Balıkesir

ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KENDİ İŞİMİN PATRONUYUM !

Sevgili dostlar,

Eskiden büyüklerimiz çocuklarına hep aynı öğüdü verirdi: “Oku, güzel bir meslek sahibi ol, devlete kapağı at, hayatını garantiye al.” Bu sözler kulağa güvenli gelse de günümüz dünyasında ne kadar geçerli olduğu tartışılır hale geldi. Memuriyet, hala birçok kişi için güvenli bir liman gibi görünse de artık sadece bir diploma sahibi olmak, iyi bir kariyer için yeterli değil. Peki ya başka bir yol varsa? Ya kendi işinin patronu olmak, hayata kendi kurallarını koymak mümkünse?

Gelin, biraz konuşalım.

Diploma Yetiyor mu?

Bugün üniversite mezunu olmak, iyi bir iş sahibi olmanın garantisi değil. Öyle ki, dört yıl boyunca en iyi okullarda okusanız bile mezun olduğunuzda iş bulma garantiniz yok. Piyasada binlerce genç aynı diplomayla iş ararken, şirketler artık sadece diplomaya değil, becerilere, yenilikçi düşünme yeteneğine ve girişimcilik ruhuna bakıyor.

Türkiye’de ve dünyada işsizlik oranlarına bakıldığında en büyük problemi yaşayan kesim genç üniversite mezunları. Bu noktada aklımıza şu soru geliyor: Eğer iyi bir iş bulmak bu kadar zorsa, neden kendi işimizi kurmayalım?

Kendi İşini Kurmak mı, Memur Olmak mı?

Memur olmanın avantajları yok mu? Elbette var. Düzenli maaş, sosyal güvenceler, mesai saatlerinin belli olması gibi avantajlar birçok kişiye cazip geliyor. Ancak bu yolun da dezavantajları yok değil. Belli bir rutine sıkışmak, özgün düşünmenin körelmesi, değişime ayak uyduramamak ve özellikle ekonomik dalgalanmalarda maaşların yetersiz kalması gibi sorunlar, memuriyetin de artık eskisi kadar güvenli bir liman olmadığını gösteriyor.

Öte yandan girişimcilik, büyük sorumluluk gerektirse de özgürlük, kendi kararlarını verebilme, daha büyük kazanç fırsatları ve dünyaya kendi vizyonunla katkı sağlama imkanı sunuyor. Evet, riskleri var. Ama unutmayalım ki, büyük kazançlar büyük riskler almaktan geçer.

Girişimcilik Neden Önemli?

  1. yüzyıl, hızla değişen bir dünya düzeni sundu bizlere. Eskiden bir meslek seçilir, ömür boyu o meslekle yaşanırdı. Bugünse birçok insan birkaç yıl içinde iş değiştiriyor, yeni beceriler kazanıyor, hatta farklı sektörlere yöneliyor.

Girişimcilik de tam bu noktada devreye giriyor. Bir fikrin peşinden gitmek, bir problemi çözmek, insanlara fayda sağlayan bir ürün veya hizmet sunmak, artık kariyerin en güçlü dinamiklerinden biri. Bugün dünyada ve Türkiye’de en başarılı insanlar, risk alanlar, kendi işini kuranlar ve değişime öncülük edenler arasından çıkıyor.

Amazon, Google, Tesla, Apple… Bunların hepsi birer girişimcilik hikayesi. Garajda, küçük ofislerde, hatta mutfak masasında kurulan şirketler. Bugün milyar dolarlık markalara dönüşmelerinin ardında fikirlerini hayata geçiren yenilikçi zihinler var.

Peki ya Türkiye?

Türkiye’de Girişimcilik ve Yeni Fırsatlar

Son yıllarda Türkiye’de girişimciliğe verilen destekler arttı. TÜBİTAK, KOSGEB, kalkınma ajansları ve özel fonlar, yeni iş kurmak isteyen girişimcilere destek sağlıyor. Gençlerin kendi işlerini kurmaları için hibeler, teşvikler ve mentorluk programları sunuluyor.

Özellikle teknoloji, yazılım, yeşil ekonomi, tarım teknolojileri ve e-ticaret gibi alanlar geleceğin meslekleri arasında öne çıkıyor. Freelance çalışma modelleri, uzaktan iş yapma imkanı, dijital pazarlama ve yenilenebilir enerji gibi alanlarda yeni fırsatlar doğuyor.

Bu çağda artık sadece bir şeyler üretmek yetmiyor. Aynı zamanda bu ürettiklerimizi dijital dünyada pazarlamak, küresel düşünmek ve insanlara değer sunmak gerekiyor. İşte bu yüzden girişimcilik, sadece zengin olmak isteyenlerin değil, dünyaya katkı sağlamak isteyen herkesin seçebileceği bir yol haline geliyor.

Nasıl Başlanır?

Girişimciliğe adım atmanın sihirli bir formülü yok. Ancak bazı temel noktalar var:

Fikrini Belirle: Çözüme ihtiyaç duyulan bir alan bul. İnsanların hangi sorunlarını çözebilirsin?
Küçük Başla, Büyük Düşün: Küçük adımlarla başlamak, riskleri yönetilebilir hale getirir.
Öğrenmeye Açık Ol: İş dünyasında başarılı olmak için sürekli öğrenmelisin.
Ağ Kur: Doğru insanlarla tanış, mentorlar bul, girişimcilik ekosistemine dahil ol.
Dijital Dünyayı Kullan: E-ticaret, sosyal medya ve dijital pazarlama artık girişimcilerin en güçlü araçları.
Finansmanı Doğru Yönet: Gereksiz harcamalardan kaçın, sermayeni doğru kullan.

Sonuç: Kendi Yolunu Çiz!

Sevgili dostlar,

Bugün bir karar verme zamanı. Memur olup belli bir düzen içinde mi ilerlemek istiyorsunuz, yoksa kendi yolunuzu kendiniz mi çizmek istiyorsunuz? Girişimcilik zor ama özgürlük dolu bir yolculuk. Kendi işinizin patronu olmak, kendinizi gerçekleştirme yolunda en büyük adımlardan biri olabilir.

Öyleyse korkmadan, cesurca ve planlı bir şekilde harekete geçin. Fikrinizin peşinden gidin, çalışın, öğrenin ve kendinize inanın. Çünkü geleceğin başarılı insanları, risk alan ve hayallerini gerçeğe dönüştürenler olacak.

Sevgiyle kalın,
Süleyman Çetin



İnovasyon ve Eğitimle Bir Ülke Nasıl Dönüşür?

 Girişimcilik: Bir Ülkenin Geleceğini Şekillendiren Güç

Sevgili dostlar,

Bir ülke girişimci olmaya karar verip gerçekten başarılı olabilir mi? Bir ülke, yer altı zenginliklerine sahip olmadan, büyük doğal kaynaklara dayanmadan, sadece insan kaynağına ve teknolojiye yatırım yaparak küresel bir ekonomi haline gelebilir mi?

Bu soruya en net cevabı veren küçücük kara parçalarından biri malesef israil. Petrolü yok, doğalgazı yok, tarihi boyunca etrafındaki ülkelere sürekli saldırmış ve Filistinlilere soykırım uygulamış. Ancak sahip olduğu en değerli kaynağı keşfetmiş: İnsan sermayesi.

Soykırım yaparken bile özgüveni oldukça yerinde olan israil, bugün dünyanın en yenilikçi ülkelerinden biri. Verilere bakacak olursak:

  • Sivil Ar-Ge harcamaları/GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) oranında dünyada 1. sırada.
  • Kişi başına düşen risk sermayesi yatırımlarında dünyada 1. sırada.
  • NASDAQ (Teknoloji ağırlıklı şirketlerin değerlemesi) listesinde yer alan şirket sayısında dünyada 2. sırada.
  • Her 1,800 vatandaşa bir yeni girişim düşüyor.

Bu veriler, güçlü doğal kaynaklara sahip olmayan bir ülkenin girişimcilik ekosistemiyle nasıl bir dünya devine dönüşebileceğini gösteriyor. Peki, biz Türkiye olarak bundan ne öğrenebiliriz?

Bir Ülkenin Girişimci Olması Ne Anlama Geliyor?

Girişimcilik sadece şirket kurmak ya da yeni bir fikir geliştirmek değildir. Girişimcilik, risk alabilen, problem çözebilen, yeniliğe açık bir toplum inşa etmek demektir. Ekonomik büyümenin, teknolojik ilerlemenin ve uluslararası rekabet gücünün temel taşıdır.

Girişimci bir ülke olmak demek:

  • İnovasyonu teşvik eden bir kültüre sahip olmak,
  • Bilgiye dayalı ekonomiye yatırım yapmak,
  • Eğitimi, Ar-Ge'yi ve teknolojiye yönelmeyi öncelik haline getirmek,
  • Gençleri girişimcilik konusunda cesaretlendirmek demektir.

Ve en önemlisi: Eğitim sistemini girişimciliği destekleyecek şekilde yapılandırmak!

Türkiye’nin Girişimcilik Potansiyeli

Türkiye, dinamik bir nüfusa ve stratejik bir konuma sahip. Ancak girişimcilik konusunda henüz hak ettiği noktada değil. Ar-Ge harcamaları artırılsa da, İsrail gibi bir yenilik merkezi olabilmek için daha fazla girişimci ruha ihtiyacımız var.

Peki, Türkiye girişimci bir ülke olabilir mi? Kesinlikle olabilir! Ancak bunun için bazı temel noktalara odaklanmamız gerekiyor:

Eğitim Sistemi Yenilikçi Olmalı

Girişimcilik, ilkokuldan itibaren eğitimin bir parçası olmalı. Ezberci sistem yerine, sorgulayan ve üreten bireyler yetiştirmek zorundayız. Kodlama, tasarım odaklı düşünme, problem çözme yetenekleri çocuklara küçük yaşlardan itibaren kazandırılmalı.

Ar-Ge ve Risk Sermayesi Desteklenmeli

İsrail’in en büyük başarısı, Ar-Ge yatırımları ve girişimcilere verilen desteklerle gerçekleşti. Türkiye’nin de teknolojiye ve yeniliğe yatırım yapan şirketleri daha fazla desteklemesi gerekiyor. Risk sermayesi yatırımları artırılmalı, üniversiteler teknoloji üretim merkezlerine dönüşmeli.

Global Düşünce Yapısı Geliştirilmeli

Girişimciliğin en büyük düşmanı yerel düşünmektir. Küresel rekabetin içinde yer almak için gençlerin dünya ile entegre olmaları sağlanmalı. Türkiye’de üretilen fikirler, yalnızca Türkiye pazarına değil, uluslararası pazara hitap edebilmeli.

Başarısızlık Korkusu Aşılmalı

Girişimcilik, deneme-yanılma sürecidir. Dünyaca sevilmeyen israilde bile başarısızlık, bir girişimcinin kariyerinde bir basamak olarak görülüyor. Ancak Türkiye’de hala “bir iş batırmak” büyük bir başarısızlık olarak algılanıyor. Girişimcilik kültürünün gelişmesi için, başarısızlığın öğrenme sürecinin bir parçası olduğu kabul edilmelidir.

Sonuç: Türkiye’nin Geleceği Girişimcilikte!

Sevgili dostlar, dünyanın en büyük ekonomileri girişimcilik ile büyüdü. ABD, Çin, Almanya, İsrail gibi ülkeler, sahip oldukları kaynaklardan çok yenilikçi düşünce sistemleri ve girişimcilik ekosistemleriyle öne çıktılar.

Türkiye, dinamik nüfusu, büyük potansiyeli ve stratejik konumu ile girişimcilik alanında büyük fırsatlara sahip. Ancak bu potansiyeli hayata geçirmek için eğitimi, Ar-Ge'yi ve risk almayı teşvik eden bir ekosistem yaratmak zorundayız.

Girişimcilik, yalnızca bireysel başarı değil, bir ülkenin geleceğini belirleyen en büyük güçlerden biridir. Eğer Türkiye girişimcilik kültürünü güçlendirebilirse, önümüzdeki yıllarda küresel ölçekte çok daha büyük başarılara imza atabiliriz.

Unutmayalım, bir ülke girişimci olmayı seçebilir ve başarılı olabilir. Yeter ki doğru adımları atalım!

Sevgiyle kalın,

Bu arada bazı verileri ve ilham aldığım kıymetli Erhan Erkut Hocamıza teşekkür ederim.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Dünyada Ticaret Yolları Yeniden Çiziliyor, Peki Ya Biz?

Sevgili Dostlar,

Dünyada ticaret yolları, enerji hatları ve stratejik projeler hızla şekillenirken, ülkeler büyük hamlelerle geleceğin ekonomik ve siyasi dengelerini belirlemeye çalışıyor. Bizler de bu gelişmelere kayıtsız kalamayız. Ne demişler, “Küresel düşün, yerel uygula!”

Kuzey Akım 2 (Nord Stream 2), Bir Kuşak Bir Yol (Belt and Road Initiative) ve Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) gibi projeler, dünya devlerinin sadece bugünü değil, on yıllar sonrasını planladığını gösteriyor. Peki ya biz? Balıkesir olarak biz geleceğimizi nasıl şekillendiriyoruz?

Şehrimizin sahip olduğu değerleri iyi analiz edip dünya ölçeğinde bir anlam kazandırmazsak, elimizdeki potansiyel yalnızca ham bir güç olarak kalır. İşte burada jeotermal enerji devreye giriyor. Balıkesir’in yer altındaki sıcak su kaynakları, bugüne kadar yalnızca kaplıcalar ve birkaç serada kullanıldı. Oysa dünya yenilenebilir enerji ve sağlık turizmi gibi alanlara yönelirken, biz de jeotermali merkeze alan büyük bir vizyon geliştirmeliyiz.

Dünyadaki Büyük Projelere Bakınca…

Dünyanın dört bir yanında enerji ve ticaret yolları üzerinden büyük hamleler yapılıyor. Örneğin, Kuzey Akım 2 doğalgazı Rusya’dan Almanya’ya taşıyan dev bir enerji hattı. Bir Kuşak Bir Yol, Çin’den Avrupa’ya kesintisiz demiryolu ulaşımı sunarak küresel ticarette yeni bir sayfa açıyor. IMEC (Yeni Baharat Yolu) ise Hindistan’dan Avrupa’ya ulaşan yeni bir ticaret koridoru olarak planlanıyor.

Bütün bunlar ne anlama geliyor? Dünya sadece bugünü değil, geleceği inşa ediyor. Ve bunu yaparken de kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak güçlerini pekiştiriyorlar. Bizim de Balıkesir’de aynı mantıkla hareket etmemiz lazım. Kendi kaynaklarımızı doğru değerlendirerek hem ekonomik hem de çevresel anlamda sürdürülebilir projeler üretmeliyiz.

Balıkesir’in Gizli Hazinesi: Jeotermal

Balıkesir, jeotermal enerji açısından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri. Şehirde çok farklı jeotermal alan var ve bu sahaların sıcaklıkları 30°C’den 102°C’ye kadar değişiyor. Yani şifalı kaplıca sularından enerji üretmeye kadar geniş bir kullanım alanı mevcut.

Şu an termal turizm ve birkaç serada kullanılan bu kaynaklar, çok daha geniş çapta değerlendirilebilir. Tarımdan sanayiye, sağlık turizminden enerji üretimine kadar birçok sektörde jeotermal enerjinin kullanımı artırılabilir. Ancak bunun için stratejik bir vizyon şart.

TERMAL-YOL: Türkiye'ye Yeni Bir Rota

Dünyada İpek Yolu, Baharat Yolu gibi ticaret yolları tarih boyunca medeniyetleri şekillendirdi. Günümüzde ise turizm rotaları, gastronomi yolları gibi projeler büyük bir ilgi görüyor. Türkiye neden “TERMAL-YOL” adlı bir projeyle kendi jeotermal rotasını oluşturmasın?

Bu proje neyi kapsamalı?

  • Jeotermal Kaynak Haritası: Öncelikle, Balıkesir’deki tüm termal kaynaklar detaylı şekilde analiz edilmeli. Sıcaklıkları, mineral oranları ve sağlık üzerindeki etkileri belirlenmeli.
  • Termal Sağlık Rotası: Gönen’den başlayıp Bigadiç, Sındırgı, Edremit gibi ilçeleri kapsayan bir termal turizm güzergâhı oluşturulmalı. Bu güzergah daha sonra Kütahya ve Afyona kadar uzanmalı. Sadece Balıkesir değil, biz Balıkesir ayağı olarak kendi sahalarımızı hazır hale getirmeliyiz. Gelen turistler, şehrin farklı noktalarındaki termal tesisleri gezerek şifa bulmalı.
  • Bölgesel Kalkınma: Termal otellerin yanı sıra, bölgede yerel üreticiler desteklenmeli. Turistler geldiklerinde sadece sıcak suya girmekle kalmamalı, yerel bal, zeytinyağı, doğal sabunlar gibi ürünleri de deneyimlemeli. Tabi diğer iller de kendi yerel ürünlerini tanıtacaktır. Afyon kaymaklı lokumunu geliştirerek bu konuda oldukça inovatif bir ürün geliştirmiş. 
  • Yatırımcı Çekme: Bu rotanın işler hale gelmesi için özel sektör teşvik edilmeli. Termal otel zincirleri, sağlık merkezleri ve SPA tesisleri için altyapı yatırımları ve teşvikler oluşturulmalı.

Böyle bir proje İstanbul'a ve İzmir'e yakınlığı nedeniyle Balıkesir’i “Türkiye’nin Termal Yolun Orta Noktası, yani Başkenti” haline getirebilir. Yalova ve Bursa da termal kaynak konusunda oldukça ileri seviyede olan illerden. Sağlık turizmi dünya çapında büyük bir sektör ve özellikle Avrupa’dan çok fazla turist kaplıcalar için ülkemize geliyor. TERMAL-YOL gibi bir projeyle Balıkesir, turizmde yeni bir marka olabilir.

Yerel Yönetimlere Büyük Görev Düşüyor

Bu projeler sadece fikirden ibaret kalmamalı. Yerel yönetimlerin harekete geçmesi şart. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili ilçe belediyeleri şu adımları atmalı:

  • Stratejik Planlama: Şehir genelinde bir jeotermal master planı oluşturulmalı.
  • Teşvikler: Termal tesisleri belirli standartlara getirecek girişimcilere vergi avantajları, yeni açılacaklara ruhsat kolaylığı gibi teşvikler sağlanmalı.
  • Tanıtım: TERMAL-YOL, ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında tanıtılmalı.
  • Çevre Koruma: Jeotermal kullanımın sürdürülebilir olması için, kullanılan suyun yer altına tekrar basılması gibi önlemler alınmalı.

Sevgili dostlar,

Dünya hızla değişirken, Balıkesir’in başta olmak üzere termale sahip illerin, kaynaklarını akıllıca yönetip birleşerek bir marka haline gelmesi mümkün. Jeotermal enerji yalnızca bir termal su kaynağı değil, ülkemize değer kazandırabilecek büyük bir ekonomik fırsat.

TERMAL-YOL gibi bir proje hayata geçerse, Balıkesir’in adı dünya turizm haritasına kazınabilir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltırken, sağlık turizmi ile de büyük bir ekonomik katkı sağlayabiliriz.

Özetle, “Küresel düşün, yerel uygula” diyerek dünyadaki büyük projelerden ilham almalı ve Balıkesir’i geleceğin termal başkenti yapacak adımları hep birlikte atmalıyız. Yeter ki vizyonumuzu geniş tutalım ve harekete geçelim.

Sevgiyle kalın,

Süleyman Çetin
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Kooperatifçilik ile Daha Güçlü Bir Balıkesir Mümkün!

 Balıkesir’de Kooperatifçilik ile Güçlenelim: Zeytin, Höşmerim, Halıcılık ve Pirinç Üretiminde Yeni Bir Dönem

Balıkesir, verimli toprakları, kadim üretim kültürü ve zengin gastronomisiyle Türkiye’nin gözde illerinden biri. Marmara ve Ege bölgelerini birleştiren bu özel şehir; zeytinden höşmerime, halıcılıktan pirinç-çeltik üretimine kadar pek çok alanda potansiyel barındırıyor. Ancak bu potansiyelin kalıcı bir güce dönüşmesi, üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesi ve sürdürülebilir bir üretim modeli kurulabilmesi için kooperatifleşme en önemli adımlardan biri.


2025 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi, Balıkesir’de kooperatifçilik bilincini artırmak ve güçlü örgütlenmeleri teşvik etmek adına büyük bir fırsat sunuyor. Gelin, Balıkesir’in eşsiz ürünlerine kooperatifler aracılığıyla nasıl değer katabileceğimizi konuşalım.


1. Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatifleri

Balıkesir, Türkiye’nin önde gelen zeytin üretim merkezlerinden biri. Ayvalık, Edremit ve Gömeç başta olmak üzere birçok ilçede binlerce yıldır zeytin yetiştiriliyor. Ancak üreticilerin daha güçlü pazarlara açılabilmesi, markalaşabilmesi ve adil gelir elde edebilmesi için Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatiflerinin kurulması şart.


Bu sayede;


Ürünlerin fiyat istikrarı sağlanır.

Ortak markalar altında kalite standartları geliştirilir.

Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda daha güçlü bir yer edinilir.

İşleme tesisleri ortaklaşa kurularak maliyetler düşürülür.

2. Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi

Balıkesir denince akla gelen lezzetlerden biri hiç şüphesiz höşmerim. Bu geleneksel tatlıyı üretip satmak isteyen kadın girişimciler için kurulacak Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi, yöresel mutfağın yaşatılması ve ekonomiye kazandırılması adına kritik bir adım olabilir.


Kadınların emeğini görünür kılan böyle bir kooperatif ile;


Geleneksel tariflerin korunması sağlanır.

Şehir dışı satış imkanları artırılır.

Yerel festivaller ve turistik noktalarda satış imkanı yaratılır.

Balıkesir’e özgü bir hediyelik ve marka ürünü geliştirilir.

3. Balıkesir Halıcılığı için Kooperatifleşme Zamanı

Balıkesir’in Sındırgı ve Yağcıbedir halıları, yıllardır ustaların elinde hayat bulan değerli eserlerdir. Fakat küresel rekabet, artan maliyetler ve zanaatkâr eksikliği sebebiyle halıcılık zor günler geçiriyor. Bu noktada Halı Üreticileri Kooperatifi, ustaların birlik olarak hareket etmesini, ürünlerini daha geniş pazarlara ulaştırmasını ve eğitim programlarıyla yeni ustalar yetiştirmesini sağlayabilir.


Bu kooperatif sayesinde;


Ortak satış mağazaları açılabilir.

Kültürel miras korunur.

Gençlerin mesleğe kazandırılması için projeler üretilir.

Turistik satış noktaları ve online pazarlar güçlendirilir.

4. Gönen Pirinci ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi

Balıkesir’in Gönen ilçesi, Türkiye’nin pirinç ambarlarından biri. Gönen pirinci, lezzeti ve kalitesiyle sofraların vazgeçilmezi. Ancak üretimde yaşanan maliyet artışları, pazarlama zorlukları ve rekabet sorunları üreticiyi zorluyor. Çözüm ise yine kooperatifleşmekte!


Pirinç ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi ile;


Toplu alım-satım gücü oluşturulur.

İşleme ve paketleme tesisleri ortaklaşa işletilir.

Markalaşma çalışmaları yürütülür.

Tarımsal destekler için ortak projeler geliştirilir.

Balıkesir Kooperatifçiliği ile Daha Güçlü Bir Gelecek

Balıkesir’in tüm bu değerleri, kooperatifleşme sayesinde yalnızca ekonomik katkı sunmakla kalmayacak, aynı zamanda kültürel mirasın yaşatılmasını ve yerel kalkınmanın güçlenmesini sağlayacak. 2025 yılı "Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar" mottosuyla ilan edilmişken, Balıkesir’in de bu harekete öncülük etmesi gerekiyor.


Bugün Balıkesir’in dört bir yanında üretim yapan herkesin birbirine sorması gereken soru şu:

"Biz birlikte daha güçlü olabilir miyiz?"


Cevap çok net: Evet, kooperatifleşerek Balıkesir’i büyütebiliriz!


Sen de Dahil Ol!

Balıkesir’de kooperatif kurmak, var olan kooperatiflere üye olmak veya destek vermek için yerel Ticaret İl Müdürlükleri, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları ile iletişime geçebilir, kooperatifçiliğin gücüne ortak olabilirsin.


Unutmayalım;

"Birlikte Üretiyor, Birlikte Büyüyoruz!"


Kooperatif Hareketi ile Güçlenen Şehir Balıkesir

 Balıkesir’de Kooperatifçilik: Daha İyi Bir Dünya İçin Birlik Zamanı!

Balıkesir, tarih boyunca üretimin, emeğin ve dayanışmanın simgesi olmuş şehirlerimizden biri. Zeytininden sütüne, tarımından turizmine kadar geniş bir yelpazede üretim yapan Balıkesir, kooperatifçilik kültürünün de güçlü şekilde yeşerebileceği illerimiz arasında yer alıyor. Ancak elimizdeki veriler gösteriyor ki, Türkiye genelindeki kooperatifleşme sorunları Balıkesir için de geçerli.


Balıkesir Kooperatifçilikte Neredeyiz?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde toplam 48.938 kooperatif bulunuyor. Bunların 11.542'si ise Ticaret Bakanlığı görev alanındaki farklı türlerden oluşuyor.


Balıkesir ise 2024 yılı itibariyle en çok kooperatife sahip iller arasında yer almasa da, potansiyelini göz ardı etmek mümkün değil. Özellikle tarım, hayvancılık, turizm ve kadın girişimciliği alanlarında Balıkesir’in kooperatifçilikte öncü illerden biri olması için önemli fırsatlar bulunuyor.


Balıkesir’de Hangi Kooperatifler Öne Çıkabilir?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde güçlü bir merkez birlik çatısı kurma potansiyeline sahip kooperatif türlerinden bazıları şöyle:


  • Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri (1.211 adet)
  • Gayrimenkul İşletme Kooperatifleri (927 adet)
  • İşletme Kooperatifleri (728 adet)
  • Tarım Satış Kooperatifleri (325 adet)
  • Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri (353 adet)
  • Turizm Geliştirme Kooperatifleri (548 adet)

Balıkesir’in üretim gücünü düşündüğümüzde; Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri, Tarım Satış Kooperatifleri ve Turizm Geliştirme Kooperatifleri tam da şehrin dinamiklerine uygun alanlar olarak öne çıkıyor.


Bugün Susurluk’ta peynir üreten kadınlar, Edremit’te zeytinyağı işleyen üreticiler, Ayvalık’ta butik turizm hizmetleri veren girişimciler, Bandırma’da pazarlama ağı kurmak isteyen çiftçiler için kooperatifler sürdürülebilir bir gelecek sunabilir.


Üst Birlik Kurmak Neden Önemli?

Türkiye’de ne yazık ki kooperatiflerin üst örgütlenmesi zayıf. 34 farklı türde 11.542 kooperatif olmasına rağmen sadece 91 üst birlik kurulmuş durumda. Balıkesir’deki kooperatiflerin de üst birlikleşmeye gitmesi, kendi bölgelerinde daha güçlü bir ses olmalarını sağlayacak. Bu birlikler sayesinde:


  • Bölgesel pazarlama ağları kurulabilir.
  • Ortak üretim tesisleri oluşturulabilir.
  • Marka değerleri yükseltilerek ulusal ve uluslararası pazarlarda yer alınabilir.

2025 Uluslararası Kooperatifler Yılı: Balıkesir İçin Fırsat Yılı!

Birleşmiş Milletler tarafından 2025 yılı Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edildi. Yılın mottosu ise:

“Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar”

Balıkesir’in bu vizyona ortak olması gerekiyor. 2025 yılı, Balıkesir’de kooperatifçilik için bir seferberlik yılı olabilir. Kadın kooperatiflerinden genç girişimci topluluklarına, tarım üreticilerinden turizmcilerine kadar herkesin bu dayanışma çatısı altında buluşması önemli.


Ne Yapılmalı?

  • Balıkesir’de mevcut kooperatiflerin üst birlik kurmaları teşvik edilmeli.
  • Yeni kurulacak kooperatiflere yerel yönetimler ve kamu tarafından destek verilerek sayıları artırılmalı.
  • Kooperatiflerin ortak projeler üretmesi sağlanmalı.
  • 2025 yılı boyunca Balıkesir genelinde kooperatifçilik farkındalığını artıracak etkinlikler düzenlenmeli.

Sonuç olarak, Balıkesir’in bereketli toprakları, çalışkan insanları ve köklü üretim kültürü ile kooperatifçilikte örnek bir şehir olması hiç de uzak bir hayal değil. 2025 Uluslararası Kooperatifler Yılı, bu hayali gerçeğe dönüştürmek için tam da doğru zaman.


Unutmayalım; Kooperatifler, daha iyi bir Balıkesir için var!




Balıkesir: Tarih, Kültür ve Doğanın Buluştuğu Şehir

Balıkesir: Tarih, Kültür ve Doğanın Buluştuğu Şehir

Balıkesir'in Tarihi ve Kültürel Zenginlikleri

Balıkesir, Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara ve Ege Bölgeleri arasında stratejik bir konumda yer alan, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla öne çıkan bir şehirdir. Tarih boyunca Misya ve Karesi adlarıyla anılan bu bölge, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu, Karesi Beyliği ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Sahip olduğu tarihi yapılar, geleneksel el sanatları ve köklü mutfak kültürü ile Balıkesir, Anadolu’nun kadim şehirlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.

Balıkesir'in Osmanlı Mirası ve Kurtuluş Mücadelesindeki Rolü

Balıkesir'in kültürel dokusu, Osmanlı döneminden kalma camiler, medreseler, hamamlar ve çarşılarla şekillenmiştir. Zağnos Paşa Camii, Yıldırım Camii, Karesi Bey Türbesi gibi yapılar, Balıkesir’in tarihi kimliğini yansıtan önemli eserler arasındadır. Bununla birlikte, Balıkesir, Kuvayı Milliye hareketinin doğduğu şehirlerden biri olarak Türk Kurtuluş Savaşı’nda kritik bir rol oynamıştır. Balıkesir Kuvayı Milliye Müzesi, Kurtuluş Savaşı’na ait belgeler ve eşyalar ile şehrin bu mücadeledeki önemli yerini gözler önüne sermektedir.

Balıkesir'in Geleneksel El Sanatları ve Yaşayan Kültürü

Balıkesir’de geleneksel el sanatları hala yaşatılmaktadır. Özellikle halı dokuma, bakırcılık ve çömlekçilik, geçmişten günümüze aktarılan önemli zanaatlar arasındadır. Sındırgı ve Bigadiç’te dokunan Yağcıbedir halıları, dünyaca ünlü motifleri ve sağlam dokusuyla dikkat çeker. Ayrıca, Bakırçay Vadisi ve Manyas civarında çömlekçilik sanatı hala devam etmektedir.

Balıkesir'in Doğal Güzellikleri

Balıkesir, hem Marmara hem de Ege Denizi’ne kıyısı olan ender şehirlerden biridir. Sahip olduğu doğal güzellikler, plajlar, termal kaynaklar ve eşsiz doğal parklar ile ziyaretçilerine farklı alternatifler sunar. Kaz Dağları, Manyas Kuş Cenneti, Avşa ve Cunda Adaları, Şeytan Sofrası gibi doğal alanlar, şehrin doğayla iç içe bir yaşam sunduğunu göstermektedir. Özellikle Kaz Dağları, temiz havası, endemik bitki türleri ve mitolojik geçmişiyle doğa severler için cazibe merkezidir.

Balıkesir'in Zengin Mutfağı ve Yöresel Lezzetleri

Balıkesir mutfağı, hem Ege’nin hafif ve sağlıklı yemek kültürünü hem de Marmara’nın et ve süt ürünlerine dayalı lezzetlerini barındırır. Bamya, börülce, kavun, zeytin ve zeytinyağı gibi ürünler, şehrin mutfağında önemli bir yer tutar. Ayrıca, Yağcıbedir halısı kadar meşhur olan Balıkesir kolonyası, şehrin sembollerinden biridir.

Balıkesir denildiğinde akla gelen bazı yöresel lezzetler şunlardır:

  • Kozak üzümü: Verimli topraklarında yetişen özel bir üzüm çeşidi.
  • Ayvalık tostu: Ege’nin meşhur sandviçi, özellikle Ayvalık sahillerinde en çok tercih edilen lezzetlerden biri.
  • Susurluk ayranı: Köpüğü ve yoğun kıvamıyla Türkiye’nin en ünlü ayranlarından biri.
  • Saçaklı mantı: Balıkesir’e özgü farklı bir mantı türü.
  • Höşmerim: Geleneksel tatlılardan biri olup, peynir ve irmikle hazırlanan özel bir lezzet.

Balıkesir'in Kültürel Mirasını Gelecek Nesillere Aktarmak

Balıkesir'in tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri, şehrin ruhunu ve kimliğini oluşturan önemli unsurlardır. Bu mirasın korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması, Balıkesir’in köklü geçmişinin anlaşılması açısından büyük önem taşımaktadır. Tarihi yapıları restore etmek, el sanatlarını desteklemek ve doğal güzellikleri korumak, bu kültürel mirasın sürdürülebilirliğini sağlamak için atılması gereken adımlardır.

Balıkesir, geçmişin izlerini taşıyan sokakları, doğal güzellikleri ve yaşayan gelenekleriyle, hem tarih meraklıları hem de doğa tutkunları için keşfedilmeye değer bir şehirdir.

 Mustafa Çetin - Balikessir.com Yazarı 




Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar: Türkiye'de Kooperatifçilik ve Geleceğe Bakış

 Kooperatifler, dayanışmanın, ortak aklın ve birlikte üretmenin en güzel örneklerini sunan yapılar. Ülkemizde de yüz yılı aşan bir geçmişe sahip olan kooperatifçilik kültürü, bugün yeniden önem kazanıyor. 2025 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi ise bu anlamda kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.


Bu yazımızda Türkiye’deki kooperatiflerin güncel durumuna, karşılaştıkları örgütlenme sorunlarına ve geleceğe dair önerilere birlikte göz atalım.


Türkiye'de En Çok Hangi Kooperatifler Var?

Ticaret Bakanlığı'nın verilerine göre ülkemizde en çok kurulan kooperatif türleri şöyle sıralanıyor:


  • Taşıma Kooperatifleri: 5.177 adet
  • Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri: 1.211 adet
  • Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri: 982 adet
  • Gayrimenkul İşletme Kooperatifleri: 927 adet
  • İşletme Kooperatifleri: 728 adet

Bugün Ticaret Bakanlığına bağlı olarak toplam 11.542 adet kooperatif faaliyet gösteriyor. Bunlar arasında eğitimden sağlığa, tarımdan turizme, yenilenebilir enerjiden yayıncılığa kadar farklı alanlarda üretim ve hizmet sunan pek çok kooperatif var.


Peki, Kooperatifler Nerede Güçlü?

İllere baktığımızda kooperatiflerin en yoğun olduğu şehirler şöyle:


  • Ankara: 704
  • İzmir: 647
  • İstanbul: 501
  • Muğla: 380
  • Bursa: 345

En az kooperatif bulunan iller ise Kilis, Bayburt, Ardahan, Bartın ve Aksaray.


Türkiye’de Kooperatiflerin Örgütlenme Sorunu

Her ne kadar ülke genelinde on binlerce kooperatif bulunsa da, ne yazık ki bu kooperatiflerin büyük kısmı bir üst örgütlenmeye dahil değil.


Ticaret Bakanlığına bağlı olan 34 farklı kooperatif türü bulunmasına rağmen sadece 3 tür kooperatifin merkez birlikleri kurulabilmiş durumda. Oysa bir kooperatif türünün güçlü olabilmesi için üst birlikler ve merkez birlikleri kurarak hem dayanışmayı artırması hem de ortak sorunlara birlikte çözüm üretmesi gerekiyor.


Örneğin:

Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri güçlü bir örnek olarak öne çıkıyor. 1.211 kooperatiften oluşan bu yapı, 10 farklı üst birliğe sahip.

Ancak toplamda 48.938 kooperatif varken üst birlik sayısının yalnızca 325 olması oldukça düşündürücü.


Ne Yapılmalı?

Örgütlenmenin artması için kooperatifler teşvik edilmeli. Birlikler güçlendikçe kooperatifler hem seslerini daha fazla duyurabilir hem de sürdürülebilir projelere imza atabilirler.


Şu an kooperatiflere sağlanan teşvikler oldukça sınırlı. Sadece üst birlik ortağı olan kooperatifler genel kurullarını iki yılda bir yapabiliyor. Ancak bu yetmez. Daha fazla destek, kolaylaştırıcı düzenlemeler ve finansman imkânları gerekiyor.


Ticaret Bakanlığı'nın özellikle şu alanlarda adım atması önemli:


  • Üst birliklerin kurulmasını destekleyici teşvikler sunmak.
  • Kooperatiflere özel finansman ve hibe programları geliştirmek.
  • Farkındalık artırıcı çalışmalar yapmak.

2025: Kooperatifler Yılı ve Büyük Fırsat

2025 yılı tüm dünyada Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak kutlanacak. Bu özel yılın mottosu ise çok anlamlı:


"Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar."


Ülkemiz için bu mottoyu sadece bir söz olarak değil, bir hedef olarak görmeliyiz. Karşılıklı yardımlaşma, dayanışma ve demokrasi temelinde kurulan kooperatifler; iklim krizinden gıda güvenliğine, kadın istihdamından yerel kalkınmaya kadar pek çok alanda çözüm üretebilecek güçte.


Eğer daha adil, daha güçlü ve daha sürdürülebilir bir gelecek istiyorsak, bu geleceği birlikte kurabiliriz. Tam da bu yüzden, kooperatiflerin yeniden keşfedilmesi ve desteklenmesi şimdi her zamankinden daha önemli.



Kaynak:

Esnaf Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü KOOPERATİF BÜLTENİ, Ocak/2025

Bereketli Topraklarda Dönüşüm Rüzgarı

 Balıkesir’in kalbi, her geçen gün yeniden atmaya devam ediyor. Şehrimizin “Türkiye'yi Doyuran İl” olarak anılması, bereketli topraklarımız, zengin tarımsal çeşitliliğimiz ve güçlü hayvancılık potansiyelimiz sayesinde mümkün oluyor. Ancak, Balıkesir’in üretim gücü ne yazık ki tam anlamıyla değerlendirilmekten uzak. Çiftçilerimizin emekleri, hasat sonrası ürünlerin ellerinde kalması, pazarlama ve işleme tesislerinin eksikliği gibi sorunlarla gölgeleniyor. Yerel yönetimler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları, kooperatifleşme, dijital pazarlama ve yerel üretim merkezlerine yapılacak yatırımlarla bu sıkıntıların üstesinden gelmeye çalışıyor.


Balıkesir, sadece ekonomik anlamda değil, kültür ve sanat alanında da önemli bir dönüşüm yaşıyor. Şehrimizdeki sanat atölyeleri, kültür merkezleri ve festivaller, yerel renklerimizi ve geleneklerimizi canlandırırken; genç nesil de yaratıcı projeleriyle adından söz ettiriyor. Bu durum, Balıkesir’in sadece üretimle sınırlı kalmayıp, sosyal ve kültürel dinamiklerin de yükseldiğini gösteriyor. Eğitim kurumları ve genç girişimciler, sosyal projeler ve gönüllülük faaliyetleriyle şehrimizin yenilikçi ruhunu güçlendiriyor. Aynı zamanda çevre dostu uygulamalar ve geri dönüşüm projeleri, Balıkesir’in doğasını koruma konusunda umut verici adımlar atılmasını sağlıyor.


Yerel yönetimlerin uzun vadeli planları, altyapı yatırımları ve kentsel dönüşüm projeleri ile Balıkesir, geleceğe dair sağlam temeller atıyor. Her adımda, üretilen ürünlerin değeri artırılmak, çiftçilerimizin hak ettiği karşılığı bulması sağlanmak isteniyor. Balıkesir’in Sesi olarak bizler, şehrimizin ekonomik, kültürel ve sosyal dönüşümünü yakından takip ediyor, yaşanan gelişmeleri siz değerli okuyucularımızla paylaşmaya devam ediyoruz. Şehrimizin nabzını tutuyor, üretimden kültüre, eğitimden çevreye uzanan her alanda umut veren adımlara şahit oluyoruz. Balıkesir’in geleceği, hep birlikte inşa edeceğimiz güçlü bir yarına doğru ilerliyor.



Türkiye’yi Doyuran İl, Çiftçisini Doyuramıyor!

Sevgili Dostlar,

Bugün sizlerle Balıkesir’in üretim gücünden ve bu tarımsal üretim gücünün değerlendirilmesindeki sorunlardan bahsetmek istiyorum. Balıkesir'e 'Türkiye'yi Doyuran İl' şeklinde bir vizyon belirlenmişti, gerçekten de bereketli topraklara, zengin tarımsal çeşitliliğe ve güçlü bir hayvancılık potansiyeline sahip. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın yanında, tarımsal üretim çeşitliliği ile ülke ekonomisine önemli katkılar sunuyor. Ancak ne yazık ki bu gücün tam anlamıyla değerlendirildiğini söylemek zor.

Her yıl çiftçilerimiz, ürettikleri ürünlerin satışı konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Hasat sonrası, ürünlerin ellerinde kaldığına dair pek çok hikâye duyuyoruz. Bu durum, Balıkesir'in üretim gücünü planlama ve değerlendirme aşamalarında eksiklikler olduğunu gösteriyor. Oysa ki bu sorunlar, daha iyi bir planlama ve yerel üretim merkezlerinde ürünlerin işlenmesine yönelik yatırımlarla aşılabilir.

Sorun Nerede Başlıyor?

Üretilen ürünlerin pazara ulaştırılması, işlenmesi ve tüketiciye sunulması zincirinde yaşanan kopukluklar ve aracıların fazlalığı çiftçilerimizin emeklerinin karşılığını alamamasına neden oluyor. Örneğin, Balıkesir’in meşhur zeytinlerinden, süt ürünlerine kadar birçok tarım ve hayvancılık ürünü, ham haliyle satılmak zorunda kalıyor. Oysa işlenerek katma değerli ürünlere dönüştürülse, hem çiftçilerimizin kazancı artar hem de ilimizin ekonomisi güçlenir. Özellikle de bu yıl domatesler toplanmadı bile, toplananlar çürüdü bir çok emek zayi oldu. Çiftçi üretime küstürüldü. 

Çözüm Önerileri

  • Kooperatifleşme: Çiftçilerimizin üretim, işleme ve pazarlama süreçlerinde kooperatifler aracılığıyla bir araya gelmesi, güçlü bir çözüm olabilir. Kadın kooperatiflerine verilen destek kadar, tarım kooperatifleri de güçlendirilmelidir. Tarım kooperatifleri bilinçlendirilmelidir. Çeşitli eğitimler verilerek kapasiteleri yani yönetimleri güçlendirilmelidir.
  • Yerel İşleme Tesisleri: Balıkesir’de ürünlerin işlenmesi için daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Özellikle tarımsal ürünleri işleme tesisleri, bu alanda ciddi bir ihtiyaç.
  • Dijital Pazarlar: Günümüzde teknolojiyi kullanarak ürünleri doğrudan tüketiciye ulaştırmak mümkün. Yerel yönetimlerin ve girişimcilerin, bu konuda daha fazla inisiyatif alması gerek. Yerel yönetimler bu alanda gençlere girişimcilik eğitimleri düzenleyebilir.
  • Devlet Proje Desteği: Çiftçilerimize yönelik teşviklerin, sadece üretim aşamasıyla sınırlı kalmayıp, işleme ve pazarlama süreçlerini de kapsaması önemli. IPARD /TKDK Projeleriyle daha teknolojik işletmeler şart.

Sevgili dostlar, Balıkesir gibi güçlü bir üretim potansiyeline sahip bir ilin, bu gücü tam anlamıyla değerlendirememesi, hepimizi düşündürmeli. Unutmayalım ki, tarım sadece bir ekonomik faaliyet değil; kültürümüzün, geleneklerimizin ve geleceğimizin de bir parçasıdır. Çiftçilerimizin emeklerinin karşılığını alacağı, üretimin değer bulduğu bir Balıkesir hayali, hepimizin ortak dileği olmalı. 

Sevgiyle kalın,
Süleyman Çetin




Hobilerle Hem Eğlenin Hem Gelişin!

Hayatın hızlı akışı içinde kendimize zaman ayırmak, bir nevi lüks haline geldi. Peki, bu zamanı nasıl değerlendirmeliyiz ki hem keyif alalım hem de kendimizi geliştirmiş olalım? İşte size, hayatınıza renk katacak dört farklı hobi önerisi:


Para Kazandıran Tutku: Hobilerin sadece keyif vermesi gerekmiyor, aynı zamanda ek gelir kaynağı da olabilir. Örneğin, seramik ve çömlekçilik ile el becerilerinizi geliştirebilir, ürettiğiniz ürünleri online platformlarda satabilirsiniz. Karikatür çizme yeteneğinizi kullanarak da yaratıcı çalışmalar yapabilir, bu alanda ilerleyerek çeşitli projelerde yer alabilirsiniz. Bu tür hobiler, zamanla tutkunuz haline gelip size hem manevi hem de maddi kazanç sağlayabilir.


Forma Girmek İçin Hareket: Sağlıklı bir yaşam için düzenli spor yapmak şart. Sporu bir yük olarak görmek yerine keyifli bir aktiviteye dönüştürebilirsiniz. Örneğin, yürüyüş yapmak ve yüzmek gibi aktiviteler, hem fiziksel sağlığınızı korumanıza yardımcı olur hem de doğayla iç içe vakit geçirerek ruhunuzu dinlendirir. Spor yaparken aynı zamanda stresten uzaklaşarak kendinizi yenilemiş hissedeceksiniz.


Üretkenliği Artıran Hobiler: Üretkenliği artırmak ve zihni sürekli aktif tutmak için üretici hobilere yönelmek önemlidir. Doğa gezilerine çıkarak fotoğrafçılıkla ilgilenebilir, gözlemlerinizi fotoğraflayarak çevrenize farklı açılardan bakmayı öğrenebilirsiniz. Bu sayede hem yeni beceriler edinir hem de kişisel gelişiminize katkıda bulunursunuz.


Mutluluk İçin Hobi: Hayatın koşturmacasında unuttuğumuz en önemli şeylerden biri, kendimiz için keyifli vakitler oluşturmak. Yüzmek, doğada yürüyüş yapmak, yeni yerler keşfetmek ya da sadece bir kitap okuyarak rahatlamak bile yaşam kalitenizi artırabilir. Hobiler, size mutluluk getirerek stresten uzaklaşmanıza ve enerji depolamanıza yardımcı olur.


Unutmayın, hobilerimiz sadece boş zamanlarımızı değerlendirmenin bir yolu değil, aynı zamanda kendimizi tanımamız ve geliştirmemiz için bir fırsattır. Hayatınıza yeni bir hobi katmak için hiç vakit kaybetmeyin. Belki de yeni bir tutku sizi bekliyor!


Süleyman ÇETİN

Balikessir.com | Balıkesir Dijital Gündem



İş Dünyasında Üniversite Prestiji: Gerçek Değer Nedir?

 Sevgili okurlar,

Bugün sizlere üniversite markalarının değeri ve mezuniyet sonrası iş hayatında ne kadar etkili olduğunu tartışmak istiyorum. Özellikle son yıllarda, üniversite tercihlerinde sadece “marka üniversiteler” değil, aynı zamanda daha az bilinen ve eğitim maliyeti açısından avantajlı olan üniversiteler de tercih edilmeye başlandı. Yeme içme, ulaşım ve barınma gibi eğitim masraflarının arttığı bu dönemin tercihlerde etkisi var, tabii ki. Bu durum, iş dünyasında da bir dönüşümü beraberinde getirdi.

ODTÜ, Boğaziçi gibi “marka üniversite” mezunu olmanın bir zamanlar prestijli bir unvan olduğunu kabul edelim. Ancak günümüzde, işverenler artık sadece üniversite adını değil, adayın yetkinliklerini ve deneyimini de göz önünde bulunduruyor. Van’dan mezun olmanın İTÜ’den mezun olmaktan daha az değerli olduğunu söylemek yanlış olur. Artık her üniversitede farklı alanlarda yetenekli mezunlar yetişiyor ve iş dünyasına katkı sağlıyorlar.

Şirketler artık “marka üniversite” takıntısını bıraktı. Bir adayın işe alınmasında, sadece üniversite adı yeterli görülmüyor. Hızlı değişen bilginin kolay ulaşılabilir olduğu iş dünyasında şirketler, aynı zamanda kişinin gelişime açık oluşunu, iletişim becerilerini, liderlik potansiyelini ve problem çözme yeteneğini daha da göz önünde bulunduruyor. Bu noktada, üniversitelerin sunduğu eğitim, artık yerini mezunların sahip olduğu yetkinliklere bırakmış durumda.

İş dünyasında artık sadece “marka üniversite” mezunlarına değil, yetkinlikleri ve becerileri güçlü olan her adaya eşit fırsatlar sunuluyor. Beceriyi tanımlayacak olursak, bilişsel (mantıksal, sezgisel ve yaratıcı düşünme kullanımı) ve pratik (el becerisi, teknik, malzeme, alet ve araç kullanımı) olarak tanımlanır. Beceri, bilgiyi uygulama ve teknik bilgiyi (know-how) kullanarak görevleri yerine getirme ve problemleri çözme kabiliyeti anlamına gelir. Örneğin, Temel Bilgisayar Becerileri, Takım Çalışması, Problem Çözme ve Analitik Beceriler, Etkili İletişim Becerileri, Eleştirel Düşünme, Liderlik Becerileri, Planlama ve Organizasyon Becerileri, Adaptasyon Becerileri, Dürüstlük, Mükemmellik Yükümlülüğü.

Yetkinlik ise sorumluluk alabilme ve bağımsız çalışabilme (özerklik) yönünden tanımlanır. Yetkinlik, bilgiyi, becerileri ve kişisel sosyal ve/veya yöntemsel hünerleri mesleki ve kişisel gelişimde ve çalışma veya öğrenim durumlarında kullanma olarak tanımlanan kanıtlanmış kabiliyettir. Yetkinlik, vasıf, hüner ve tutumun dinamik bir bileşimidir.

Sonuç olarak, üniversite tercihi önemlidir, ancak bu tercihin ardında yatan bölüme ilgi ve seçilen alanda kişinin becerileri ve yetkinliği daha da değerlidir.

Sevgiyle kalın, Süleyman.



Avrupalılık Ölçü Birimi: Avrobarometre, Avrupalılar Ne Diyor?

Avrobarometre Nedir?

Avrobarometre, (Eurobarometer) 1973’te Avrupa Birliği bünyesinde faaliyete geçen ve Avrupa Komisyonu’na raporlar sunan bir kuruluştur. Bu kuruluşun temel görevi, Avrupa Birliği vatandaşlarının görüşlerini çeşitli konularda anketlerle belirlemek ve bu bilgiler ışığında Avrupa Komisyonu için analizler yapmaktır.

Bu kurum, toplumun nabzını tutmak için bir dizi konuda kamuoyu yoklamaları gerçekleştirir. Araştırma yaptığı başlıca alanlar arasında sosyal meseleler, sağlık, kültür, bilgi teknolojileri, Çevre, Avrupa politikaları ve savunma stratejileri bulunmaktadır.

Özetle, Avrupalılık bilincini araştıran ve Avrupalıların neler dediğini araştıran bir göstergedir. Aşağıda da Avrupalılar Ne Diyor? görebilirsiniz.

Türkiye, tarihi olaylara Birinci Dünya Savaşı perspektifinden bakarken, Avrupa’daki devletler ise İkinci Dünya Savaşı’nın etkileriyle dünyayı değerlendiriyor. Bu bağlamda, Avrupa Birliği (AB) kuruldu; ancak AB içinde bütünlüğü tehdit eden parçalanmalar da yaşanıyor. Örneğin, Grexit ve Brexit süreçleri, yani Yunanistan’ın AB’den çıkış talebi ve İngiltere’nin AB’den ayrılması gibi olaylar bu duruma örnek teşkil ediyor. Milliyetçilik akımının Avrupa’da, özellikle Fransa’da başladığını unutmamak gerekir. Fransız Devrimi, 18. yüzyılda başlayan ve birçok imparatorluğu etkileyen bir fikir akımıdır ve tarih kitaplarımızda Fransız İhtilali olarak geçer. Osmanlı İmparatorluğu, dönemin güçlü devletlerinden biri olarak, içinde barındırdığı birçok ulus sayesinde ırkçılıktan uzak bir Türk kimliğine sahipti. (Tarihi kaynaklarda Boşnaklar için de Türk denildiğini yani ırktan uzak bir kimlik anlayışı olduğunu unutmamak gerekir.)

Birinci Dünya Savaşı ile başlayan süreç, İkinci Dünya Savaşı ile devam etti ve Avrupa devletlerindeki ırk, fikir ve mezhepsel ayrılıkları daha da derinleştirdi. Bu sorunlara çözüm olarak “Avrupalılık” kimliğini oluşturmayı amaçlayan AB, bu kimliğin gelişimini ve durumunu sürekli olarak araştıran ve raporlar hazırlayan Avrobarometre aracılığıyla ölçmektedir. Avrobarometre, eksikliklerin belirlenmesi ve bu yönde politikaların geliştirilmesi için güncel araştırmalar ve anketler yapmaktadır. İşte bu çalışmaların sonuçlarını sizlerle paylaşıyorum. Yapıldığı tarih, Araştırmanın konusu ve kime sulduğu başlıkta ve alt başlık olarak yazmaktadır.


En Son Araştırmalar ve Yayınlar: En son 10 anket

AVRUPA SEÇİMLERİ | Nisan 2024 | AVRUPA PARLEMENTOSU

EP Bahar 2024 Anketi: Avrupa seçimleri için geri sayım

Parlamentonun Bahar 2024 Eurobarometresi, vatandaşlar arasında yaklaşan Avrupa seçimlerine (6-9 Haziran) olan güçlü ilgiyi ve bu seçimlerin mevcut jeopolitik bağlamdaki önemine ilişkin farkındalığı ortaya koyuyor. Anket, Avrupalıların oy verme davranışlarına, kampanya konularına yönelik tutumlarına ve Avrupa Parlamentosu'nun bir sonraki dönemine ilişkin öncelikli değerlere ilişkin tercihlerine ışık tutuyor. Aynı zamanda vatandaşların Avrupa Parlamentosu ve AB'ye ilişkin algılarına, AB'deki yaşama bakış açılarına ve mevcut küresel bağlamda AB hakkındaki görüşlerine de odaklanıyor.


AVRUPA'NIN GELECEĞİ - GENÇLER | Mayıs 2024 | AVRUPA KOMİSYONU

Gençlik ve demokrasi

6-9 Haziran 2024 Avrupa seçimleri kapsamında ve 2022 Avrupa Gençlik Yılı'nın devamı olarak 15-30 yaş arası gençlere yönelik “Gençlik ve Demokrasi” konulu bir anket gerçekleştirildi.


İSTİHDAM VE SOSYAL POLİTİKA | Nisan 2024 | AVRUPA KOMİSYONU

Sosyal Avrupa

Avrupa vatandaşlarının %88'i sosyal bir Avrupa'nın kişisel olarak kendileri için önemli olduğunu düşünüyor. Ayrıca, ankete katılanların %60'ı, çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik güncel en az bir önemli AB girişiminden haberdardır. Bu, yeterli asgari ücreti sağlamaya yönelik Direktifi, çalışan ebeveynleri ve bakıcıları destekleyen iş-yaşam dengesi Direktifini veya becerileri geliştirmek ve sosyal dışlanmayla mücadele etmek için Avrupa Sosyal Fonu Artı kapsamında yatırılan 142,7 milyar Avroluk AB ve ulusal katkıları içermektedir.


AB BÖLGELERİNDE KAMUOYU | Mart 2024 | AVRUPA KOMİSYONU

AB bölgelerinde kamuoyu

Bölgesel düzeyde yapılan araştırma, AB vatandaşlarının bölgelerindeki ekonomik duruma (%65) ve yaşam kalitesine (%82) olumlu baktığını gösteriyor.


KAMUOYUNUN AVRUPA İSTATİSTİKLERİNE OLAN FARKINDALIĞI VE GÜVENİ | Şubat 2024 | AVRUPA KOMİSYONU

Kamu farkındalığı ve Avrupa istatistiklerine güven

Bu Eurobarometer anketinde katılımcılara genel olarak istatistik ve verilere yönelik tutumları hakkında sorular soruldu ve Eurostat (Avrupa Birliği'nin istatistik ofisi) hakkındaki bilgilerini test etmek için sorular soruldu. Yaklaşık on katılımcıdan yedisi (%69) Eurostat'ı duymuştur ve bunların yaklaşık üçte ikisi Eurostat tarafından sağlanan istatistiklere ve verilere güvenmekte ve Eurostat'ın objektif ve bağımsız tarafsız istatistikler ve veriler sağladığı ifadesine katılmaktadır.


STANDART EUROBAROMETRE | Aralık 2023 | AVRUPA KOMİSYONU

Standart Avrobarometre 100 - Sonbahar 2023

Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline yanıt olarak gerçekleştirilen bir dizi eyleme verilen destek hâlâ çok yüksek. Neredeyse on kişiden dokuzu (%89) savaştan etkilenen insanlara insani destek sağlanmasına katılıyor ve on kişiden sekizinden fazlası (%84) savaştan kaçan insanların AB'ye kabul edilmesi fikrine katılıyor. %72'si Ukrayna'ya mali destek sağlanmasına katılıyor. Aynı oran (%72) Rus hükümetine, şirketlere ve bireylere yönelik ekonomik yaptırımları destekliyor. Yaklaşık on kişiden altısı AB'nin Ukrayna'ya aday statüsü vermesini (%61) ve AB'nin Ukrayna'ya askeri teçhizat satın alma ve tedarikini finanse etmesini (%60) onaylıyor.


SİVİL KORUMA | Şubat 2024 | AVRUPA KOMİSYONU

AB sivil koruması

Bu anket, AB vatandaşlarının Avrupa Birliği'nin kriz yönetimindeki rolüne açık bir destek verdiğini gösteriyor; on katılımcıdan dokuzu, AB'nin AB ve diğer ülkelerdeki felaketlere müdahaleyi koordine etmeye yardımcı olmasının önemli olduğunu belirtiyor.


İNSANİ YARDIM | Ocak 2024 | AVRUPA KOMİSYONU

AB İnsani Yardımı

AB Üye Devletlerindeki insani yardıma ilişkin bu anket, katılımcıların büyük çoğunluğunun (%91) AB'nin insani yardımı finanse etmesinin önemli olduğunu düşündüğünü gösteriyor.


DEMOKRASİ - VATANDAŞLIK | Aralık 2023 | AVRUPA KOMİSYONU

Vatandaşlık ve demokrasi

Yanıt verenlerin %87'si kendilerini AB vatandaşı olarak hissettiklerini kabul ederken, on kişiden altısı da tamamen bu görüşe katılıyor. Vatandaşların tutarlı bir çoğunluğu, AB vatandaşlığının sağladığı belirli hakların farkındadır. Ankete katılanların büyük çoğunluğu insanların AB içinde serbest dolaşımını önemsiyor; %89'u bunun kişisel olarak kendilerine, %83'ü ise ekonomiye fayda sağladığını kabul ediyor.


AYRIMCILIK | Aralık 2023 | AVRUPA KOMİSYONU

Avrupa Birliği'nde ayrımcılık

Ankete katılanların yarıdan fazlası ülkelerinde Roman olma (%65), ten rengi (%61), etnik köken (%60), cinsiyet kimliği (transseksüel olma, %57) nedeniyle yaygın ayrımcılık yaşandığını söylüyor. veya cinsel yönelim (%54). Ankete katılanların yaklaşık beşte biri (%21), son 12 ay içinde kişisel olarak ayrımcılığa uğradığını veya tacize uğradığını hissettiğini söylüyor. En çok bahsedilen ayrımcılık veya taciz türleri yaş, cinsiyet, “siyasi görüşler”, “sosyo-ekonomik durum” ve “genel fiziksel görünüm”e dayanmaktadır. Kamusal alanlar ve iş yerleri ayrımcılığın veya tacizin gerçekleştiği başlıca yerlerdir.



SINDIRGI KONAKLAMA TESİSLERİ

 Sındırgı Belediye Oteli

Telefon: 0266 516 3535

Mail Adresi: sindirgi@belediyeoteli.com

Adres: Cumhuriyet Meydanı

...

Kışla Müzehan

Telefon: 0266 516 13 13

Mail Adresi: Mevcut Değil.

Adres: Bigadiç - Simav yolu


...

Eman Termal Otel

Telefon: 0266 535 10 35

Mail Adresi: bilgi@emantermal.com

Adres: Emendere Mahallesi

...

Laguna Termal Otel

Telefon: 444 26 10

Mail Adresi: info@lagunathermal.com

Adres: Çaygören Köyü


...

Obam Termal Otel

Telefon: 0266 541 1010

Mail Adresi: info@obamtermal.com

Adres: Sındırgı Simav yolu 17. km. Hisaralan Kaplıcaları Mevkii

...

Sındırgı Öğretmenevi

Telefon: 0266 516 15 18

Mail Adresi: Mevcut Değil.

Adres: Cumhuriyet Meydanı


...

Şafak Pansiyon

Telefon: 266 541 10 05

Mail Adresi: Mevcut Değil.

Adres: Hisaralan

...

Küçük Pansiyon

Telefon: 266 541 11 08

Mail Adresi: Mevcut Değil.

Adres: Hisaralan


...

Çetin Pansiyon

Telefon: 266 541 11 11

Mail Adresi: Mevcut Değil.

Adres: Hisaralan

...

Güneş Pansiyon

Telefon: 266 541 11 40

Mail Adresi: Mevcut Değil.

Adres: Hisaralan


...

Kocadağ Pansiyon

Telefon: 266 541 10 47

Mail Adresi: Mevcut Değil.

Adres: Hisaralan

...

Altınöz Pansiyon

Telefon: 266 535 62 88

Mail Adresi: Mevcut Değil.

Adres: Hisaralan