle üretim açısından güçlü bir şehir konumundadır. Tarım, hayvancılık, arıcılık ve doğal ürünler gibi alanlarda büyük bir potansiyele sahip olan bu şehir, katma değeri yüksek üretim projeleri geliştirerek hem yerel ekonomisini güçlendirebilir hem de Türkiye’nin gıda güvenliği açısından kritik bir rol oynayabilir.


Ancak, bu üretim gücünün doğru planlanması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Tarımsal üretimin modern yöntemlerle desteklenmesi, kooperatiflerin güçlendirilmesi, organik tarımın teşvik edilmesi ve yerel üreticilerin pazara erişiminin artırılması gibi konular Balıkesir’in ekonomik kalkınmasını hızlandırabilir.


Kırsal Kalkınma İçin Güçlü Projeler Şart!


Balıkesir, kırsal bölgeleriyle geniş bir coğrafyaya yayılmış durumdadır. Bu alanların kalkınmasını desteklemek için sürdürülebilir projeler geliştirmek büyük önem taşımaktadır. Ancak, birçok yerel yönetim ve kurum proje yazımı ve fon kaynakları konusunda yeterli bilgiye sahip değildir. Kırsal kalkınmanın sağlanması için yerel aksiyon alması gereken kurum ve kuruluşların proje geliştirme kültürünü edinmesi gerekmektedir.


Şu ana kadar Balıkesir’de proje kültürü tam anlamıyla oluşmuş değil. Oysa, Avrupa Birliği fonları, kalkınma ajansları destekleri, TÜBİTAK hibeleri, IPART, KOBİ, TKDK ve ulusal finansman kaynakları gibi birçok fırsat bulunmaktadır. Bu fonları etkili kullanarak kırsal kalkınma projeleri, tarımsal inovasyon çalışmaları, sürdürülebilir enerji uygulamaları ve turizm projeleri hayata geçirilebilir.


Balıkesir İçin Atılması Gereken Adımlar


Proje Yazımı Konusunda Eğitimler Düzenlenmeli: Yerel yönetimler, STK’lar ve üreticiler için proje yazımı ve fon kaynaklarına erişim konularında eğitimler verilmelidir.


Proje Destek Ofisleri Kurulmalı: Kırsal bölgelerdeki üreticilere danışmanlık hizmeti sunacak ofisler açılarak yerel projelerin desteklenmesi sağlanmalıdır.


Yerel Yönetimler Bünyesinde Bir Proje Ekibi Kurulmalı: Belediyenin stratejik projeler üretmesi ve fonlardan faydalanması için uzman bir ekip oluşturulmalıdır.


Kırsal ve Kentsel Alanları Birleştiren Projeler Hayata Geçirilmeli: Şehir ve kırsal alanlar arasındaki ekonomik bağları güçlendirecek projeler geliştirilmelidir.


Sonuç: Balıkesir Geleceğe Yönelik Planlarını Şimdi Yapmalı!


Balıkesir, sahip olduğu stratejik konumu, üretim gücü ve doğal kaynaklarıyla büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak, bu potansiyelin gerçek anlamda değerlendirilmesi için güçlü projelere ve doğru yönetime ihtiyaç vardır. Yerel yönetimler ve ilgili kurumlar, yenilikçi projeler üreterek Balıkesir’i geleceğin öncü şehirlerinden biri haline getirebilir.

Biz gençlere yer verilmez ve siyaset oyalamasıyla vakit kaybedilirse yazık olur.

Şimdi harekete geçme zamanı! Balıkesir’in üretim gücünü ve stratejik avantajlarını kullanarak sürdürülebilir kalkınma projeleri geliştirmek için projelere yatırım yapılmalıdır. Gençler olarak biz hazırız, yaz siz?



Balıkesir'de Gençler İçin Fırsat Eşitliği Şart

Balıkesir, konservatuvarı, Necatibey Eğitim Fakültesi ve köklü eğitim kurumlarıyla önemli insanlar yetiştirmiş bir şehir. Ancak bugün, gençler için sivil toplum yeterince güçlü değil ve yerel yönetimlerle iş birliği sınırlı.


Biz gençler olarak, Balıkesir’de bir düşünce kuruluşu ve gençlik projeleri platformu kurduk. Şehrimizin gelişimine katkı sağlamak, sosyal ve kültürel projeler üretmek istiyoruz. Ancak, bu çabalarımızı hayata geçirebilmemiz için fırsat verilmesini bekliyoruz.


Gençlere Fırsat Tanınmazsa, Beyin Göçü Kaçınılmaz

Balıkesir’in Bursa, İzmir ve İstanbul gibi büyükşehirlere olan yakınlığı hem bir avantaj hem de bir risk. Eğer yerel yönetimler gençlere yeterli fırsatları sunmazsa, Balıkesir’in yetiştirdiği yetenekli gençler bu büyük şehirlere göç etmek zorunda kalacak. Eğitim ve kariyer fırsatları açısından dezavantaj yaşayan gençler, kendi şehirlerinde geleceğe dair umut besleyemediklerinde başka şehirlere yönelmek zorunda kalıyor.


Gençler İçin Yerel Yönetimler ve Sivil Toplum İş Birliği Geliştirilmeli

Balıkesir’in genç nüfusunu koruyabilmesi ve geleceğe hazırlayabilmesi için, gençlerin aktif katılımını teşvik edecek projeler ve destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Peki, ne yapılabilir?

Gençlik Meclisleri Kurulmalı: Yerel yönetimler, gençlerin karar alma süreçlerine dahil olduğu gençlik meclisleri oluşturmalı.

Sivil Toplum Desteklenmeli: Gençler tarafından kurulan sivil toplum girişimleri, yerel yönetimler tarafından fonlanmalı ve desteklenmeli.

İstihdam ve Girişimcilik Projeleri Geliştirilmeli: Balıkesir’de genç girişimcileri destekleyen hızlandırma programları, hibe ve kredi imkanları artırılmalı.

Sanat ve Kültür Alanında Gençlere Alan Açılmalı: Konservatuvar geçmişine sahip olan Balıkesir, sanatçı yetiştirme geleneğini sürdürmek için genç yeteneklere sahne ve üretim alanları sunmalı.

Balıkesir Gençleri İçin Gelecek Umudu Olmalı!

Şehrimiz, gençlerin hayallerini gerçekleştirebileceği bir yer olmalı. Eğer yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları, gençleri dinleyip onlara alan açmazsa, Balıkesir en büyük değerini kaybedecek: geleceğini!


Şimdi, gençlerin sesini duymanın ve onlara hak ettikleri fırsatları sunmanın zamanı!



Balıkesir'de Güçlü Proje Ekibi Kurulmalı!

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde Şehir Araştırmaları ve Teknoloji Geliştirme Merkezi Proje Ekibi Kurulmalı!


Gelişen ve değişen dünya düzeni, belediyelerin sadece altyapı ve hizmet alanlarında değil, aynı zamanda kent planlama, teknoloji kullanımı ve sosyal kalkınma alanlarında da yenilikler getirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu noktada, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin Şehir Araştırmaları ve Teknoloji Geliştirme Merkezi (BŞTGEM) bünyesinde bir Proje Ekibi kurması, şehrin geleceğine yapılacak en büyük yatırımlardan biri olacaktır.


Neden Bir Proje Ekibi Kurulmalı?

1. Stratejik Kent Planlaması ve Veri Odaklı Kararlar

Günümüzde belediyeler, sadece günlük hizmetlerle değil, uzun vadeli planlamalarla da öne çıkmaktadır. BŞTGEM Proje Ekibi, şehirle ilgili veri analizi yaparak geleceğe yönelik planlamaları bilimsel temellere dayandırabilir. Trafik yönetimi, yeşil alanlar, altyapı projeleri ve akıllı şehir uygulamaları gibi kritik alanlarda karar alma mekanizmalarının daha etkin hale getirilmesini sağlayabilir.


2. Yerel ve Ulusal Fon Kaynaklarından Faydalanma

Bir belediyenin vizyon projelerini hayata geçirebilmesi için Avrupa Birliği fonları, kalkınma ajansları destekleri, TÜBİTAK ve kamu hibeleri gibi kaynakları etkin kullanması gerekmektedir. Bu kapsamda, kurulacak proje ekibi, Balıkesir’in yenilikçi projelerle daha fazla finansman elde etmesine katkı sağlayabilir.


3. Sürdürülebilir Kalkınma ve Yeşil Şehircilik

Balıkesir, sahip olduğu doğal alanlar, tarım potansiyeli ve ekolojik yapısı nedeniyle sürdürülebilir projelere büyük bir ağırlık vermelidir. Karbon emisyonlarını azaltan projeler, yenilenebilir enerji kullanımı ve atık yönetimi gibi alanlarda belediyenin daha fazla rol alması şehrin yaşam kalitesini artıracaktır. Proje ekibi, bu alanda sürdürülebilir projeler geliştirerek hem Balıkesir'i bir "yeşil şehir" haline getirebilir hem de ulusal ve uluslararası desteklerden faydalanabilir.


4. Akıllı Şehir Teknolojileri ve Dijital Dönüşüm

Geleceğin şehirleri teknolojiyle entegre bir yapıya sahip olacaktır. BŞTGEM bünyesinde bir proje ekibi kurulması, akıllı trafik sistemleri, dijital belediyecilik hizmetleri ve veri tabanlı karar alma mekanizmalarını Balıkesir'e kazandırabilir.


5. Yerel Kalkınma ve Katılımcı Yönetim

Projelerin Balıkesirlilerin ihtiyaçlarına yönelik olarak belirlenmesi, belediyenin daha etkin ve şehirle entegre bir hizmet sunmasını sağlayacaktır. Şehir Araştırmaları ve Teknoloji Geliştirme Merkezi bünyesindeki bir ekip, katılımcı bir yönetim anlayışı geliştirerek belediye ile vatandaşlar arasında daha sağlam bir bağ kurulmasını sağlayabilir.


Sonuç ve Öneriler

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'nin, geleceğe yönelik projelerini bilimsel bir altyapı ile geliştirmesi ve kaynaklarını daha etkin kullanabilmesi için Şehir Araştırmaları ve Teknoloji Geliştirme Merkezi bünyesinde bir Proje Ekibi kurması kritik bir adım olacaktır. Bu ekibin fon kaynaklarını aktif olarak takip etmesi, yenilikçi projeler geliştirmesi ve belediye hizmetlerini teknolojiyle entegre hale getirmesi Balıkesir'in hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük kazançlar elde etmesini sağlayacaktır.


Daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve yenilikçi bir Balıkesir için bu adımın en kısa zamanda atılması gerekiyor!

Mustafa ÇETİN



Balıkesir’in 'Balıkessir' Hikayesi

Osmanlı döneminde demiryolu projelerinin çoğu yabancı ortaklığında şirketler tarafından inşa ediliyordu. Bu durum, tabelalarda kullanılan dil ve alfabe üzerinde önemli etkiler bıraktı. 19. ve 20. yüzyılın başlarında, uluslararası iletişim ve ticarette yaygın olan Latin alfabesi, modernleşme hareketlerinin bir parçası olarak benimsendi. Bu süreçte, Osmanlı coğrafyasındaki yer adları da Latin harflerine yazıya aktarılırken farklılaşmalar yaşandı.


Özellikle Balıkesir örneğinde, şehrin adı Osmanlıca'da yazılırken kullanılan telaffuz ve imla, Latin alfabesine aktarılırken “Balıkessir” şeklinde kayda geçti. Bu durum, yabancı işletmecilerin ve uluslararası yolcuların anlayabileceği standartların oluşturulmasında önemli rol oynadı.


Diğer önemli noktalar şunlardır:

• Yabancı İşletmeciler: Osmanlı demiryolu hatlarının büyük bir kısmı, yabancı şirketler tarafından işletiliyordu. Bu şirketlerin kullandığı alfabe ve imla, yer adlarının Latin harflerine çevrilmesinde etkili oldu.

• Uluslararası Ulaşım: Osmanlı’dan Avrupa’ya uzanan ulaşım ağında, şehir isimlerinin uluslararası standartlara uygun şekilde Latin alfabesiyle yazılması, yolcuların şehirleri kolayca tanıyabilmesini sağladı. Özellikle Balıkesir, yazıya aktarım sonucu “Balıkessir” olarak kayda geçti.

• Modernleşme Süreci: Tanzimat Dönemi’nden itibaren başlayan modernleşme hareketleriyle, Batı etkisi resmi yazışmalara ve tabelalara yansımış, Latin alfabesinin kullanımı artmıştır.

Cumhuriyet'in ilanı ve Latin alfabesine geçişten sonra bu ikili alfabe kullanımı son buldu. Ancak, bazı tarihi tren garlarında hâlâ bu çok dilli tabelalara rastlamak mümkün. Günümüzde de almanca ve fransızca yerine ingilizce tabelaların kullanımı yaygınlaşmıştır.

balikessir.com

Balıkessir Yazılı Balıkesir Gar Tabelası





BALIKESİR’İ ÜLKE GİBİ YÖNETMELİ

 Çok önemli bir şehirde yaşıyoruz; tarım, sanayi, turizm ve lojistik altyapısına sahip, enerjide önemli bir merkez, ülke ve bölge açısından stratejik bir konumda, köklü üniversitesi ve kurumları var, verimli ovaları, kıyıları, termal kaynakları ile tek kelimeyle büyük bir potansiyele sahip bir şehir…


Kuzeyinde Avrupa’ya açılan Çanakkale Boğazı, batısında Ege Denizi ve İzmir gibi ekonomik bir merkez, doğusunda Bursa gibi sanayi devi bir şehir, güneyinde tarım ve turizm açısından önemli bir bölge olan Manisa ve Akdeniz’e açılan koridor var. Marmara ve Ege Bölgeleri arasında bir köprü görevi gören, hem kara hem de deniz ticaretinde önemli bir durak olan Balıkesir, Türkiye’nin kalbinde bir üretim ve ticaret merkezi olarak konumlanmalıdır.


Bu avantajları iyi bilen ve değerlendiren bir akılla, Balıkesir’i üretim, lojistik ve turizm açısından bölgesel bir merkez hâline getirmeliyiz. Ürettiğimiz her şeyi pazarlayabileceğimiz geniş bir coğrafyanın içinde olduğumuzu unutmamalıyız. Doğru stratejilerle tarımda, sanayide, sağlıkta ve turizmde büyük atılımlar yapabiliriz.


Balıkesir SAĞLIK ŞEHRİ, güçlü sağlık altyapısı, termal kaynakları, tıp fakültesi ve nitelikli insan kaynağı ile sağlık turizmi açısından büyük bir potansiyel taşıyor. Şehri uluslararası sağlık turizminin önemli bir merkezi hâline getirmek için bu potansiyeli yönetecek doğru bir vizyona ihtiyacımız var.


Turizm açısından da Balıkesir eşsiz bir şehir. Doğal güzellikleri, Kaz Dağları, Ayvalık ve Cunda gibi dünya çapında bilinen turizm destinasyonları, mavi bayraklı plajları, termal kaynakları, tarihi ve kültürel mirası ile Balıkesir, turizmin her alanında büyük fırsatlar sunuyor. Ancak turizmi sadece broşür basarak değil, profesyonel bir bakış açısıyla tüm bileşenleriyle ele almalıyız.


Balıkesir, Türkiye’nin bir özeti gibi. 20 ilçesi var ve her biri kendine özgü değerler barındırıyor. Ancak maalesef bu ilçelerin çoğunda planlı bir kalkınma vizyonu bulunmuyor. Şehir, en az 20 sektörde kümelenme potansiyeline sahip ancak bu alanlarda profesyonelce yürütülen bir kümelenme çalışması henüz mevcut değil. Balıkesir’in bu sektörleri doğru yönetildiğinde her birinden milyarlarca dolarlık ekonomik katkı elde etmek mümkün.


Kalkınma;


  • Zeytin ve zeytinyağını dünya çapında bir marka hâline getirdiğimizde,

  • Tarım ve hayvancılıkta katma değerli ürünlere yöneldiğimizde,

  • Termal turizmi bir dünya markası yapacak şekilde geliştirdiğimizde,

  • Sahil şeridimizi turizmin her alanında değerlendirdiğimizde,

  • Organize sanayi bölgelerimizi güçlendirip yenilerini açtığımızda,

  • Lojistik altyapıyı geliştirip Balıkesir’i uluslararası bir ticaret merkezi hâline getirdiğimizde,

  • Et ve süt ürünlerinde işleme tesislerini artırıp dünya pazarına açıldığımızda,

  • Küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığı bölgesel olarak organize ettiğimizde,

  • Arıcılık ve tıbbi aromatik bitkiler alanında kümelenmeyi sağladığımızda,

  • Balıkçılık ve su ürünlerinde yüksek katma değerli üretime geçtiğimizde,

  • Doğal tarım ve ekolojik üretimi teşvik edip marka hâline getirdiğimizde,

  • Sanayi limanlarını güçlendirip, Balıkesir’i bir lojistik merkez olarak konumlandırdığımızda,

  • İlçelerimizi turizm, tarım, sanayi ve ticaret ekseninde özelleştirilmiş kalkınma bölgelerine dönüştürdüğümüzde,

  • 20 sektörümüzün her birinde profesyonel kümelenme çalışmaları yürüttüğümüzde,

  • Şehirlerimizi gençlerimize, çocuklarımıza ve gelecek nesillere yakışır şekilde dizayn ettiğimizde,

  • İnsanımıza inandığımızda ve gençlerimize güvendiğimizde,

  • Balıkesir’i bir ülke gibi stratejik bir şehir olarak yönettiğimizde,


Kaçınılmaz bir şekilde kalkınma kendiliğinden gelecek ve Balıkesir hak ettiği gelişmişlik seviyesine ulaşacaktır. Şehrimiz, Ege ve Marmara’nın üretim, ticaret ve hizmet merkezi olacak. Buna çok inanıyorum.


Orman Y. Mühendisi ve Proje Uzmanı

Mustafa Çetin