Balıkesir

girişim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
girişim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Karikatürist Süleyman Çetin Çevre Bilinci İçin Konuştu, Çizdi ve Anlattı

  ​İklim Okulu, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında toplumu bilinçlendirmek amacıyla çeşitli atölye ve etkinlikler düzenlemektedir. Bu etkinlikler kapsamında uzmanlar, farklı platformlarda bilgi ve deneyimlerini paylaşarak farkındalık yaratmayı hedeflemektedir.

Radyo Programları:

  • Meteorolojinin Sesi Radyosu: Her hafta Çarşamba ve Perşembe günleri yayınlanan "Bir Konu Bir Konuk" programında, İklim Okulu uzmanlarından Süleyman Çetin, iklim değişikliği zirveleri, iklim adaleti, uyum ve dayanıklılık, yeşil ve döngüsel ekonomi gibi konuları ele almıştır.

  • TRT Ankara Radyosu: "Gün Ortası" programında, Orman Yüksek Mühendisi Mustafa Çetin ve Çevre Yüksek Mühendisi Süleyman Çetin, "Daha Yeşil Bir Dünya için Genç Gel Platformu"nun amaçlarını ve gerçekleştirdikleri çalışmaları dinleyicilerle paylaşmıştır.

  • TRT Radyo 1: Sinem Ünlü ve Mutlu Füsun Küçük'ün hazırladığı, Giray Çavdar'ın sunduğu "Ailece" programında, Süleyman Çetin çocukların çevre hakkı, eko-anksiyete ve Yeşil Orman Okulu kapsamında sürdürülebilir kalkınma çalışmaları hakkında bilgi vermiştir.

  • TRT Radyo 1: Hilal Aksungur'un hazırladığı, Ebru Erkekli'nin sunduğu "Günebakan" programında, Süleyman Çetin İklim Okulu'nun çalışmaları, sera gazı ve karbon ayak izi hesaplaması, atık yönetimi ve yeşil mutabakat kapsamında stratejik planların hazırlanması konularını aktarmıştır.

Uluslararası Etkinlikler:

  • 6. Akdeniz Orman Haftası: Lübnan'ın Beyrut kentinde düzenlenen etkinlikte, İklim Aktivisti ve Çevre Karikatüristi Süleyman Çetin, "Environmental Awareness Cartoon & Caricature Exhibition" adlı 5 günlük bir karikatür sergisi düzenlemiştir.

Dijital Platformlar:

  • Genç Hikayeler Programı: Tuçe Koç'un hazırlayıp sunduğu bu programda, Süleyman Çetin sürdürülebilir kalkınma amaçları, sürdürülebilirlik ve yeşil mutabakat çalışmalarına finansman sağlanması konularında bilgi vermiştir.

  • YouTube: Youtuber Alper Aziret'in kanalında yayınlanan "Girişim ve Girişimcilik" programında, Süleyman Çetin sosyal girişimcilik kavramını ve "Bilge Seramik Sanat" adlı örnek sosyal girişim projesini anlatmıştır.

İklim Okulu'nun bu tür etkinlikleri, toplumun iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında bilinçlenmesine katkı sağlamaktadır.


İklim Okulu Kurucusu Süleyman Çetin'in Konuk Olduğu Programlar

Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı Süleyman Çetin’in konuk olarak katıldığı radyo programları, karikatür sergileri ve sosyal sorumluluk projeleri bu sayfada derlenmiştir. Doğa, iklim, çevre eğitimi ve sosyal farkındalık temalı birçok programda bilgi ve deneyimlerini paylaşan Süleyman Çetin, çeşitli etkinliklerde de aktif rol almıştır. Katıldığı programlara ve sergilere dair detaylı bilgilere aşağıdan ulaşabilirsiniz.

• Meteorolojinin Sesi Radyosu – Bir Konu Bir Konuk
• TRT Ankara Radyosu – Gün Ortası Programı
• TRT Radyo 1 – Ailece Programı
• TRT Radyo 1 – Günebakan Programı
• 6. Akdeniz Orman Haftası – Karikatür Sergisi (Beyrut)
• Genç Hikayeler – Dijital Program (Tuçe Koç ile)
• Girişim ve Girişimcilik – YouTube (Alper Aziret Kanalı)












ETKİLEYİCİ PAZARLAMA (INFLUENCER MARKETING) NEDİR VE NASIL YAPILIR?

 Etkileyici pazarlama, sosyal medya ya da dijital platformlarda geniş bir takipçi kitlesine sahip bireylerin (influencer’ların), markaların ürün ya da hizmetlerini tanıtması üzerine kurulu bir stratejidir. Bu kişilerin güvenilirliği ve takipçi kitlesi üzerindeki etkisi, markaların potansiyel müşterilere daha doğal ve samimi yollarla ulaşmasını sağlar.

Etkileyici pazarlama, doğrudan reklamdan çok, tavsiye mekanizması üzerinden işler. Çünkü insanlar, güvendikleri kişilerin önerilerine daha fazla itibar eder.

Nasıl Yapılır?

Hedef Kitlenin Nerede Olduğunu Belirle
Instagram, YouTube, TikTok, LinkedIn... Hedef kitlen hangi mecrada daha aktifse, doğru platformdan başlanmalı.

Uygun Influencer’ı Seç
Takipçi sayısı her şey değildir. Seçilecek kişi, markanın değerleriyle uyumlu olmalı ve gerçek etkileşim oranı yüksek olmalıdır.

İş Birliği Modeli Belirle
Barter (ürün karşılığı paylaşım), ücretli kampanya, marka elçiliği gibi farklı iş birliği biçimleri vardır. Markanın bütçesi ve amacı doğrultusunda bir model seçilmeli.

Brief Hazırla, Ama Alan Tanı
Influencer’a neyi nasıl tanıtması gerektiğini anlatan bir bilgilendirme (brief) hazırlanmalı. Ancak içerik üreticisinin özgün tarzına müdahale edilmemeli.

Zamanlamayı İyi Planla
Kampanyanın ne zaman, hangi saatlerde paylaşılacağı önemli. Takipçilerin en aktif olduğu saatler ve özel günler göz önünde bulundurulmalı.

Yasal Yükümlülüklere Dikkat Et
Türkiye’de influencer paylaşımları reklam sayıldığından, “iş birliği” ya da “sponsorlu” ibaresi yer almalıdır.

Sonuçları Ölç ve Analiz Et
Kampanya sonrası kaç kişiye ulaşıldı, kaç tıklama ya da satış geldi, etkileşim oranı neydi? Tüm veriler analiz edilmeli.

Öneriler

• Mikro influencer'lar (10.000-100.000 takipçili) genellikle daha yüksek etkileşim oranına sahiptir.
• Takipçi satın alan hesaplardan uzak durulmalı; analiz araçlarıyla gerçek takipçi ve etkileşim oranları kontrol edilmeli.
• Aynı influencer ile uzun süreli iş birliği yapmak, marka algısını güçlendirir.
• Influencer’a sadece ürün göndermek değil, onu marka hikayesine dahil etmek önemlidir.
 
Bizi Takip Ederek Detaylı Bilgi Elde Edebilirsin: www.instagram.com/suleymancetinx

Sonuç

Etkileyici pazarlama, dijital çağın ağızdan ağıza reklamıdır. Samimiyet ve güven üzerine kurulu olduğu için iyi seçilmiş bir influencer, klasik reklamlardan çok daha etkili olabilir. Ancak bu stratejinin başarılı olabilmesi için yüzeysel iş birliklerinden uzak durulmalı, karşılıklı güven ve uzun vadeli bir vizyonla hareket edilmelidir. Unutmayalım, artık insanlar reklama değil, öneriye kulak veriyor.



Web Sitesi Pazarlaması Nedir ve Nasıl Yapılır?

 Website Pazarlama (Website Marketing)

Web Sitesi Pazarlaması: Dijital Dünyanın Kalbi

Bir işletmenin dijital dünyadaki merkezi üssü genellikle web sitesidir. Web sitesi pazarlaması, markanın ürün veya hizmetlerini kendi sitesi üzerinden tanıtması ve müşteri dönüşümleri elde etmesi sürecini kapsar. Potansiyel müşteriler çoğunlukla bir şirketle ilk temaslarını o şirketin web sitesi aracılığıyla kurar. Bu nedenle, web sitesinin pazarlama amacıyla etkin kullanımı büyük önem taşır.

İyi tasarlanmış, hızlı ve kullanıcı dostu bir web sitesi, dijital pazarlamanın diğer tüm kanallarından gelen trafiği başarıyla satışa veya etkileşime dönüştürmenin anahtarıdır. Bu bölümde web sitesi pazarlamasının tanımını yapacak, nasıl gerçekleştirileceğini adım adım açıklayacak ve en iyi uygulamaları sunacağız.

Web Sitesi Pazarlaması Nedir?

Web sitesi pazarlaması, bir işletmenin kendi web sitesi aracılığıyla hedef kitlesine ulaşmak, bilgi sunmak ve onları belirli eylemlere yönlendirmek için yaptığı pazarlama faaliyetlerinin bütünüdür. Satın alma, iletişime geçme, bülten aboneliği gibi dönüşümler bu sürecin parçasıdır.

Bu pazarlama biçimi; tasarım, içerik, SEO, kullanıcı deneyimi ve performans gibi pek çok öğeyi kapsar. Arama motoru optimizasyonu ile organik ziyaretçi çekmek, içerik pazarlamasıyla değer sunmak ve dönüşüm optimizasyonu ile bu ziyaretçileri müşteriye çevirmek temel hedeflerdir.

Web Sitesi Pazarlaması Nasıl Yapılır?

1. Web Sitesi Tasarımı ve Altyapısı:
Mobil uyumlu, hızlı yüklenen ve kullanıcı dostu bir site tasarımı ilk adımdır. Menülerin anlaşılır olması, teknik altyapının güçlü olması ve sayfaların sorunsuz çalışması kullanıcı deneyimini artırır.

2. SEO ve İçerik Optimizasyonu:
Sayfalar, ilgili anahtar kelimelere göre optimize edilmelidir. Başlıklar, meta açıklamalar ve içerikler arama motorlarıyla uyumlu olmalı; ayrıca blog ve rehber içerikleri gibi faydalı bilgilerle site düzenli olarak güncellenmelidir.

3. Dönüşüm Odaklı İçerik ve CTA’lar:
Her sayfanın net bir amacı olmalıdır. “Hemen Satın Al”, “Bize Ulaşın”, “Teklif Alın” gibi çağrı butonları ile ziyaretçilerin eyleme geçmeleri sağlanmalıdır.

4. Kullanıcı Deneyimi ve Güven Unsurları:
Tutarlı sayfa yapısı, okunabilir yazı tipi, kaliteli görseller, iletişim bilgileri ve güvenlik sertifikaları (SSL, güvenli ödeme logoları) gibi unsurlar ziyaretçinin sitede kalmasını sağlar.

5. Performans Takibi ve Analiz:
Google Analytics gibi araçlarla hangi sayfaların daha çok ilgi gördüğü, ne kadar süre kalındığı ve dönüşüm oranları izlenmelidir. A/B testleri ile farklı tasarım veya içeriklerin başarısı kıyaslanabilir.

Öneriler ve En İyi Uygulamalar

Landing Page (Açılış Sayfası) Optimizasyonu:
Reklamdan gelen kullanıcılar için özel açılış sayfaları tasarlanmalı, dikkat dağıtan ögeler azaltılmalı ve tek bir mesaja odaklanılmalıdır.

İçerik Güncelliği:
Web sitesinde tarihli, eski içerikler bırakılmamalı; blog yazıları, kampanya duyuruları ve ürün bilgileri düzenli olarak güncellenmelidir.

İletişim Kolaylığı:
Net iletişim formları, canlı destek, geri arama talepleri gibi yollarla müşteriyle temas kolaylaştırılmalıdır. Gelen mesajlara hızlı dönüş yapılması güveni artırır.

Web Sitesi Hızı:
Sayfa yüklenme süreleri 3 saniyeyi geçmemelidir. Bunun için görseller optimize edilmeli, gereksiz eklentiler kaldırılmalı ve kod yapısı sadeleştirilmelidir.

Takip ve Yeniden Hedefleme:
Facebook Pixel ve Google Ads gibi izleme kodları ile ziyaretçilerin davranışları analiz edilerek, alışveriş yapmayanlara özel reklamlar gösterilebilir.

Örnek Kullanım Senaryoları

Kurumsal Site:
Bir B2B yazılım firmasının sitesi, sunduğu hizmetleri açıklayıp “Demo Talep Et” gibi butonlarla müşteri adaylarını satış ekibine yönlendirebilir.

E-Ticaret Sitesi:
Online giyim mağazası, ürün sayfalarında kaliteli fotoğraflar, müşteri yorumları ve stok bilgileri sunar. Sepete eklenen ancak satın alınmayan ürünler için e-posta hatırlatması yapılabilir.

Hizmet Sektörü:
Bir dijital ajansın sitesi, blog ve başarı hikayeleri ile güven sağlar. Ziyaretçiler içerik okuduktan sonra ücretsiz danışmanlık formunu doldurmaya teşvik edilir.

Hatalardan Kaçınma Yolları

  • Karmaşık Arayüz: Aşırı bilgi veya görsel yüklemesi siteyi karışık hale getirir. Sadelik önemlidir.
  • SEO İhmali: Güzel görünen bir site yeterli değildir; arama motorlarında görünür olmak gerekir.
  • Eski İçerikler: Güncellenmeyen kampanyalar ve yazılar güveni sarsar.
  • Eksik CTA: Ziyaretçiye ne yapması gerektiğini açıkça göstermeyen sayfalar dönüşüm sağlayamaz.
  • İletişimsizlik: Ziyaretçiye ulaşabileceği bir kanal sunmamak, potansiyel müşterinin kaybedilmesine yol açar.

Sonuç

Web sitesi pazarlaması, dijital dünyada markanızın vitrini olmanın ötesinde, aktif bir satış ve iletişim aracıdır. Başarılı bir web sitesi; iyi bir tasarım, kaliteli içerik, teknik altyapı ve stratejik yönlendirmeyle potansiyel müşterileri etkiler.

Unutmayın, web siteniz sizin 7/24 açık mağazanızdır. Ziyaretçinin ilgisini çekmek, onu yönlendirmek ve güven vermek ise sizin dijital başarıya giden en sağlam yolunuzdur.



İnovasyon ve Eğitimle Bir Ülke Nasıl Dönüşür?

 Girişimcilik: Bir Ülkenin Geleceğini Şekillendiren Güç

Sevgili dostlar,

Bir ülke girişimci olmaya karar verip gerçekten başarılı olabilir mi? Bir ülke, yer altı zenginliklerine sahip olmadan, büyük doğal kaynaklara dayanmadan, sadece insan kaynağına ve teknolojiye yatırım yaparak küresel bir ekonomi haline gelebilir mi?

Bu soruya en net cevabı veren küçücük kara parçalarından biri malesef israil. Petrolü yok, doğalgazı yok, tarihi boyunca etrafındaki ülkelere sürekli saldırmış ve Filistinlilere soykırım uygulamış. Ancak sahip olduğu en değerli kaynağı keşfetmiş: İnsan sermayesi.

Soykırım yaparken bile özgüveni oldukça yerinde olan israil, bugün dünyanın en yenilikçi ülkelerinden biri. Verilere bakacak olursak:

  • Sivil Ar-Ge harcamaları/GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) oranında dünyada 1. sırada.
  • Kişi başına düşen risk sermayesi yatırımlarında dünyada 1. sırada.
  • NASDAQ (Teknoloji ağırlıklı şirketlerin değerlemesi) listesinde yer alan şirket sayısında dünyada 2. sırada.
  • Her 1,800 vatandaşa bir yeni girişim düşüyor.

Bu veriler, güçlü doğal kaynaklara sahip olmayan bir ülkenin girişimcilik ekosistemiyle nasıl bir dünya devine dönüşebileceğini gösteriyor. Peki, biz Türkiye olarak bundan ne öğrenebiliriz?

Bir Ülkenin Girişimci Olması Ne Anlama Geliyor?

Girişimcilik sadece şirket kurmak ya da yeni bir fikir geliştirmek değildir. Girişimcilik, risk alabilen, problem çözebilen, yeniliğe açık bir toplum inşa etmek demektir. Ekonomik büyümenin, teknolojik ilerlemenin ve uluslararası rekabet gücünün temel taşıdır.

Girişimci bir ülke olmak demek:

  • İnovasyonu teşvik eden bir kültüre sahip olmak,
  • Bilgiye dayalı ekonomiye yatırım yapmak,
  • Eğitimi, Ar-Ge'yi ve teknolojiye yönelmeyi öncelik haline getirmek,
  • Gençleri girişimcilik konusunda cesaretlendirmek demektir.

Ve en önemlisi: Eğitim sistemini girişimciliği destekleyecek şekilde yapılandırmak!

Türkiye’nin Girişimcilik Potansiyeli

Türkiye, dinamik bir nüfusa ve stratejik bir konuma sahip. Ancak girişimcilik konusunda henüz hak ettiği noktada değil. Ar-Ge harcamaları artırılsa da, İsrail gibi bir yenilik merkezi olabilmek için daha fazla girişimci ruha ihtiyacımız var.

Peki, Türkiye girişimci bir ülke olabilir mi? Kesinlikle olabilir! Ancak bunun için bazı temel noktalara odaklanmamız gerekiyor:

Eğitim Sistemi Yenilikçi Olmalı

Girişimcilik, ilkokuldan itibaren eğitimin bir parçası olmalı. Ezberci sistem yerine, sorgulayan ve üreten bireyler yetiştirmek zorundayız. Kodlama, tasarım odaklı düşünme, problem çözme yetenekleri çocuklara küçük yaşlardan itibaren kazandırılmalı.

Ar-Ge ve Risk Sermayesi Desteklenmeli

İsrail’in en büyük başarısı, Ar-Ge yatırımları ve girişimcilere verilen desteklerle gerçekleşti. Türkiye’nin de teknolojiye ve yeniliğe yatırım yapan şirketleri daha fazla desteklemesi gerekiyor. Risk sermayesi yatırımları artırılmalı, üniversiteler teknoloji üretim merkezlerine dönüşmeli.

Global Düşünce Yapısı Geliştirilmeli

Girişimciliğin en büyük düşmanı yerel düşünmektir. Küresel rekabetin içinde yer almak için gençlerin dünya ile entegre olmaları sağlanmalı. Türkiye’de üretilen fikirler, yalnızca Türkiye pazarına değil, uluslararası pazara hitap edebilmeli.

Başarısızlık Korkusu Aşılmalı

Girişimcilik, deneme-yanılma sürecidir. Dünyaca sevilmeyen israilde bile başarısızlık, bir girişimcinin kariyerinde bir basamak olarak görülüyor. Ancak Türkiye’de hala “bir iş batırmak” büyük bir başarısızlık olarak algılanıyor. Girişimcilik kültürünün gelişmesi için, başarısızlığın öğrenme sürecinin bir parçası olduğu kabul edilmelidir.

Sonuç: Türkiye’nin Geleceği Girişimcilikte!

Sevgili dostlar, dünyanın en büyük ekonomileri girişimcilik ile büyüdü. ABD, Çin, Almanya, İsrail gibi ülkeler, sahip oldukları kaynaklardan çok yenilikçi düşünce sistemleri ve girişimcilik ekosistemleriyle öne çıktılar.

Türkiye, dinamik nüfusu, büyük potansiyeli ve stratejik konumu ile girişimcilik alanında büyük fırsatlara sahip. Ancak bu potansiyeli hayata geçirmek için eğitimi, Ar-Ge'yi ve risk almayı teşvik eden bir ekosistem yaratmak zorundayız.

Girişimcilik, yalnızca bireysel başarı değil, bir ülkenin geleceğini belirleyen en büyük güçlerden biridir. Eğer Türkiye girişimcilik kültürünü güçlendirebilirse, önümüzdeki yıllarda küresel ölçekte çok daha büyük başarılara imza atabiliriz.

Unutmayalım, bir ülke girişimci olmayı seçebilir ve başarılı olabilir. Yeter ki doğru adımları atalım!

Sevgiyle kalın,

Bu arada bazı verileri ve ilham aldığım kıymetli Erhan Erkut Hocamıza teşekkür ederim.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Dünyada Ticaret Yolları Yeniden Çiziliyor, Peki Ya Biz?

Sevgili Dostlar,

Dünyada ticaret yolları, enerji hatları ve stratejik projeler hızla şekillenirken, ülkeler büyük hamlelerle geleceğin ekonomik ve siyasi dengelerini belirlemeye çalışıyor. Bizler de bu gelişmelere kayıtsız kalamayız. Ne demişler, “Küresel düşün, yerel uygula!”

Kuzey Akım 2 (Nord Stream 2), Bir Kuşak Bir Yol (Belt and Road Initiative) ve Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) gibi projeler, dünya devlerinin sadece bugünü değil, on yıllar sonrasını planladığını gösteriyor. Peki ya biz? Balıkesir olarak biz geleceğimizi nasıl şekillendiriyoruz?

Şehrimizin sahip olduğu değerleri iyi analiz edip dünya ölçeğinde bir anlam kazandırmazsak, elimizdeki potansiyel yalnızca ham bir güç olarak kalır. İşte burada jeotermal enerji devreye giriyor. Balıkesir’in yer altındaki sıcak su kaynakları, bugüne kadar yalnızca kaplıcalar ve birkaç serada kullanıldı. Oysa dünya yenilenebilir enerji ve sağlık turizmi gibi alanlara yönelirken, biz de jeotermali merkeze alan büyük bir vizyon geliştirmeliyiz.

Dünyadaki Büyük Projelere Bakınca…

Dünyanın dört bir yanında enerji ve ticaret yolları üzerinden büyük hamleler yapılıyor. Örneğin, Kuzey Akım 2 doğalgazı Rusya’dan Almanya’ya taşıyan dev bir enerji hattı. Bir Kuşak Bir Yol, Çin’den Avrupa’ya kesintisiz demiryolu ulaşımı sunarak küresel ticarette yeni bir sayfa açıyor. IMEC (Yeni Baharat Yolu) ise Hindistan’dan Avrupa’ya ulaşan yeni bir ticaret koridoru olarak planlanıyor.

Bütün bunlar ne anlama geliyor? Dünya sadece bugünü değil, geleceği inşa ediyor. Ve bunu yaparken de kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak güçlerini pekiştiriyorlar. Bizim de Balıkesir’de aynı mantıkla hareket etmemiz lazım. Kendi kaynaklarımızı doğru değerlendirerek hem ekonomik hem de çevresel anlamda sürdürülebilir projeler üretmeliyiz.

Balıkesir’in Gizli Hazinesi: Jeotermal

Balıkesir, jeotermal enerji açısından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri. Şehirde çok farklı jeotermal alan var ve bu sahaların sıcaklıkları 30°C’den 102°C’ye kadar değişiyor. Yani şifalı kaplıca sularından enerji üretmeye kadar geniş bir kullanım alanı mevcut.

Şu an termal turizm ve birkaç serada kullanılan bu kaynaklar, çok daha geniş çapta değerlendirilebilir. Tarımdan sanayiye, sağlık turizminden enerji üretimine kadar birçok sektörde jeotermal enerjinin kullanımı artırılabilir. Ancak bunun için stratejik bir vizyon şart.

TERMAL-YOL: Türkiye'ye Yeni Bir Rota

Dünyada İpek Yolu, Baharat Yolu gibi ticaret yolları tarih boyunca medeniyetleri şekillendirdi. Günümüzde ise turizm rotaları, gastronomi yolları gibi projeler büyük bir ilgi görüyor. Türkiye neden “TERMAL-YOL” adlı bir projeyle kendi jeotermal rotasını oluşturmasın?

Bu proje neyi kapsamalı?

  • Jeotermal Kaynak Haritası: Öncelikle, Balıkesir’deki tüm termal kaynaklar detaylı şekilde analiz edilmeli. Sıcaklıkları, mineral oranları ve sağlık üzerindeki etkileri belirlenmeli.
  • Termal Sağlık Rotası: Gönen’den başlayıp Bigadiç, Sındırgı, Edremit gibi ilçeleri kapsayan bir termal turizm güzergâhı oluşturulmalı. Bu güzergah daha sonra Kütahya ve Afyona kadar uzanmalı. Sadece Balıkesir değil, biz Balıkesir ayağı olarak kendi sahalarımızı hazır hale getirmeliyiz. Gelen turistler, şehrin farklı noktalarındaki termal tesisleri gezerek şifa bulmalı.
  • Bölgesel Kalkınma: Termal otellerin yanı sıra, bölgede yerel üreticiler desteklenmeli. Turistler geldiklerinde sadece sıcak suya girmekle kalmamalı, yerel bal, zeytinyağı, doğal sabunlar gibi ürünleri de deneyimlemeli. Tabi diğer iller de kendi yerel ürünlerini tanıtacaktır. Afyon kaymaklı lokumunu geliştirerek bu konuda oldukça inovatif bir ürün geliştirmiş. 
  • Yatırımcı Çekme: Bu rotanın işler hale gelmesi için özel sektör teşvik edilmeli. Termal otel zincirleri, sağlık merkezleri ve SPA tesisleri için altyapı yatırımları ve teşvikler oluşturulmalı.

Böyle bir proje İstanbul'a ve İzmir'e yakınlığı nedeniyle Balıkesir’i “Türkiye’nin Termal Yolun Orta Noktası, yani Başkenti” haline getirebilir. Yalova ve Bursa da termal kaynak konusunda oldukça ileri seviyede olan illerden. Sağlık turizmi dünya çapında büyük bir sektör ve özellikle Avrupa’dan çok fazla turist kaplıcalar için ülkemize geliyor. TERMAL-YOL gibi bir projeyle Balıkesir, turizmde yeni bir marka olabilir.

Yerel Yönetimlere Büyük Görev Düşüyor

Bu projeler sadece fikirden ibaret kalmamalı. Yerel yönetimlerin harekete geçmesi şart. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili ilçe belediyeleri şu adımları atmalı:

  • Stratejik Planlama: Şehir genelinde bir jeotermal master planı oluşturulmalı.
  • Teşvikler: Termal tesisleri belirli standartlara getirecek girişimcilere vergi avantajları, yeni açılacaklara ruhsat kolaylığı gibi teşvikler sağlanmalı.
  • Tanıtım: TERMAL-YOL, ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında tanıtılmalı.
  • Çevre Koruma: Jeotermal kullanımın sürdürülebilir olması için, kullanılan suyun yer altına tekrar basılması gibi önlemler alınmalı.

Sevgili dostlar,

Dünya hızla değişirken, Balıkesir’in başta olmak üzere termale sahip illerin, kaynaklarını akıllıca yönetip birleşerek bir marka haline gelmesi mümkün. Jeotermal enerji yalnızca bir termal su kaynağı değil, ülkemize değer kazandırabilecek büyük bir ekonomik fırsat.

TERMAL-YOL gibi bir proje hayata geçerse, Balıkesir’in adı dünya turizm haritasına kazınabilir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltırken, sağlık turizmi ile de büyük bir ekonomik katkı sağlayabiliriz.

Özetle, “Küresel düşün, yerel uygula” diyerek dünyadaki büyük projelerden ilham almalı ve Balıkesir’i geleceğin termal başkenti yapacak adımları hep birlikte atmalıyız. Yeter ki vizyonumuzu geniş tutalım ve harekete geçelim.

Sevgiyle kalın,

Süleyman Çetin
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Kooperatifçilik ile Daha Güçlü Bir Balıkesir Mümkün!

 Balıkesir’de Kooperatifçilik ile Güçlenelim: Zeytin, Höşmerim, Halıcılık ve Pirinç Üretiminde Yeni Bir Dönem

Balıkesir, verimli toprakları, kadim üretim kültürü ve zengin gastronomisiyle Türkiye’nin gözde illerinden biri. Marmara ve Ege bölgelerini birleştiren bu özel şehir; zeytinden höşmerime, halıcılıktan pirinç-çeltik üretimine kadar pek çok alanda potansiyel barındırıyor. Ancak bu potansiyelin kalıcı bir güce dönüşmesi, üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesi ve sürdürülebilir bir üretim modeli kurulabilmesi için kooperatifleşme en önemli adımlardan biri.


2025 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi, Balıkesir’de kooperatifçilik bilincini artırmak ve güçlü örgütlenmeleri teşvik etmek adına büyük bir fırsat sunuyor. Gelin, Balıkesir’in eşsiz ürünlerine kooperatifler aracılığıyla nasıl değer katabileceğimizi konuşalım.


1. Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatifleri

Balıkesir, Türkiye’nin önde gelen zeytin üretim merkezlerinden biri. Ayvalık, Edremit ve Gömeç başta olmak üzere birçok ilçede binlerce yıldır zeytin yetiştiriliyor. Ancak üreticilerin daha güçlü pazarlara açılabilmesi, markalaşabilmesi ve adil gelir elde edebilmesi için Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatiflerinin kurulması şart.


Bu sayede;


Ürünlerin fiyat istikrarı sağlanır.

Ortak markalar altında kalite standartları geliştirilir.

Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda daha güçlü bir yer edinilir.

İşleme tesisleri ortaklaşa kurularak maliyetler düşürülür.

2. Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi

Balıkesir denince akla gelen lezzetlerden biri hiç şüphesiz höşmerim. Bu geleneksel tatlıyı üretip satmak isteyen kadın girişimciler için kurulacak Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi, yöresel mutfağın yaşatılması ve ekonomiye kazandırılması adına kritik bir adım olabilir.


Kadınların emeğini görünür kılan böyle bir kooperatif ile;


Geleneksel tariflerin korunması sağlanır.

Şehir dışı satış imkanları artırılır.

Yerel festivaller ve turistik noktalarda satış imkanı yaratılır.

Balıkesir’e özgü bir hediyelik ve marka ürünü geliştirilir.

3. Balıkesir Halıcılığı için Kooperatifleşme Zamanı

Balıkesir’in Sındırgı ve Yağcıbedir halıları, yıllardır ustaların elinde hayat bulan değerli eserlerdir. Fakat küresel rekabet, artan maliyetler ve zanaatkâr eksikliği sebebiyle halıcılık zor günler geçiriyor. Bu noktada Halı Üreticileri Kooperatifi, ustaların birlik olarak hareket etmesini, ürünlerini daha geniş pazarlara ulaştırmasını ve eğitim programlarıyla yeni ustalar yetiştirmesini sağlayabilir.


Bu kooperatif sayesinde;


Ortak satış mağazaları açılabilir.

Kültürel miras korunur.

Gençlerin mesleğe kazandırılması için projeler üretilir.

Turistik satış noktaları ve online pazarlar güçlendirilir.

4. Gönen Pirinci ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi

Balıkesir’in Gönen ilçesi, Türkiye’nin pirinç ambarlarından biri. Gönen pirinci, lezzeti ve kalitesiyle sofraların vazgeçilmezi. Ancak üretimde yaşanan maliyet artışları, pazarlama zorlukları ve rekabet sorunları üreticiyi zorluyor. Çözüm ise yine kooperatifleşmekte!


Pirinç ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi ile;


Toplu alım-satım gücü oluşturulur.

İşleme ve paketleme tesisleri ortaklaşa işletilir.

Markalaşma çalışmaları yürütülür.

Tarımsal destekler için ortak projeler geliştirilir.

Balıkesir Kooperatifçiliği ile Daha Güçlü Bir Gelecek

Balıkesir’in tüm bu değerleri, kooperatifleşme sayesinde yalnızca ekonomik katkı sunmakla kalmayacak, aynı zamanda kültürel mirasın yaşatılmasını ve yerel kalkınmanın güçlenmesini sağlayacak. 2025 yılı "Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar" mottosuyla ilan edilmişken, Balıkesir’in de bu harekete öncülük etmesi gerekiyor.


Bugün Balıkesir’in dört bir yanında üretim yapan herkesin birbirine sorması gereken soru şu:

"Biz birlikte daha güçlü olabilir miyiz?"


Cevap çok net: Evet, kooperatifleşerek Balıkesir’i büyütebiliriz!


Sen de Dahil Ol!

Balıkesir’de kooperatif kurmak, var olan kooperatiflere üye olmak veya destek vermek için yerel Ticaret İl Müdürlükleri, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları ile iletişime geçebilir, kooperatifçiliğin gücüne ortak olabilirsin.


Unutmayalım;

"Birlikte Üretiyor, Birlikte Büyüyoruz!"


Kooperatif Hareketi ile Güçlenen Şehir Balıkesir

 Balıkesir’de Kooperatifçilik: Daha İyi Bir Dünya İçin Birlik Zamanı!

Balıkesir, tarih boyunca üretimin, emeğin ve dayanışmanın simgesi olmuş şehirlerimizden biri. Zeytininden sütüne, tarımından turizmine kadar geniş bir yelpazede üretim yapan Balıkesir, kooperatifçilik kültürünün de güçlü şekilde yeşerebileceği illerimiz arasında yer alıyor. Ancak elimizdeki veriler gösteriyor ki, Türkiye genelindeki kooperatifleşme sorunları Balıkesir için de geçerli.


Balıkesir Kooperatifçilikte Neredeyiz?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde toplam 48.938 kooperatif bulunuyor. Bunların 11.542'si ise Ticaret Bakanlığı görev alanındaki farklı türlerden oluşuyor.


Balıkesir ise 2024 yılı itibariyle en çok kooperatife sahip iller arasında yer almasa da, potansiyelini göz ardı etmek mümkün değil. Özellikle tarım, hayvancılık, turizm ve kadın girişimciliği alanlarında Balıkesir’in kooperatifçilikte öncü illerden biri olması için önemli fırsatlar bulunuyor.


Balıkesir’de Hangi Kooperatifler Öne Çıkabilir?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde güçlü bir merkez birlik çatısı kurma potansiyeline sahip kooperatif türlerinden bazıları şöyle:


  • Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri (1.211 adet)
  • Gayrimenkul İşletme Kooperatifleri (927 adet)
  • İşletme Kooperatifleri (728 adet)
  • Tarım Satış Kooperatifleri (325 adet)
  • Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri (353 adet)
  • Turizm Geliştirme Kooperatifleri (548 adet)

Balıkesir’in üretim gücünü düşündüğümüzde; Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri, Tarım Satış Kooperatifleri ve Turizm Geliştirme Kooperatifleri tam da şehrin dinamiklerine uygun alanlar olarak öne çıkıyor.


Bugün Susurluk’ta peynir üreten kadınlar, Edremit’te zeytinyağı işleyen üreticiler, Ayvalık’ta butik turizm hizmetleri veren girişimciler, Bandırma’da pazarlama ağı kurmak isteyen çiftçiler için kooperatifler sürdürülebilir bir gelecek sunabilir.


Üst Birlik Kurmak Neden Önemli?

Türkiye’de ne yazık ki kooperatiflerin üst örgütlenmesi zayıf. 34 farklı türde 11.542 kooperatif olmasına rağmen sadece 91 üst birlik kurulmuş durumda. Balıkesir’deki kooperatiflerin de üst birlikleşmeye gitmesi, kendi bölgelerinde daha güçlü bir ses olmalarını sağlayacak. Bu birlikler sayesinde:


  • Bölgesel pazarlama ağları kurulabilir.
  • Ortak üretim tesisleri oluşturulabilir.
  • Marka değerleri yükseltilerek ulusal ve uluslararası pazarlarda yer alınabilir.

2025 Uluslararası Kooperatifler Yılı: Balıkesir İçin Fırsat Yılı!

Birleşmiş Milletler tarafından 2025 yılı Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edildi. Yılın mottosu ise:

“Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar”

Balıkesir’in bu vizyona ortak olması gerekiyor. 2025 yılı, Balıkesir’de kooperatifçilik için bir seferberlik yılı olabilir. Kadın kooperatiflerinden genç girişimci topluluklarına, tarım üreticilerinden turizmcilerine kadar herkesin bu dayanışma çatısı altında buluşması önemli.


Ne Yapılmalı?

  • Balıkesir’de mevcut kooperatiflerin üst birlik kurmaları teşvik edilmeli.
  • Yeni kurulacak kooperatiflere yerel yönetimler ve kamu tarafından destek verilerek sayıları artırılmalı.
  • Kooperatiflerin ortak projeler üretmesi sağlanmalı.
  • 2025 yılı boyunca Balıkesir genelinde kooperatifçilik farkındalığını artıracak etkinlikler düzenlenmeli.

Sonuç olarak, Balıkesir’in bereketli toprakları, çalışkan insanları ve köklü üretim kültürü ile kooperatifçilikte örnek bir şehir olması hiç de uzak bir hayal değil. 2025 Uluslararası Kooperatifler Yılı, bu hayali gerçeğe dönüştürmek için tam da doğru zaman.


Unutmayalım; Kooperatifler, daha iyi bir Balıkesir için var!




Girişimcilik Ruhumuz Ne Kadar Güçlü?

Değerli okurlar,
Bugün sizlerle girişimcilik ve sosyal projeler üzerine sohbet etmek istiyorum. Ülkemizin dört bir yanında gerek kalkınma ajansları, gerek sivil toplum kuruluşları için açılan proje çağrıları, girişimciler için adeta birer ışık kaynağı. Bu proje çağrıları sadece bireylerin değil, bölgelerin de kaderini değiştirecek güce sahip.

Geçtiğimiz günlerde SMART Proje Akademisi’nin sahibi, deneyimli proje uzmanı Ramazan Kırmızı Bey ile sohbet etme fırsatım oldu. Kendisi, proje desteklerinin sadece finansal bir yardım olmadığını, aynı zamanda toplumsal kalkınma için bir vizyon sunduğunu söyledi. "Her bir destek çağrısı, bir bölgenin geleceğine yapılacak stratejik bir yatırımdır," dedi. Bence bu söz, girişimcilik desteklerinin ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde anlatıyor. Ayrıca SMART Proje Akademisi olarak "Siz hayal edin, biz gerçekleştirelim" şeklinde de projelerde birlikte çalışabileceğini dile getiriyor.

Destek Mekanizmalarının Önemi

Kalkınma Ajansları, TÜBİTAK, KOSGEB ve Avrupa Birliği gibi kurumların sunduğu destekler, sadece girişimciler için değil, hepimiz için büyük bir fırsat. Bu destekler, projelerin hayata geçmesi için bir başlangıç noktası oluştururken, aynı zamanda toplumsal fayda yaratma yolunda önemli bir adım.

Mesela Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın düzenlediği Sürdürülebilir Enerji Fikir Maratonu, girişimcilerin yenilikçi enerji çözümleri geliştirmesi için güzel bir platform sunuyor. Hem bölgesel kalkınma sağlanıyor hem de çevresel farkındalık artıyor. Diğer yandan TÜBİTAK’ın Yapay Zekâ Ekosistem 2024 Çağrısı gibi destekler de girişimcilerin teknolojiyi kullanarak projelerini bir üst seviyeye taşımasına yardımcı oluyor.

Girişimcilik ve Sosyal Yatırımlar: Birlikte Daha Güçlü

Ramazan Bey’in dikkat çektiği bir başka önemli nokta da, bu desteklerin sadece bireysel projeleri değil, topluma fayda sağlayan girişimleri de desteklediği. Özellikle yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve sürdürülebilir kalkınma gibi alanlarda yapılan çalışmalar, toplumun geneline dokunan sonuçlar doğuruyor.

UNESCO’nun Sürdürülebilir Kalkınma için Uluslararası Bilimler On Yılı girişimi ya da Avrupa Birliği’nin İklim Değişikliği Hibe Programı gibi projeler, girişimcilerin dünya standartlarında işler yapmasına imkân tanıyor. Böylece girişimcilik ekosistemimiz büyüyor, gençler de bu alana ilgi duymaya başlıyor.

Bir Destekten Faydalanmak İçin Küçük İpuçları

Sevgili okurlar, desteklerden yararlanmak isteyen girişimciler için birkaç önerim var:

  1. Özgün bir fikriniz olsun: İster büyük ister küçük olsun, projenizin kendine has bir yönü mutlaka olmalı.
  2. Çevrenizi gözlemleyin: Bulunduğunuz bölgenin ihtiyaçlarını anlamadan etkili bir proje üretmek zor. Bölgenize gerçekten fayda sağlayacak bir fikirle yola çıkın.
  3. Projelerinizi net anlatın: Başvuru sürecinde, fikrinizi açık ve anlaşılır bir şekilde anlatmak çok önemli. Jüri ya da değerlendirici, neyi hedeflediğinizi hemen anlamalı.
  4. Bilirkişilere danışın: Eğer bir fikriniz varsa ama nasıl geliştireceğinizi bilemiyorsanız, SMART Proje Akademisi gibi alanında uzman kişilerden destek almak işinizi kolaylaştırabilir.

Sonuç: Hep Birlikte Daha Güzel Günlere

Sevgili dostlar, girişimcilik ve sosyal projeler sadece bireysel başarıları değil, toplumsal kalkınmayı da beraberinde getiriyor. Türkiye, bu anlamda sunduğu fırsatlarla gerçekten çok zengin bir ülke. Önemli olan, bu fırsatları değerlendirecek cesareti ve azmi göstermek.

Ramazan Kırmızı Bey’in dediği gibi, her destek çağrısı bir bölgenin geleceğine yapılan yatırımdır. Bizlere düşen görev ise bu fırsatları değerlendirmek ve hem kendimize hem de çevremize katkı sağlamak. Unutmayalım, hepimizin başarısı, hepimizin geleceği!

2024 Aralık ayı için açık olan proje çağrıları ve detaylı bilgilere ulaşmak için güncel fırsatları takip edebileceğiniz resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz:

 https://www.projeakademisi.com/2024/12/aralik-2024-acik-hibe-ve-destekler.html

Sevgiyle kalın,
Süleyman Çetin