Balıkesir

tarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dünyada Ticaret Yolları Yeniden Çiziliyor, Peki Ya Biz?

Sevgili Dostlar,

Dünyada ticaret yolları, enerji hatları ve stratejik projeler hızla şekillenirken, ülkeler büyük hamlelerle geleceğin ekonomik ve siyasi dengelerini belirlemeye çalışıyor. Bizler de bu gelişmelere kayıtsız kalamayız. Ne demişler, “Küresel düşün, yerel uygula!”

Kuzey Akım 2 (Nord Stream 2), Bir Kuşak Bir Yol (Belt and Road Initiative) ve Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) gibi projeler, dünya devlerinin sadece bugünü değil, on yıllar sonrasını planladığını gösteriyor. Peki ya biz? Balıkesir olarak biz geleceğimizi nasıl şekillendiriyoruz?

Şehrimizin sahip olduğu değerleri iyi analiz edip dünya ölçeğinde bir anlam kazandırmazsak, elimizdeki potansiyel yalnızca ham bir güç olarak kalır. İşte burada jeotermal enerji devreye giriyor. Balıkesir’in yer altındaki sıcak su kaynakları, bugüne kadar yalnızca kaplıcalar ve birkaç serada kullanıldı. Oysa dünya yenilenebilir enerji ve sağlık turizmi gibi alanlara yönelirken, biz de jeotermali merkeze alan büyük bir vizyon geliştirmeliyiz.

Dünyadaki Büyük Projelere Bakınca…

Dünyanın dört bir yanında enerji ve ticaret yolları üzerinden büyük hamleler yapılıyor. Örneğin, Kuzey Akım 2 doğalgazı Rusya’dan Almanya’ya taşıyan dev bir enerji hattı. Bir Kuşak Bir Yol, Çin’den Avrupa’ya kesintisiz demiryolu ulaşımı sunarak küresel ticarette yeni bir sayfa açıyor. IMEC (Yeni Baharat Yolu) ise Hindistan’dan Avrupa’ya ulaşan yeni bir ticaret koridoru olarak planlanıyor.

Bütün bunlar ne anlama geliyor? Dünya sadece bugünü değil, geleceği inşa ediyor. Ve bunu yaparken de kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak güçlerini pekiştiriyorlar. Bizim de Balıkesir’de aynı mantıkla hareket etmemiz lazım. Kendi kaynaklarımızı doğru değerlendirerek hem ekonomik hem de çevresel anlamda sürdürülebilir projeler üretmeliyiz.

Balıkesir’in Gizli Hazinesi: Jeotermal

Balıkesir, jeotermal enerji açısından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri. Şehirde çok farklı jeotermal alan var ve bu sahaların sıcaklıkları 30°C’den 102°C’ye kadar değişiyor. Yani şifalı kaplıca sularından enerji üretmeye kadar geniş bir kullanım alanı mevcut.

Şu an termal turizm ve birkaç serada kullanılan bu kaynaklar, çok daha geniş çapta değerlendirilebilir. Tarımdan sanayiye, sağlık turizminden enerji üretimine kadar birçok sektörde jeotermal enerjinin kullanımı artırılabilir. Ancak bunun için stratejik bir vizyon şart.

TERMAL-YOL: Türkiye'ye Yeni Bir Rota

Dünyada İpek Yolu, Baharat Yolu gibi ticaret yolları tarih boyunca medeniyetleri şekillendirdi. Günümüzde ise turizm rotaları, gastronomi yolları gibi projeler büyük bir ilgi görüyor. Türkiye neden “TERMAL-YOL” adlı bir projeyle kendi jeotermal rotasını oluşturmasın?

Bu proje neyi kapsamalı?

  • Jeotermal Kaynak Haritası: Öncelikle, Balıkesir’deki tüm termal kaynaklar detaylı şekilde analiz edilmeli. Sıcaklıkları, mineral oranları ve sağlık üzerindeki etkileri belirlenmeli.
  • Termal Sağlık Rotası: Gönen’den başlayıp Bigadiç, Sındırgı, Edremit gibi ilçeleri kapsayan bir termal turizm güzergâhı oluşturulmalı. Bu güzergah daha sonra Kütahya ve Afyona kadar uzanmalı. Sadece Balıkesir değil, biz Balıkesir ayağı olarak kendi sahalarımızı hazır hale getirmeliyiz. Gelen turistler, şehrin farklı noktalarındaki termal tesisleri gezerek şifa bulmalı.
  • Bölgesel Kalkınma: Termal otellerin yanı sıra, bölgede yerel üreticiler desteklenmeli. Turistler geldiklerinde sadece sıcak suya girmekle kalmamalı, yerel bal, zeytinyağı, doğal sabunlar gibi ürünleri de deneyimlemeli. Tabi diğer iller de kendi yerel ürünlerini tanıtacaktır. Afyon kaymaklı lokumunu geliştirerek bu konuda oldukça inovatif bir ürün geliştirmiş. 
  • Yatırımcı Çekme: Bu rotanın işler hale gelmesi için özel sektör teşvik edilmeli. Termal otel zincirleri, sağlık merkezleri ve SPA tesisleri için altyapı yatırımları ve teşvikler oluşturulmalı.

Böyle bir proje İstanbul'a ve İzmir'e yakınlığı nedeniyle Balıkesir’i “Türkiye’nin Termal Yolun Orta Noktası, yani Başkenti” haline getirebilir. Yalova ve Bursa da termal kaynak konusunda oldukça ileri seviyede olan illerden. Sağlık turizmi dünya çapında büyük bir sektör ve özellikle Avrupa’dan çok fazla turist kaplıcalar için ülkemize geliyor. TERMAL-YOL gibi bir projeyle Balıkesir, turizmde yeni bir marka olabilir.

Yerel Yönetimlere Büyük Görev Düşüyor

Bu projeler sadece fikirden ibaret kalmamalı. Yerel yönetimlerin harekete geçmesi şart. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili ilçe belediyeleri şu adımları atmalı:

  • Stratejik Planlama: Şehir genelinde bir jeotermal master planı oluşturulmalı.
  • Teşvikler: Termal tesisleri belirli standartlara getirecek girişimcilere vergi avantajları, yeni açılacaklara ruhsat kolaylığı gibi teşvikler sağlanmalı.
  • Tanıtım: TERMAL-YOL, ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında tanıtılmalı.
  • Çevre Koruma: Jeotermal kullanımın sürdürülebilir olması için, kullanılan suyun yer altına tekrar basılması gibi önlemler alınmalı.

Sevgili dostlar,

Dünya hızla değişirken, Balıkesir’in başta olmak üzere termale sahip illerin, kaynaklarını akıllıca yönetip birleşerek bir marka haline gelmesi mümkün. Jeotermal enerji yalnızca bir termal su kaynağı değil, ülkemize değer kazandırabilecek büyük bir ekonomik fırsat.

TERMAL-YOL gibi bir proje hayata geçerse, Balıkesir’in adı dünya turizm haritasına kazınabilir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltırken, sağlık turizmi ile de büyük bir ekonomik katkı sağlayabiliriz.

Özetle, “Küresel düşün, yerel uygula” diyerek dünyadaki büyük projelerden ilham almalı ve Balıkesir’i geleceğin termal başkenti yapacak adımları hep birlikte atmalıyız. Yeter ki vizyonumuzu geniş tutalım ve harekete geçelim.

Sevgiyle kalın,

Süleyman Çetin
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Kooperatifçilik ile Daha Güçlü Bir Balıkesir Mümkün!

 Balıkesir’de Kooperatifçilik ile Güçlenelim: Zeytin, Höşmerim, Halıcılık ve Pirinç Üretiminde Yeni Bir Dönem

Balıkesir, verimli toprakları, kadim üretim kültürü ve zengin gastronomisiyle Türkiye’nin gözde illerinden biri. Marmara ve Ege bölgelerini birleştiren bu özel şehir; zeytinden höşmerime, halıcılıktan pirinç-çeltik üretimine kadar pek çok alanda potansiyel barındırıyor. Ancak bu potansiyelin kalıcı bir güce dönüşmesi, üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesi ve sürdürülebilir bir üretim modeli kurulabilmesi için kooperatifleşme en önemli adımlardan biri.


2025 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi, Balıkesir’de kooperatifçilik bilincini artırmak ve güçlü örgütlenmeleri teşvik etmek adına büyük bir fırsat sunuyor. Gelin, Balıkesir’in eşsiz ürünlerine kooperatifler aracılığıyla nasıl değer katabileceğimizi konuşalım.


1. Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatifleri

Balıkesir, Türkiye’nin önde gelen zeytin üretim merkezlerinden biri. Ayvalık, Edremit ve Gömeç başta olmak üzere birçok ilçede binlerce yıldır zeytin yetiştiriliyor. Ancak üreticilerin daha güçlü pazarlara açılabilmesi, markalaşabilmesi ve adil gelir elde edebilmesi için Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatiflerinin kurulması şart.


Bu sayede;


Ürünlerin fiyat istikrarı sağlanır.

Ortak markalar altında kalite standartları geliştirilir.

Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda daha güçlü bir yer edinilir.

İşleme tesisleri ortaklaşa kurularak maliyetler düşürülür.

2. Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi

Balıkesir denince akla gelen lezzetlerden biri hiç şüphesiz höşmerim. Bu geleneksel tatlıyı üretip satmak isteyen kadın girişimciler için kurulacak Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi, yöresel mutfağın yaşatılması ve ekonomiye kazandırılması adına kritik bir adım olabilir.


Kadınların emeğini görünür kılan böyle bir kooperatif ile;


Geleneksel tariflerin korunması sağlanır.

Şehir dışı satış imkanları artırılır.

Yerel festivaller ve turistik noktalarda satış imkanı yaratılır.

Balıkesir’e özgü bir hediyelik ve marka ürünü geliştirilir.

3. Balıkesir Halıcılığı için Kooperatifleşme Zamanı

Balıkesir’in Sındırgı ve Yağcıbedir halıları, yıllardır ustaların elinde hayat bulan değerli eserlerdir. Fakat küresel rekabet, artan maliyetler ve zanaatkâr eksikliği sebebiyle halıcılık zor günler geçiriyor. Bu noktada Halı Üreticileri Kooperatifi, ustaların birlik olarak hareket etmesini, ürünlerini daha geniş pazarlara ulaştırmasını ve eğitim programlarıyla yeni ustalar yetiştirmesini sağlayabilir.


Bu kooperatif sayesinde;


Ortak satış mağazaları açılabilir.

Kültürel miras korunur.

Gençlerin mesleğe kazandırılması için projeler üretilir.

Turistik satış noktaları ve online pazarlar güçlendirilir.

4. Gönen Pirinci ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi

Balıkesir’in Gönen ilçesi, Türkiye’nin pirinç ambarlarından biri. Gönen pirinci, lezzeti ve kalitesiyle sofraların vazgeçilmezi. Ancak üretimde yaşanan maliyet artışları, pazarlama zorlukları ve rekabet sorunları üreticiyi zorluyor. Çözüm ise yine kooperatifleşmekte!


Pirinç ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi ile;


Toplu alım-satım gücü oluşturulur.

İşleme ve paketleme tesisleri ortaklaşa işletilir.

Markalaşma çalışmaları yürütülür.

Tarımsal destekler için ortak projeler geliştirilir.

Balıkesir Kooperatifçiliği ile Daha Güçlü Bir Gelecek

Balıkesir’in tüm bu değerleri, kooperatifleşme sayesinde yalnızca ekonomik katkı sunmakla kalmayacak, aynı zamanda kültürel mirasın yaşatılmasını ve yerel kalkınmanın güçlenmesini sağlayacak. 2025 yılı "Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar" mottosuyla ilan edilmişken, Balıkesir’in de bu harekete öncülük etmesi gerekiyor.


Bugün Balıkesir’in dört bir yanında üretim yapan herkesin birbirine sorması gereken soru şu:

"Biz birlikte daha güçlü olabilir miyiz?"


Cevap çok net: Evet, kooperatifleşerek Balıkesir’i büyütebiliriz!


Sen de Dahil Ol!

Balıkesir’de kooperatif kurmak, var olan kooperatiflere üye olmak veya destek vermek için yerel Ticaret İl Müdürlükleri, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları ile iletişime geçebilir, kooperatifçiliğin gücüne ortak olabilirsin.


Unutmayalım;

"Birlikte Üretiyor, Birlikte Büyüyoruz!"


Kooperatif Hareketi ile Güçlenen Şehir Balıkesir

 Balıkesir’de Kooperatifçilik: Daha İyi Bir Dünya İçin Birlik Zamanı!

Balıkesir, tarih boyunca üretimin, emeğin ve dayanışmanın simgesi olmuş şehirlerimizden biri. Zeytininden sütüne, tarımından turizmine kadar geniş bir yelpazede üretim yapan Balıkesir, kooperatifçilik kültürünün de güçlü şekilde yeşerebileceği illerimiz arasında yer alıyor. Ancak elimizdeki veriler gösteriyor ki, Türkiye genelindeki kooperatifleşme sorunları Balıkesir için de geçerli.


Balıkesir Kooperatifçilikte Neredeyiz?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde toplam 48.938 kooperatif bulunuyor. Bunların 11.542'si ise Ticaret Bakanlığı görev alanındaki farklı türlerden oluşuyor.


Balıkesir ise 2024 yılı itibariyle en çok kooperatife sahip iller arasında yer almasa da, potansiyelini göz ardı etmek mümkün değil. Özellikle tarım, hayvancılık, turizm ve kadın girişimciliği alanlarında Balıkesir’in kooperatifçilikte öncü illerden biri olması için önemli fırsatlar bulunuyor.


Balıkesir’de Hangi Kooperatifler Öne Çıkabilir?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde güçlü bir merkez birlik çatısı kurma potansiyeline sahip kooperatif türlerinden bazıları şöyle:


  • Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri (1.211 adet)
  • Gayrimenkul İşletme Kooperatifleri (927 adet)
  • İşletme Kooperatifleri (728 adet)
  • Tarım Satış Kooperatifleri (325 adet)
  • Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri (353 adet)
  • Turizm Geliştirme Kooperatifleri (548 adet)

Balıkesir’in üretim gücünü düşündüğümüzde; Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri, Tarım Satış Kooperatifleri ve Turizm Geliştirme Kooperatifleri tam da şehrin dinamiklerine uygun alanlar olarak öne çıkıyor.


Bugün Susurluk’ta peynir üreten kadınlar, Edremit’te zeytinyağı işleyen üreticiler, Ayvalık’ta butik turizm hizmetleri veren girişimciler, Bandırma’da pazarlama ağı kurmak isteyen çiftçiler için kooperatifler sürdürülebilir bir gelecek sunabilir.


Üst Birlik Kurmak Neden Önemli?

Türkiye’de ne yazık ki kooperatiflerin üst örgütlenmesi zayıf. 34 farklı türde 11.542 kooperatif olmasına rağmen sadece 91 üst birlik kurulmuş durumda. Balıkesir’deki kooperatiflerin de üst birlikleşmeye gitmesi, kendi bölgelerinde daha güçlü bir ses olmalarını sağlayacak. Bu birlikler sayesinde:


  • Bölgesel pazarlama ağları kurulabilir.
  • Ortak üretim tesisleri oluşturulabilir.
  • Marka değerleri yükseltilerek ulusal ve uluslararası pazarlarda yer alınabilir.

2025 Uluslararası Kooperatifler Yılı: Balıkesir İçin Fırsat Yılı!

Birleşmiş Milletler tarafından 2025 yılı Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edildi. Yılın mottosu ise:

“Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar”

Balıkesir’in bu vizyona ortak olması gerekiyor. 2025 yılı, Balıkesir’de kooperatifçilik için bir seferberlik yılı olabilir. Kadın kooperatiflerinden genç girişimci topluluklarına, tarım üreticilerinden turizmcilerine kadar herkesin bu dayanışma çatısı altında buluşması önemli.


Ne Yapılmalı?

  • Balıkesir’de mevcut kooperatiflerin üst birlik kurmaları teşvik edilmeli.
  • Yeni kurulacak kooperatiflere yerel yönetimler ve kamu tarafından destek verilerek sayıları artırılmalı.
  • Kooperatiflerin ortak projeler üretmesi sağlanmalı.
  • 2025 yılı boyunca Balıkesir genelinde kooperatifçilik farkındalığını artıracak etkinlikler düzenlenmeli.

Sonuç olarak, Balıkesir’in bereketli toprakları, çalışkan insanları ve köklü üretim kültürü ile kooperatifçilikte örnek bir şehir olması hiç de uzak bir hayal değil. 2025 Uluslararası Kooperatifler Yılı, bu hayali gerçeğe dönüştürmek için tam da doğru zaman.


Unutmayalım; Kooperatifler, daha iyi bir Balıkesir için var!




Balıkesir: Tarih, Kültür ve Doğanın Buluştuğu Şehir

Balıkesir: Tarih, Kültür ve Doğanın Buluştuğu Şehir

Balıkesir'in Tarihi ve Kültürel Zenginlikleri

Balıkesir, Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara ve Ege Bölgeleri arasında stratejik bir konumda yer alan, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla öne çıkan bir şehirdir. Tarih boyunca Misya ve Karesi adlarıyla anılan bu bölge, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu, Karesi Beyliği ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Sahip olduğu tarihi yapılar, geleneksel el sanatları ve köklü mutfak kültürü ile Balıkesir, Anadolu’nun kadim şehirlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.

Balıkesir'in Osmanlı Mirası ve Kurtuluş Mücadelesindeki Rolü

Balıkesir'in kültürel dokusu, Osmanlı döneminden kalma camiler, medreseler, hamamlar ve çarşılarla şekillenmiştir. Zağnos Paşa Camii, Yıldırım Camii, Karesi Bey Türbesi gibi yapılar, Balıkesir’in tarihi kimliğini yansıtan önemli eserler arasındadır. Bununla birlikte, Balıkesir, Kuvayı Milliye hareketinin doğduğu şehirlerden biri olarak Türk Kurtuluş Savaşı’nda kritik bir rol oynamıştır. Balıkesir Kuvayı Milliye Müzesi, Kurtuluş Savaşı’na ait belgeler ve eşyalar ile şehrin bu mücadeledeki önemli yerini gözler önüne sermektedir.

Balıkesir'in Geleneksel El Sanatları ve Yaşayan Kültürü

Balıkesir’de geleneksel el sanatları hala yaşatılmaktadır. Özellikle halı dokuma, bakırcılık ve çömlekçilik, geçmişten günümüze aktarılan önemli zanaatlar arasındadır. Sındırgı ve Bigadiç’te dokunan Yağcıbedir halıları, dünyaca ünlü motifleri ve sağlam dokusuyla dikkat çeker. Ayrıca, Bakırçay Vadisi ve Manyas civarında çömlekçilik sanatı hala devam etmektedir.

Balıkesir'in Doğal Güzellikleri

Balıkesir, hem Marmara hem de Ege Denizi’ne kıyısı olan ender şehirlerden biridir. Sahip olduğu doğal güzellikler, plajlar, termal kaynaklar ve eşsiz doğal parklar ile ziyaretçilerine farklı alternatifler sunar. Kaz Dağları, Manyas Kuş Cenneti, Avşa ve Cunda Adaları, Şeytan Sofrası gibi doğal alanlar, şehrin doğayla iç içe bir yaşam sunduğunu göstermektedir. Özellikle Kaz Dağları, temiz havası, endemik bitki türleri ve mitolojik geçmişiyle doğa severler için cazibe merkezidir.

Balıkesir'in Zengin Mutfağı ve Yöresel Lezzetleri

Balıkesir mutfağı, hem Ege’nin hafif ve sağlıklı yemek kültürünü hem de Marmara’nın et ve süt ürünlerine dayalı lezzetlerini barındırır. Bamya, börülce, kavun, zeytin ve zeytinyağı gibi ürünler, şehrin mutfağında önemli bir yer tutar. Ayrıca, Yağcıbedir halısı kadar meşhur olan Balıkesir kolonyası, şehrin sembollerinden biridir.

Balıkesir denildiğinde akla gelen bazı yöresel lezzetler şunlardır:

  • Kozak üzümü: Verimli topraklarında yetişen özel bir üzüm çeşidi.
  • Ayvalık tostu: Ege’nin meşhur sandviçi, özellikle Ayvalık sahillerinde en çok tercih edilen lezzetlerden biri.
  • Susurluk ayranı: Köpüğü ve yoğun kıvamıyla Türkiye’nin en ünlü ayranlarından biri.
  • Saçaklı mantı: Balıkesir’e özgü farklı bir mantı türü.
  • Höşmerim: Geleneksel tatlılardan biri olup, peynir ve irmikle hazırlanan özel bir lezzet.

Balıkesir'in Kültürel Mirasını Gelecek Nesillere Aktarmak

Balıkesir'in tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri, şehrin ruhunu ve kimliğini oluşturan önemli unsurlardır. Bu mirasın korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması, Balıkesir’in köklü geçmişinin anlaşılması açısından büyük önem taşımaktadır. Tarihi yapıları restore etmek, el sanatlarını desteklemek ve doğal güzellikleri korumak, bu kültürel mirasın sürdürülebilirliğini sağlamak için atılması gereken adımlardır.

Balıkesir, geçmişin izlerini taşıyan sokakları, doğal güzellikleri ve yaşayan gelenekleriyle, hem tarih meraklıları hem de doğa tutkunları için keşfedilmeye değer bir şehirdir.

 Mustafa Çetin - Balikessir.com Yazarı 




Balıkesir: Stratejik Konumu ile Geleceğe Yönelik Projeler Geliştirmeli!

Balıkesir, İstanbul, İzmir ve Bursa’ya yakınlığıyla adeta bir geçiş noktası konumundadır. Neredeyse 25 milyon nüfusa sadece iki saatlik mesafede bulunan bu şehir, lojistik açıdan büyük bir avantaja sahiptir. Üstelik, iki denize kıyısı olan nadir şehirlerden biri olarak hem ticaret hem de turizm açısından büyük potansiyel barındırmaktadır. Ancak, Balıkesir bu stratejik konumunu yeterince değerlendirebiliyor mu?


Balıkesir’in Üretim Gücü: Dağlarından Bal, Ovalarından Bereket Akıyor!


Balıkesir, sahip olduğu geniş tarım arazileri, verimli ovaları ve kırsal bölgeleriyle üretim açısından güçlü bir şehir konumundadır. Tarım, hayvancılık, arıcılık ve doğal ürünler gibi alanlarda büyük bir potansiyele sahip olan bu şehir, katma değeri yüksek üretim projeleri geliştirerek hem yerel ekonomisini güçlendirebilir hem de Türkiye’nin gıda güvenliği açısından kritik bir rol oynayabilir.


Ancak, bu üretim gücünün doğru planlanması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Tarımsal üretimin modern yöntemlerle desteklenmesi, kooperatiflerin güçlendirilmesi, organik tarımın teşvik edilmesi ve yerel üreticilerin pazara erişiminin artırılması gibi konular Balıkesir’in ekonomik kalkınmasını hızlandırabilir.


Kırsal Kalkınma İçin Güçlü Projeler Şart!


Balıkesir, kırsal bölgeleriyle geniş bir coğrafyaya yayılmış durumdadır. Bu alanların kalkınmasını desteklemek için sürdürülebilir projeler geliştirmek büyük önem taşımaktadır. Ancak, birçok yerel yönetim ve kurum proje yazımı ve fon kaynakları konusunda yeterli bilgiye sahip değildir. Kırsal kalkınmanın sağlanması için yerel aksiyon alması gereken kurum ve kuruluşların proje geliştirme kültürünü edinmesi gerekmektedir.


Şu ana kadar Balıkesir’de proje kültürü tam anlamıyla oluşmuş değil. Oysa, Avrupa Birliği fonları, kalkınma ajansları destekleri, TÜBİTAK hibeleri, IPART, KOBİ, TKDK ve ulusal finansman kaynakları gibi birçok fırsat bulunmaktadır. Bu fonları etkili kullanarak kırsal kalkınma projeleri, tarımsal inovasyon çalışmaları, sürdürülebilir enerji uygulamaları ve turizm projeleri hayata geçirilebilir.


Balıkesir İçin Atılması Gereken Adımlar


Proje Yazımı Konusunda Eğitimler Düzenlenmeli: Yerel yönetimler, STK’lar ve üreticiler için proje yazımı ve fon kaynaklarına erişim konularında eğitimler verilmelidir.


Proje Destek Ofisleri Kurulmalı: Kırsal bölgelerdeki üreticilere danışmanlık hizmeti sunacak ofisler açılarak yerel projelerin desteklenmesi sağlanmalıdır.


Yerel Yönetimler Bünyesinde Bir Proje Ekibi Kurulmalı: Belediyenin stratejik projeler üretmesi ve fonlardan faydalanması için uzman bir ekip oluşturulmalıdır.


Kırsal ve Kentsel Alanları Birleştiren Projeler Hayata Geçirilmeli: Şehir ve kırsal alanlar arasındaki ekonomik bağları güçlendirecek projeler geliştirilmelidir.


Sonuç: Balıkesir Geleceğe Yönelik Planlarını Şimdi Yapmalı!


Balıkesir, sahip olduğu stratejik konumu, üretim gücü ve doğal kaynaklarıyla büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak, bu potansiyelin gerçek anlamda değerlendirilmesi için güçlü projelere ve doğru yönetime ihtiyaç vardır. Yerel yönetimler ve ilgili kurumlar, yenilikçi projeler üreterek Balıkesir’i geleceğin öncü şehirlerinden biri haline getirebilir.

Biz gençlere yer verilmez ve siyaset oyalamasıyla vakit kaybedilirse yazık olur.

Şimdi harekete geçme zamanı! Balıkesir’in üretim gücünü ve stratejik avantajlarını kullanarak sürdürülebilir kalkınma projeleri geliştirmek için projelere yatırım yapılmalıdır. Gençler olarak biz hazırız, yaz siz?



Bereketli Topraklarda Dönüşüm Rüzgarı

 Balıkesir’in kalbi, her geçen gün yeniden atmaya devam ediyor. Şehrimizin “Türkiye'yi Doyuran İl” olarak anılması, bereketli topraklarımız, zengin tarımsal çeşitliliğimiz ve güçlü hayvancılık potansiyelimiz sayesinde mümkün oluyor. Ancak, Balıkesir’in üretim gücü ne yazık ki tam anlamıyla değerlendirilmekten uzak. Çiftçilerimizin emekleri, hasat sonrası ürünlerin ellerinde kalması, pazarlama ve işleme tesislerinin eksikliği gibi sorunlarla gölgeleniyor. Yerel yönetimler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları, kooperatifleşme, dijital pazarlama ve yerel üretim merkezlerine yapılacak yatırımlarla bu sıkıntıların üstesinden gelmeye çalışıyor.


Balıkesir, sadece ekonomik anlamda değil, kültür ve sanat alanında da önemli bir dönüşüm yaşıyor. Şehrimizdeki sanat atölyeleri, kültür merkezleri ve festivaller, yerel renklerimizi ve geleneklerimizi canlandırırken; genç nesil de yaratıcı projeleriyle adından söz ettiriyor. Bu durum, Balıkesir’in sadece üretimle sınırlı kalmayıp, sosyal ve kültürel dinamiklerin de yükseldiğini gösteriyor. Eğitim kurumları ve genç girişimciler, sosyal projeler ve gönüllülük faaliyetleriyle şehrimizin yenilikçi ruhunu güçlendiriyor. Aynı zamanda çevre dostu uygulamalar ve geri dönüşüm projeleri, Balıkesir’in doğasını koruma konusunda umut verici adımlar atılmasını sağlıyor.


Yerel yönetimlerin uzun vadeli planları, altyapı yatırımları ve kentsel dönüşüm projeleri ile Balıkesir, geleceğe dair sağlam temeller atıyor. Her adımda, üretilen ürünlerin değeri artırılmak, çiftçilerimizin hak ettiği karşılığı bulması sağlanmak isteniyor. Balıkesir’in Sesi olarak bizler, şehrimizin ekonomik, kültürel ve sosyal dönüşümünü yakından takip ediyor, yaşanan gelişmeleri siz değerli okuyucularımızla paylaşmaya devam ediyoruz. Şehrimizin nabzını tutuyor, üretimden kültüre, eğitimden çevreye uzanan her alanda umut veren adımlara şahit oluyoruz. Balıkesir’in geleceği, hep birlikte inşa edeceğimiz güçlü bir yarına doğru ilerliyor.



Türkiye’yi Doyuran İl, Çiftçisini Doyuramıyor!

Sevgili Dostlar,

Bugün sizlerle Balıkesir’in üretim gücünden ve bu tarımsal üretim gücünün değerlendirilmesindeki sorunlardan bahsetmek istiyorum. Balıkesir'e 'Türkiye'yi Doyuran İl' şeklinde bir vizyon belirlenmişti, gerçekten de bereketli topraklara, zengin tarımsal çeşitliliğe ve güçlü bir hayvancılık potansiyeline sahip. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın yanında, tarımsal üretim çeşitliliği ile ülke ekonomisine önemli katkılar sunuyor. Ancak ne yazık ki bu gücün tam anlamıyla değerlendirildiğini söylemek zor.

Her yıl çiftçilerimiz, ürettikleri ürünlerin satışı konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Hasat sonrası, ürünlerin ellerinde kaldığına dair pek çok hikâye duyuyoruz. Bu durum, Balıkesir'in üretim gücünü planlama ve değerlendirme aşamalarında eksiklikler olduğunu gösteriyor. Oysa ki bu sorunlar, daha iyi bir planlama ve yerel üretim merkezlerinde ürünlerin işlenmesine yönelik yatırımlarla aşılabilir.

Sorun Nerede Başlıyor?

Üretilen ürünlerin pazara ulaştırılması, işlenmesi ve tüketiciye sunulması zincirinde yaşanan kopukluklar ve aracıların fazlalığı çiftçilerimizin emeklerinin karşılığını alamamasına neden oluyor. Örneğin, Balıkesir’in meşhur zeytinlerinden, süt ürünlerine kadar birçok tarım ve hayvancılık ürünü, ham haliyle satılmak zorunda kalıyor. Oysa işlenerek katma değerli ürünlere dönüştürülse, hem çiftçilerimizin kazancı artar hem de ilimizin ekonomisi güçlenir. Özellikle de bu yıl domatesler toplanmadı bile, toplananlar çürüdü bir çok emek zayi oldu. Çiftçi üretime küstürüldü. 

Çözüm Önerileri

  • Kooperatifleşme: Çiftçilerimizin üretim, işleme ve pazarlama süreçlerinde kooperatifler aracılığıyla bir araya gelmesi, güçlü bir çözüm olabilir. Kadın kooperatiflerine verilen destek kadar, tarım kooperatifleri de güçlendirilmelidir. Tarım kooperatifleri bilinçlendirilmelidir. Çeşitli eğitimler verilerek kapasiteleri yani yönetimleri güçlendirilmelidir.
  • Yerel İşleme Tesisleri: Balıkesir’de ürünlerin işlenmesi için daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Özellikle tarımsal ürünleri işleme tesisleri, bu alanda ciddi bir ihtiyaç.
  • Dijital Pazarlar: Günümüzde teknolojiyi kullanarak ürünleri doğrudan tüketiciye ulaştırmak mümkün. Yerel yönetimlerin ve girişimcilerin, bu konuda daha fazla inisiyatif alması gerek. Yerel yönetimler bu alanda gençlere girişimcilik eğitimleri düzenleyebilir.
  • Devlet Proje Desteği: Çiftçilerimize yönelik teşviklerin, sadece üretim aşamasıyla sınırlı kalmayıp, işleme ve pazarlama süreçlerini de kapsaması önemli. IPARD /TKDK Projeleriyle daha teknolojik işletmeler şart.

Sevgili dostlar, Balıkesir gibi güçlü bir üretim potansiyeline sahip bir ilin, bu gücü tam anlamıyla değerlendirememesi, hepimizi düşündürmeli. Unutmayalım ki, tarım sadece bir ekonomik faaliyet değil; kültürümüzün, geleneklerimizin ve geleceğimizin de bir parçasıdır. Çiftçilerimizin emeklerinin karşılığını alacağı, üretimin değer bulduğu bir Balıkesir hayali, hepimizin ortak dileği olmalı. 

Sevgiyle kalın,
Süleyman Çetin




Yediğimiz Her Şey Karakterimizi Şekillendiriyor

 

Yediklerimiz Bizi Biz Yapar: Hipokrat ve İbn Haldun’dan Günümüze Bir Uyarı

Günlük yaşamda beslenmenin sadece beden sağlığına etkilerini düşünüyoruz; oysa tükettiğimiz her lokma, sadece bedenimizi değil, ruh halimizi, düşünce yapımızı ve sosyal ilişkilerimizi de derinden etkiliyor. Eski çağlardan bu yana beslenme ve insan karakteri arasında bir bağ olduğu düşünülmüş ve bu konuda farklı medeniyetlerden birçok bilge kişi önemli görüşler dile getirmiştir. Milattan önce beşinci yüzyılda yaşamış olan ünlü hekim Hipokrat, “Ne yersen o’sun” sözüyle beslenmenin fiziksel sağlığın ötesine geçerek ruhsal durumu da şekillendirdiğine dikkat çeker. Yani yediklerimizin yalnızca kilomuzu değil, aynı zamanda ruh halimizi, bakış açımızı ve sosyal ilişkilerimizi de etkilediğini vurgulamış olur.

Hipokrat gibi, on dördüncü yüzyıl İslam dünyasında ise İbn Haldun beslenmenin insan mizacı, ahlakı ve dini yaşantısı üzerinde büyük bir etkisi olduğuna inanmıştır. Ünlü eseri Mukaddime’de İbn Haldun, insanların yaşadıkları coğrafya ve yedikleri gıdaların onların kişiliğini ve davranışlarını şekillendirdiğini savunur. Ona göre, sade ve doğal bir beslenme tarzı kişiyi daha sağlıklı ve ruhen daha dingin hale getirir. Lüks ve aşırılıktan uzak bir yaşam sürdürenlerin, manevi değerlere ve ahlaki ilkelere daha bağlı kaldığını ifade eder. Bu görüşe göre, aşırı beslenme ve lüks içinde yaşayan kişiler daha tembel, kaygılı ve ruhsal olarak kırılgan hale gelirken; sade bir beslenme ve doğal yiyeceklerle beslenen bireyler fiziksel olarak daha güçlü, ruhen ise daha dingin olur. İbn Haldun’un bu görüşleri, bize yediğimiz gıdaların bedensel sağlığımız kadar ruhsal sağlığımız ve karakter yapımız üzerinde de bir etkisi olduğunu gösterir.

Bu kadim bilgelerin uyarılarını bir kenara bırakıp, modern çağda beslenmenin yalnızca lezzet ve hızlı doyum arayışına odaklanan insanlık, zaman zaman bu tercihlerinin bedelini ağır ödüyor. Geçtiğimiz aylarda, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan bir liste, tüketici güvenliği açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyordu. Bu listede, et ürünlerinde tağşiş yapıldığı, yani etlerin içerisine domuz, at ve eşek eti karıştırıldığının tespit edildiği belirtildi. Hem insan sağlığı hem de etik açıdan ciddi sorun teşkil eden bu durum, birçok tanınmış markayı da içine aldı ve oldukça ses getirdi. Ünlü köfteci markalarından biri olan Köfteci Yusuf’un da listede yer alması kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve konu sosyal medyada geniş bir tartışmaya yol açtı.

Bakanlık tarafından yayınlanan bu liste toplumda farklı tepkilere neden oldu; bazı insanlar, markaların verdiği güvencelere dayanarak bu tür bir ihlalin mümkün olmadığına inanmak istemedi. Ancak, devletin resmi incelemeleri sonucunda hazırlanan ve yayınlanan bir listede bu bilgilerin yer alması, olayın ciddiyetini göz ardı etmeyi zorlaştırıyor. Bu tür skandallar, tüketicilere "BİLİNDİK MARKA ALGISINA GÜVENMEK" yerine, bizzat kendilerinin kestikleri etleri ya da helal - güvenilir kaynaklardan temin edilen ürünleri tüketmenin önemini hatırlatıyor. Ne yazık ki, marketlerde kolayca bulunabilen her ürün, sağlıklı ve güvenli bir seçenek olmayabiliyor. Bu olay, her yerde her şeyin yenmeyeceği gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Toplum olarak sağlığımızı korumak ve geleceğe daha sağlıklı bir nesil yetiştirmek istiyorsak, tükettiğimiz gıdaların içeriğine dikkat etmek zorundayız. Hem Hipokrat’ın hem de İbn Haldun’un yüzyıllar önce dile getirdiği gibi, beslenme yalnızca fiziksel bir gereksinim değil; aynı zamanda ahlakımızı, düşünce yapımızı, hatta dini yaşantımızı etkileyen köklü bir olgu. Bu yüzden tükettiğimiz gıdaları yalnızca karın doyurma aracı olarak değil, bizi şekillendiren temel yapı taşları olarak değerlendirmeliyiz. Sağlığımızı korumak adına dengeli, doğal ve güvenilir kaynaklardan beslenmeyi bir öncelik haline getirmek, uzun vadede hem bedenimize hem de ruhumuza yatırım yapmak demektir.


Süleyman Çetin 11.11.24




Doğanın Öğrettiği Sevgi: Yörüklerin Hayvanlarla Yaşam Sanatı

 Yörüklerin Hayvanlara Karşı Şefkati ve Saygısı: Doğa ile İç İçe Yaşamın Bir Yansıması

Yörükler, Anadolu’nun en eski göçebe halklarından biri olarak, hayvanlarla ve doğayla kurdukları derin ilişkileriyle tanınırlar. Yüzyıllardır süren bu yaşam tarzı, onları doğanın ritimlerine ve hayvanların ihtiyaçlarına duyarlı hale getirmiştir. Hayvanlar, Yörükler için yalnızca bir gelir kaynağı değil, yaşamın ayrılmaz parçaları ve kutsal emanetler olarak kabul edilir. Bu nedenle, onlara gösterilen şefkat ve saygı derin bir kültürel ve ahlaki anlayıştan beslenmektedir.


Hayvanlarla Paylaşılan Yaşam

Yörüklerin hayatında hayvanlar sadece ekonomik değer taşıyan varlıklar değil, aynı zamanda yol arkadaşları ve aile bireyleri gibidir. Keçiler, koyunlar ve develer, onların göçebe yaşamını sürdürebilmesi için vazgeçilmezdir. Yörükler hayvanlarını besler, onları korur ve ihtiyaçlarını karşılayarak hayatlarını onlarla birlikte şekillendirirler.


Keçilere Gösterilen İlgi: Keçiler, Yörükler için yalnızca ekonomik bir değer sunmazlar; onların doğa ile olan ilişkilerini de derinleştirir. Keçilerin davranışlarına göre doğanın dengesi hakkında bilgi edinir ve bu canlılara büyük bir özen gösterirler. Sürüleri otlatırken en iyi otlakları bulmaya çalışır, hava koşullarına göre sürülerini korur ve güvende tutarlar.


Develerle Kurulan Bağ: Göçlerde develer, sadece yük taşıyan hayvanlar değil, zorlu yolculukların sessiz ortaklarıdır. Yörükler develerine büyük özen gösterir; yolculuk sırasında ihtiyaçlarına dikkat eder, zorlandıklarında durup onlara gerekli bakımı sağlarlar. Deve hastalandığında yolculuğa ara vererek onu iyileştirirler.


Şefkatin ve Saygının Kültürel Kökleri

Yörüklerin hayvanlara gösterdikleri bu özen ve saygının temelinde, kültürel ve dini inançlar yer alır. Yörükler, doğayı ve hayvanları Tanrı’nın emaneti olarak kabul ederler. Bu inanç, doğaya ve hayvanlara saygı göstermeyi bir yükümlülük haline getirir. Onlar için hayvanlara kötü davranmak ahlaki bir yanlış olduğu kadar, dini bir sorumluluğun ihlali olarak da görülür.


İsraf Etmeme ve Hayvan Haklarına Saygı: Yörükler, hayvanlardan elde ettikleri ürünleri israf etmeden kullanırlar. Yalnızca ihtiyaçları kadarını alır, geri kalanını doğanın döngüsüne bırakırlar. Hayvanlarının sağlığını korumak için ellerinden geleni yapar ve onların doğal yaşamlarına saygı gösterirler.


Hayvanların Emeğine Değer Verme: Yörükler, hayvanlarının emeğini kutsal kabul ederler. Hayvanlar yalnızca ekonomik fayda için kullanılmaz, aynı zamanda onların refahı da gözetilir. Doğum yapan hayvanlar özel bir bakıma alınır, zayıf düşenler dinlendirilir ve doğal döngülerine saygı gösterilir.


Hayvanların Yörükler İçin Manevi Önemi

Yörükler, hayvanlarına duydukları sevgiyi ve saygıyı geleneklerine ve masallarına yansıtırlar. Çobanların sürüleriyle olan duygusal bağları, onlara isim vermeleri ve onlarla konuşmaları, bu hayvanların Yörük kültüründe sadece mal değil, yaşamın manevi bir parçası olduğunu gösterir. Yörükler için hayvanlar dost, yoldaş ve yaşamlarının vazgeçilmezidir.


Sonuç olarak, yörüklerin hayvanlara karşı gösterdiği şefkat ve saygı, onların doğayla kurdukları derin ve anlamlı ilişkinin bir göstergesidir. Hayvanlar, Yörüklerin hayatında sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda kültürel ve manevi anlamları olan varlıklardır. Bu gelenek, doğaya ve hayvanlara olan sorumluluğu derinden hissetmeleri ve sürdürülebilir yaşam anlayışları ile günümüze de önemli dersler vermektedir.



SINDIRGI NASIL BİR ŞEHİRDİR? (GÜNCEL)

Doğal güzellikleri ve yeraltı kaynaklarıyla keşfedilmeyi bekleyen Sındırgı, eskiden Koruköy adı ile anılıyordu. Rakımı 230 m (750 ft) olan ve 75 mahallesi bulunan Sındırgı ilçesi 2023 TÜİK verilerine göre 32.879 nüfusu 15.930 erkek ve 16.949 kadından oluşmaktadır. İlçe, Lidya, Pers, Makedonya, Pergamon (Bergama), Bizans, Karesi ve daha sonrası Osmanlı egemenliğine girmiştir. 

Osmanlı döneminde kaza merkezi olarak yönetilen ilçe, özellikle işgal günlerinde Kuvayı Milliye’nin önemli kalesi durumundadır. İbrahim Ethem Akıncı kumandasındaki akıncı Müfrezeleri, Yunanlılara karşı Sındırgı Cephesi’nde amansız mücadele sergilemişlerdir. İlçe bir süre Yunan işgalinde kalmışsa da 3 Eylül 1922’de Yunan işgalinden kurtarılmıştır. 

İlçenin başlıca tarihi mekanları, Hisaralan Kaplıcaları civarındaki Roma dönemi hamamı kalıntıları, Cüneyt Çayı üzerindeki Kemer Köprü, Ilıca Deresi üzerindeki kemer köprüler, Şerif Paşa Cami ve tarihi evlerdir. İlçe ekonomisi tarıma dayalıdır. İlçede buğday ve turşuluk kornişon salatalık başta olmak üzere mısır, baklagiller, arpa, şekerpancarı, tütün, elma, üzüm ve susam yetiştirilmektedir. Hayvancılığın da yapıldığı ilçede özellikle maliyetini kurtarmadığı için dokuyanın azaldığı Yağcıbedir halıları yok olmaya yüz tutmaktadır.

İlçe yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengindir. Özellikle, seramik sanayinde kullanılan keolen maden rezervi ile dünyanın en büyük ve en önemli rezervine sahiptir. Balıkesir'de tek toprak ve seramik çömlek atölyesi Sındırgı'da hala varlığını devam ettirmektedir.

Termal turizmde de oldukça iddialı olan Sındırgı, ilçeye 20 km mesafede bulunan Hisaralan Kaplıcası, radyoaktivite özelliği taşımaktadır. Bunun yanı sıra, kaynak suları fluorür içeren sodyumlu bikarbonatlı termal sular sınıfına girmektedir. Başta hareket sisteminin ağrılı hastalıkları olmak üzere, kadın hastalıklarında ve ağrılı rahatsızlıklarda müsekkin olarak kullanılır. Romatizmal rahatsızlıklar, nevralji, nevrite iyi gelmektedir. Hisaralan Ilıcası’nda bir yamaç üzerinde irili ufaklı birçok kaynak bulunmaktadır. Çok sıcak olan bu suların buharlarının, uzaklardan görünüşü buraya ayrı bir özellik vermektedir. Kaynaktan sıcak sular, derin kuyular ve fışkıran kaynaklar biçiminde yüzeye çıkmaktadır. Hisaralan çevresi, suların çökeltilerinin oluşturduğu dikey travertenler ile doludur ve bunların arasında eski, kubbesi yarı yıkılmış bir hamamda bulunmaktadır. Sedef, yara, yanıklara, cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinen, Emendere Kaplıcası da ilçenin Emendere (Ilıcalı) köyünde bulunmaktadır. 

Ulus Dağı eteklerinde doğal yürüyüş parkurlarına sahip ilçe, görülmeye değer doğal güzelliklere sahiptir. Çaygören Barajı’nda yelken gösterileri yapılmaktadır. Yamaç paraşütü için de oldukça uygun olan ilçe, geçtiğimiz yıllarda ilçede yamaç paraşütü ile ilgilenen sporcuların isteği üzerine, Yaylacık Tepesi’ne atlayış alanı da yapılmıştır. Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya geldikleri dönemden beri oynadıkları savaş oyunu olarak bilinen ve günümüzde de “Atlı Spor” olarak anılan atlı cirit, Sındırgı’da kurulan Sındırgı Atlı Cirit Kulüpleri tarafından yaşatılmaya devam etmektedir.








Balıkesir: Tarımın Başkenti ve Kültürel Mozaik

Balıkesir, Türkiye’nin kuzeybatısında yer alan bir şehir olup toplamda 20 ilçeye sahiptir. Bu ilçeler arasında en küçüğü, merkez nüfusu olarak Balya’dır. Doğu-Batı ve Kuzey-Güney hatlarının uzunluğu sayesinde aynı gün içinde dört mevsimi yaşayabileceğiniz bir şehir olan Balıkesir, çeşitliliğiyle dikkat çeker. Dursunbey’de kar topu oynayıp kardan adam yapabilir, ardından sadece birkaç saat içinde Edremit’te denize girebilirsiniz.

Balıkesir, tarımsal, hayvansal ve endüstriyel üretimde öncüdür. Dünyanın en kaliteli zeytin sahalarına sahip olan bu şehir, İstanbul ve Ankara’da etin “Balıkesir kuzusu” olarak satılmasını sağlar ve süt piyasasını belirler.

Kültürel açıdan da zengin olan Balıkesir, farklı etnik kökenlerden gelen insanların bir arada yaşadığı bir mozaiktir. Çerkeslerden Boşnaklara, Dağıstanlılardan Gürcülere, Selanik’ten göç eden Macır (Muhacir) ailelerden Bulgaristan Pomaklarına kadar pek çok topluluk bu güzel şehirde barış içinde yaşar. Çepniler ve Manavlar da bu çeşitlilikte kendilerine yer bulur. Roman topluluğu, halkımızla birlikte güven ve huzur dolu bir hayat sürdürürken, Körfez bölgesindeki Kürt vatandaşlarımız da ekonomiye katkıda bulunurlar.

Balıkesir, milli mücadele ve Çanakkale Savaşı döneminde canını feda eden birçok insanın da vatanıdır. Genç yaşta savaşa katılan lise öğrencileri, eğitimlerini askıya alarak büyük bir fedakarlık örneği göstermişlerdir. Emekçi insanlarıyla tanınan Balıkesir, çalışkanlığı ve üretkenliğiyle bilinir. Burada alın teri döken herkes, hak ettiği değeri ve karşılığı bulur. Balıkesir, hem doğal güzellikleri hem de kültürel çeşitliliğiyle Türkiye’nin önemli şehirlerinden biridir.

Süleyman ÇETİN - Balıkesir 2024



Sındırgı Siyasetinde Yağ Pazarı Gözlemleri 3

Ekrem Başkan'ın Dördüncü Dönemi: Süsleme Mi, Yeni Bir Vizyon Mu?

Ekrem Başkan'ın yeni bir vizyonla gelememesine dair eleştiriler artarken, yaptığı bir açıklamada bu dördüncü dönemini "süsleme dönemi" olarak tanımlaması, kaygı verici bir tablo çiziyor. Bu durum, Ekrem Başkan'ın siyasetten anlayan bir kadroya ve danışmanlara sahip olmadığına dair endişeleri doğuruyor. Yetersiz kadro ve sadece kendine inananlarla bir ekip kurması da aleyhine bir durum olarak değerlendiriliyor.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yücel Yılmaz'ın tüm ilçe adaylarıyla birlikte verdiği güçlü fotoğraf, Ekrem Başkan'ın aksine bir tablo çiziyor. Sındırgı'da yapısal sorunlar gün yüzündeyken bu döneme "süsleme dönemi" demek, halkta hayal kırıklığı oluşturuyor.

Serkan Başkan: Güçlü Projeler Eksikliği ve Yetersiz Strateji

Serkan Başkan'ın son düzlükte bile güçlü projeler üretemediği ve arkasındaki rüzgârı umutlu bir şekilde sürükleyemediği görülüyor. Videolu içerikler ve reklamlar ile sosyal medyayı iyi kullanmasına rağmen, çevrimiçi mitingler düzenlememiş ve Ankara ve İstanbul'dan fotoğraflar paylaşarak seçmenlere ulaşma ve güçlü görünme şansını kaçırmış gibi görünüyor. İktidarın mental ve metal yorgunluğunu yeterince kullanamamış olması da dikkat çeken bir eksiklik.

Bu seçimde yeniden bir çıkış yapan Erbakan, 900 ilçede aday çıkardı ve Sındırgı'da da yükselişi dikkat çekici. Genel seçimden sonra Akşener'in "ayrıl da gel" çağrısı, Erbakan'a yaradı ve Sındırgı'da da aday gösterdiler.

Yeni Bir Mahalle İhtiyacı

Yağcıbedir İlköğretim Okulu, İbrahim Ethem Akıncı İlköğretim Okulu ve Pürsümler Yolu arasında kalan alanda yeni bir gelişimin olduğu ve burada yeni yatırımların önemli olduğu belirtiliyor. Bu bölgede yeni bir mahalle ihdas edilmesi, 3 bin nüfusa ulaşan Camicedit Mahallesi ve geniş alana uzanan Çavdaroğlu Mahallesi'ne daha iyi hizmet verilmesini sağlayabilir. Mekansal planlamaya göre ilçe merkezinin alt yapısını güçlendirmeliyiz. 

Kırsal Mahallelerde Beklentiler

En kalabalık kırsal mahallerden biri olan Yüreğil (1800)'de yapısal sorunlara çözüm bulunamaması, Yaylabayır(850) ve Yüreğil arasındaki orman yolunun asfaltlanmaması ve Umurlar(800)'ın sel taşkın sorunu gibi birçok sorun çözüm bekliyor. Osmanlar altı’nın (600) kırsal kalkınmada dinamik hale getirilmesi gerekiyor. Kırsal dinamiklerin kullanılmaması da dikkat çeken bir eksiklik. Her kırsal mahalle için çözümler üretilmesi ve kırsal kalkınmaya destek verilmesi büyük önem taşıyor.

Kazananın Sındırgı'ya Hizmet Etmesi Beklentisi

Kazanan adayın, Sındırgı'ya hizmet edebilecek bir profil çizmesi ve tüm mahallelerin ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler üretmesi bekleniyor. Emekli imamlar ve öğretmenler derneklerde daha etkin olması, sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi gerekiyor. Demokrasi sadece seçimlerden ibaret olmadığını unutmayın. Kırsal kalkınmaya inanan bir belediye başkanının seçilmesini istiyoruz. arasında.

Genel Değerlendirme

Sındırgı seçimleri, adayların vizyonları, projeleri ve geçmiş performansları üzerinden değerlendiriliyor. Seçmenler, Sındırgı'nın geleceği için en doğru kararı vermeye hazır.

Sındırgılı olarak tüm gücümüzle kırsal kalkınmaya ve gençler, kadınlar ve yaşlılar için insani kalkınma faaliyetleri yapmaya inanıyoruz.

Mehmet - 29 Mart 2024 Cuma



Geleceğin Modern Tarım Araçları Nasıl Olacak?

Gelecekte tarım, teknoloji ve dijital dönüşüm ile şekilleniyor. Tarım sektörü, artan rekabet, değişken pazar şartları ve küreselleşen ekonomik sistem nedeniyle önem kazanıyor. İşte geleceğin modern tarım araçları ve teknolojileri:


Otonom, Sürücüsüz Tarla Araçları ve Traktörler: Sensörler, radar, GPS sistemleri ve makine öğrenmesi ile donatılmış otonom arazi makineleri, yetişmiş insan gücünden tasarruf sağlayarak iş kalitesini artırıyor ve maliyetleri düşürüyor.

Hassas Tarım ve Drone Kullanımı: Drone’lar, havadan arazileri tarayarak sulama, ilaçlama ve haşere kontrolü gibi tarımsal faaliyetleri daha etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmeyi sağlıyor. Uzaktan algılama ile hassas tarım uygulamaları da gelişiyor.

Akıllı Tasmalar ve Hayvan Kontrolü: Akıllı tasmalar, çiftlik hayvanlarının izlenmesini sağlayarak süt verimliliğini artırabiliyor. Bu otomasyon sistemleri, hayvancılık alanında önemli avantajlar sunuyor.

Toprak ve Hava Sensörleri: Toprak nem sensörleri, toprak sıcaklık sensörleri ve yaprak nemlilik sensörleri, gerçek zamanlı olarak çiftlik, orman veya su kaynaklarının durumunu takip etmeyi mümkün kılıyor. Nesnelerin interneti teknolojisi ile veriler anlamlı hale getirilerek su ve elektrik tasarrufu sağlanabiliyor.

Tarımsal Mobil Uygulamalar: Hava durumu bilgisi, ürün miktarı hesaplaması ve ilaç miktarı belirlemesi gibi mobil uygulamalar, günlük tarımsal işlerde önemli avantajlar sağlıyor ve sektöre ivme kazandırıyor.

Sindirgi.net olarak geleceğin tarımda olduğunu görebiliyoruz. Bu teknolojilerin entegrasyonu ile daha verimli, sürdürülebilir ve istikrarlı bir şekilde gerçekleşecektir. 🌾🚜

Sizler için gelecekte olacak tarım araçlarının modellerini ekledik:












Sındırgı Halk Eğitim Merkezinde Yeni Eğitim

Duyanlar Duymayanlara Duyurabilir mi?

Hibe, destek, teşvik almak isteyen Dostlar, çiftçiler ve tarım sanayicileri.. Besi Sığırcılığını daha bilinçli yapmak ve yeni başlamak veya geliştirmek isteyenler için bu eğitim önemli.

SINDIRGI HALK EĞİTİM MERKEZİ’nin yaptığı paylaşımda:

“Kurumumuz bünyesinde besi sığırcılığı kursu açılması planlanmaktadır. Katılmak isteyen vatandaşlarımız başvuru için Müdürlüğümüze müracaat ediniz.” denilmektedir.

Kurs Adı: BESİ SIĞIRCILIĞI KURSU

Kayıt olmak isteyenler SındırgıHEM’e müracaat edebilirler.

Sındırgı Halk Eğitim Merkezi İletişim Bilgileri:

0 (266) 516 12 77

sindirgihem.meb.k12.tr/


Tarım Hibe Miktarları Arttırıldı

KIRSALDAKİ YATIRIMLARDA HİBEYE ESAS PROJE ÜST LİMİTLERİ ARTTIRILDI..

Tarıma dayalı ekonomik yatırım konularında hibeye esas proje tutarı üst limiti;

Yeni tesis niteliğindeki başvurularda 7 milyon liradan 14 milyon liraya,

Kısmen yapılmış yatırımların tamamlanması niteliğindeki başvurularda 5 milyon liradan 12 milyon liraya,

Kapasite artırımı ile teknoloji yenileme ve/veya modernizasyon niteliğindeki başvurularda 4 milyon liradan 10 milyon liraya çıkarıldı.

Kırsal ekonomik altyapı yatırım konularında ise hibeye esas proje tutarı üst limiti; 1 milyon liradan 3 milyon liraya çıkarıldı.

Çiftçilerimize ve Tarım sanayi ile uğraşan sanayicilerimize hayırlı olsun.

Hibe ve teşvik danışmanlığı için iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz. 

SMART Proje Akademisi - SMART Project Academy 

Proje Danışmanı Ramazan KIRMIZI



Sındırgı Pazar Yeri ve Yonca Köylü Pazarı

Sındırgı Köylü Pazarı, Türkiye’nin Balıkesir ilinin Sındırgı ilçesinde her Cumartesi günü kurulan bir pazardır. Bu pazarda, Sındırgı köylerinden gelen çiftçiler, kendi ürettikleri sebze, meyve, otlar, yumurta, ekmek, peynir, zeytin, bal, salça, yağ gibi doğal ve yöresel ürünleri satmaktadırlar. Sındırgı pazarı, bölgenin kültürünü, insan ilişkilerini ve doğal beslenmenin önemini yansıtan bir pazardır. Sındırgı pazarında, özellikle ilkbaharda yeşilin her çeşidi adeta tezgahlardan fışkırır. Sındırgı pazarı, ürün çeşitliliği, tazeliği ve uygun fiyatları ile vatandaşların tercihi olmaktadır.

Köylü pazarı, 2000li yıllarda Yonca Pazarı denilen üstü kapalı alanda kurulur ve burası tamamen köylülerin ürettikleri ürünlerle dolar taşardı. Daha sonra mevcut belediyenin düzenleme adıyla yaptığı değişikliklerle önce kültür caddesine dağılan bir kısmı da Kapalı Pazar yerinin yoluna geçen üreticiler ve köylü çiftçiler burada dağınık halde satışlarına devam etmektedir. Yonca Pazarı hem kapalı hem de sadece köylü pazarı modelinde olan organik ürünlerin satış yeri halindeyken belediyenin plansız ve stratejisiz çalışmaları sonucu dağılmış ve ilgiden uzak köhne yer oldu. Daha sonra bu alana Atatürk Caddesinde bulunan ve belediye tarafından yıkılan belediye dükkanları taşınmaya çalışıldı. 3 harfli süpermarketlere şehrin merkezinde belediye ve halkın arazisinden adeta yer hibe edilirken anlaşmaya varılamasa da Sındırgılı Esnaf, Yonca denilen küçük alana geçmek zorunda kaldı.

Sındırgı Kapalı Pazar yerinde farklı illerden ve ilçelerden gelen esnaflar yer alırken Sındırgı köylerinden getirdiklerini satmak isteyenler genelde yol kenarında yağmurlu havalarda ve soğuk havalarda dışarıda kalmaktadırlar. 

Her Cumartesi En Güzel En Sağlıklı, Yöresel Ürünleri ile Kestane, Melki ve daha fazlası Sındırgı Pazarı girişinde organik ürünler sizleri bekliyor.🌰🍅🍊