Balıkesir

sürdürülebilirlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sürdürülebilirlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İklim Değişikliği Farkındalık Okulu: Sürdürülebilir Gelecek İçin Eğitim ve Eylem

İklim Okulu, iklim değişikliği farkındalığı ve sürdürülebilirlik alanında eğitim ve projeler geliştiren, çevresel farkındalığı artırmayı hedefleyen bir platformdur. Bilge Nesil Enstitüsü ve Yeşil Orman Okulu uzmanları tarafından desteklenen İklim Okulu, çalışanları iklim dostu bir geleceğe hazırlamak amacıyla bilgi, motivasyon ve araçlar sunar. Bu eğitim programı, şirketler, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında kalıcı çözümler üretmeyi amaçlar.

İklim Okulu'nun Çalışma Alanları

İklim Okulu, çeşitli sektörlerde sürdürülebilirlik çözümleri geliştirmek için geniş bir yelpazede hizmet sunmaktadır. Döngüsel ekonomi, sıfır atık, yeşil binalar, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi kritik alanlarda eğitimler ve danışmanlıklar sağlamaktadır. Ayrıca, European Green Deal ve COP21 Paris İklim Anlaşması gibi global inisiyatiflerle uyumlu projeler geliştirir. İklim değişikliği savunuculuğu, iklim göçü, iklim adaleti ve net sıfır karbon hedeflerine yönelik stratejiler oluşturur.

Eğitim ve Proje Desteği

İklim Okulu, yerel yönetimlere SECAP (Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı) hazırlama, işletmelere enerji verimliliği danışmanlığı ve karbon ayak izi hesaplama gibi hizmetler sunar. Ayrıca, Avrupa Birliği projeleri ve yerel iş birlikleri aracılığıyla iklim ve çevre konularında eğitimler düzenler. Sertifikalı İklim Değişikliği Uzmanlığı eğitimi ile kurumların bu alandaki bilgi seviyelerini yükseltir.

Birlikte Çalışmak, Projeler Geliştirmek

İklim Okulu, kurumlar, işletmeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak projeler geliştirmek isteyen tüm paydaşları davet eder. Eğer sürdürülebilirlik hedeflerinize ulaşmak, çevresel etkilerinizi azaltmak ve geleceğin liderlerini yetiştirmek istiyorsanız, İklim Okulu ile birlikte çalışabilirsiniz. Projeler geliştirme ve eğitim desteği konusunda daha fazla bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Siz de İklim Okulu’na katılarak, iklim değişikliği ile mücadelede aktif rol alabilir ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabilirsiniz.




Konu etiketleri:
İklim, Okul, Sürdürülebilirlik, Yeşil, Enerji, Sıfır, Atık, Döngüsel, Ekonomi, Enerji, Verimliliği, İklim, Değişikliği, Yeşil, Binalar, Karbon, Ayakİzi, Mavi, Ekonomi, İklim, Savunuculuğu, COP21, Green, Deal, Net, Sıfır, Karbon, İklim, Krizi, Karbon, Ticareti, İklim, Adaleti, İklim, Eğitimi, İklim, Farkındalığı, Yeşil, Girişimcilik

Karikatürist Süleyman Çetin Çevre Bilinci İçin Konuştu, Çizdi ve Anlattı

  ​İklim Okulu, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında toplumu bilinçlendirmek amacıyla çeşitli atölye ve etkinlikler düzenlemektedir. Bu etkinlikler kapsamında uzmanlar, farklı platformlarda bilgi ve deneyimlerini paylaşarak farkındalık yaratmayı hedeflemektedir.

Radyo Programları:

  • Meteorolojinin Sesi Radyosu: Her hafta Çarşamba ve Perşembe günleri yayınlanan "Bir Konu Bir Konuk" programında, İklim Okulu uzmanlarından Süleyman Çetin, iklim değişikliği zirveleri, iklim adaleti, uyum ve dayanıklılık, yeşil ve döngüsel ekonomi gibi konuları ele almıştır.

  • TRT Ankara Radyosu: "Gün Ortası" programında, Orman Yüksek Mühendisi Mustafa Çetin ve Çevre Yüksek Mühendisi Süleyman Çetin, "Daha Yeşil Bir Dünya için Genç Gel Platformu"nun amaçlarını ve gerçekleştirdikleri çalışmaları dinleyicilerle paylaşmıştır.

  • TRT Radyo 1: Sinem Ünlü ve Mutlu Füsun Küçük'ün hazırladığı, Giray Çavdar'ın sunduğu "Ailece" programında, Süleyman Çetin çocukların çevre hakkı, eko-anksiyete ve Yeşil Orman Okulu kapsamında sürdürülebilir kalkınma çalışmaları hakkında bilgi vermiştir.

  • TRT Radyo 1: Hilal Aksungur'un hazırladığı, Ebru Erkekli'nin sunduğu "Günebakan" programında, Süleyman Çetin İklim Okulu'nun çalışmaları, sera gazı ve karbon ayak izi hesaplaması, atık yönetimi ve yeşil mutabakat kapsamında stratejik planların hazırlanması konularını aktarmıştır.

Uluslararası Etkinlikler:

  • 6. Akdeniz Orman Haftası: Lübnan'ın Beyrut kentinde düzenlenen etkinlikte, İklim Aktivisti ve Çevre Karikatüristi Süleyman Çetin, "Environmental Awareness Cartoon & Caricature Exhibition" adlı 5 günlük bir karikatür sergisi düzenlemiştir.

Dijital Platformlar:

  • Genç Hikayeler Programı: Tuçe Koç'un hazırlayıp sunduğu bu programda, Süleyman Çetin sürdürülebilir kalkınma amaçları, sürdürülebilirlik ve yeşil mutabakat çalışmalarına finansman sağlanması konularında bilgi vermiştir.

  • YouTube: Youtuber Alper Aziret'in kanalında yayınlanan "Girişim ve Girişimcilik" programında, Süleyman Çetin sosyal girişimcilik kavramını ve "Bilge Seramik Sanat" adlı örnek sosyal girişim projesini anlatmıştır.

İklim Okulu'nun bu tür etkinlikleri, toplumun iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında bilinçlenmesine katkı sağlamaktadır.


İklim Okulu Kurucusu Süleyman Çetin'in Konuk Olduğu Programlar

Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı Süleyman Çetin’in konuk olarak katıldığı radyo programları, karikatür sergileri ve sosyal sorumluluk projeleri bu sayfada derlenmiştir. Doğa, iklim, çevre eğitimi ve sosyal farkındalık temalı birçok programda bilgi ve deneyimlerini paylaşan Süleyman Çetin, çeşitli etkinliklerde de aktif rol almıştır. Katıldığı programlara ve sergilere dair detaylı bilgilere aşağıdan ulaşabilirsiniz.

• Meteorolojinin Sesi Radyosu – Bir Konu Bir Konuk
• TRT Ankara Radyosu – Gün Ortası Programı
• TRT Radyo 1 – Ailece Programı
• TRT Radyo 1 – Günebakan Programı
• 6. Akdeniz Orman Haftası – Karikatür Sergisi (Beyrut)
• Genç Hikayeler – Dijital Program (Tuçe Koç ile)
• Girişim ve Girişimcilik – YouTube (Alper Aziret Kanalı)












Dünyada Ticaret Yolları Yeniden Çiziliyor, Peki Ya Biz?

Sevgili Dostlar,

Dünyada ticaret yolları, enerji hatları ve stratejik projeler hızla şekillenirken, ülkeler büyük hamlelerle geleceğin ekonomik ve siyasi dengelerini belirlemeye çalışıyor. Bizler de bu gelişmelere kayıtsız kalamayız. Ne demişler, “Küresel düşün, yerel uygula!”

Kuzey Akım 2 (Nord Stream 2), Bir Kuşak Bir Yol (Belt and Road Initiative) ve Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) gibi projeler, dünya devlerinin sadece bugünü değil, on yıllar sonrasını planladığını gösteriyor. Peki ya biz? Balıkesir olarak biz geleceğimizi nasıl şekillendiriyoruz?

Şehrimizin sahip olduğu değerleri iyi analiz edip dünya ölçeğinde bir anlam kazandırmazsak, elimizdeki potansiyel yalnızca ham bir güç olarak kalır. İşte burada jeotermal enerji devreye giriyor. Balıkesir’in yer altındaki sıcak su kaynakları, bugüne kadar yalnızca kaplıcalar ve birkaç serada kullanıldı. Oysa dünya yenilenebilir enerji ve sağlık turizmi gibi alanlara yönelirken, biz de jeotermali merkeze alan büyük bir vizyon geliştirmeliyiz.

Dünyadaki Büyük Projelere Bakınca…

Dünyanın dört bir yanında enerji ve ticaret yolları üzerinden büyük hamleler yapılıyor. Örneğin, Kuzey Akım 2 doğalgazı Rusya’dan Almanya’ya taşıyan dev bir enerji hattı. Bir Kuşak Bir Yol, Çin’den Avrupa’ya kesintisiz demiryolu ulaşımı sunarak küresel ticarette yeni bir sayfa açıyor. IMEC (Yeni Baharat Yolu) ise Hindistan’dan Avrupa’ya ulaşan yeni bir ticaret koridoru olarak planlanıyor.

Bütün bunlar ne anlama geliyor? Dünya sadece bugünü değil, geleceği inşa ediyor. Ve bunu yaparken de kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak güçlerini pekiştiriyorlar. Bizim de Balıkesir’de aynı mantıkla hareket etmemiz lazım. Kendi kaynaklarımızı doğru değerlendirerek hem ekonomik hem de çevresel anlamda sürdürülebilir projeler üretmeliyiz.

Balıkesir’in Gizli Hazinesi: Jeotermal

Balıkesir, jeotermal enerji açısından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri. Şehirde çok farklı jeotermal alan var ve bu sahaların sıcaklıkları 30°C’den 102°C’ye kadar değişiyor. Yani şifalı kaplıca sularından enerji üretmeye kadar geniş bir kullanım alanı mevcut.

Şu an termal turizm ve birkaç serada kullanılan bu kaynaklar, çok daha geniş çapta değerlendirilebilir. Tarımdan sanayiye, sağlık turizminden enerji üretimine kadar birçok sektörde jeotermal enerjinin kullanımı artırılabilir. Ancak bunun için stratejik bir vizyon şart.

TERMAL-YOL: Türkiye'ye Yeni Bir Rota

Dünyada İpek Yolu, Baharat Yolu gibi ticaret yolları tarih boyunca medeniyetleri şekillendirdi. Günümüzde ise turizm rotaları, gastronomi yolları gibi projeler büyük bir ilgi görüyor. Türkiye neden “TERMAL-YOL” adlı bir projeyle kendi jeotermal rotasını oluşturmasın?

Bu proje neyi kapsamalı?

  • Jeotermal Kaynak Haritası: Öncelikle, Balıkesir’deki tüm termal kaynaklar detaylı şekilde analiz edilmeli. Sıcaklıkları, mineral oranları ve sağlık üzerindeki etkileri belirlenmeli.
  • Termal Sağlık Rotası: Gönen’den başlayıp Bigadiç, Sındırgı, Edremit gibi ilçeleri kapsayan bir termal turizm güzergâhı oluşturulmalı. Bu güzergah daha sonra Kütahya ve Afyona kadar uzanmalı. Sadece Balıkesir değil, biz Balıkesir ayağı olarak kendi sahalarımızı hazır hale getirmeliyiz. Gelen turistler, şehrin farklı noktalarındaki termal tesisleri gezerek şifa bulmalı.
  • Bölgesel Kalkınma: Termal otellerin yanı sıra, bölgede yerel üreticiler desteklenmeli. Turistler geldiklerinde sadece sıcak suya girmekle kalmamalı, yerel bal, zeytinyağı, doğal sabunlar gibi ürünleri de deneyimlemeli. Tabi diğer iller de kendi yerel ürünlerini tanıtacaktır. Afyon kaymaklı lokumunu geliştirerek bu konuda oldukça inovatif bir ürün geliştirmiş. 
  • Yatırımcı Çekme: Bu rotanın işler hale gelmesi için özel sektör teşvik edilmeli. Termal otel zincirleri, sağlık merkezleri ve SPA tesisleri için altyapı yatırımları ve teşvikler oluşturulmalı.

Böyle bir proje İstanbul'a ve İzmir'e yakınlığı nedeniyle Balıkesir’i “Türkiye’nin Termal Yolun Orta Noktası, yani Başkenti” haline getirebilir. Yalova ve Bursa da termal kaynak konusunda oldukça ileri seviyede olan illerden. Sağlık turizmi dünya çapında büyük bir sektör ve özellikle Avrupa’dan çok fazla turist kaplıcalar için ülkemize geliyor. TERMAL-YOL gibi bir projeyle Balıkesir, turizmde yeni bir marka olabilir.

Yerel Yönetimlere Büyük Görev Düşüyor

Bu projeler sadece fikirden ibaret kalmamalı. Yerel yönetimlerin harekete geçmesi şart. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili ilçe belediyeleri şu adımları atmalı:

  • Stratejik Planlama: Şehir genelinde bir jeotermal master planı oluşturulmalı.
  • Teşvikler: Termal tesisleri belirli standartlara getirecek girişimcilere vergi avantajları, yeni açılacaklara ruhsat kolaylığı gibi teşvikler sağlanmalı.
  • Tanıtım: TERMAL-YOL, ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında tanıtılmalı.
  • Çevre Koruma: Jeotermal kullanımın sürdürülebilir olması için, kullanılan suyun yer altına tekrar basılması gibi önlemler alınmalı.

Sevgili dostlar,

Dünya hızla değişirken, Balıkesir’in başta olmak üzere termale sahip illerin, kaynaklarını akıllıca yönetip birleşerek bir marka haline gelmesi mümkün. Jeotermal enerji yalnızca bir termal su kaynağı değil, ülkemize değer kazandırabilecek büyük bir ekonomik fırsat.

TERMAL-YOL gibi bir proje hayata geçerse, Balıkesir’in adı dünya turizm haritasına kazınabilir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltırken, sağlık turizmi ile de büyük bir ekonomik katkı sağlayabiliriz.

Özetle, “Küresel düşün, yerel uygula” diyerek dünyadaki büyük projelerden ilham almalı ve Balıkesir’i geleceğin termal başkenti yapacak adımları hep birlikte atmalıyız. Yeter ki vizyonumuzu geniş tutalım ve harekete geçelim.

Sevgiyle kalın,

Süleyman Çetin
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Kooperatifçilik ile Daha Güçlü Bir Balıkesir Mümkün!

 Balıkesir’de Kooperatifçilik ile Güçlenelim: Zeytin, Höşmerim, Halıcılık ve Pirinç Üretiminde Yeni Bir Dönem

Balıkesir, verimli toprakları, kadim üretim kültürü ve zengin gastronomisiyle Türkiye’nin gözde illerinden biri. Marmara ve Ege bölgelerini birleştiren bu özel şehir; zeytinden höşmerime, halıcılıktan pirinç-çeltik üretimine kadar pek çok alanda potansiyel barındırıyor. Ancak bu potansiyelin kalıcı bir güce dönüşmesi, üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesi ve sürdürülebilir bir üretim modeli kurulabilmesi için kooperatifleşme en önemli adımlardan biri.


2025 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi, Balıkesir’de kooperatifçilik bilincini artırmak ve güçlü örgütlenmeleri teşvik etmek adına büyük bir fırsat sunuyor. Gelin, Balıkesir’in eşsiz ürünlerine kooperatifler aracılığıyla nasıl değer katabileceğimizi konuşalım.


1. Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatifleri

Balıkesir, Türkiye’nin önde gelen zeytin üretim merkezlerinden biri. Ayvalık, Edremit ve Gömeç başta olmak üzere birçok ilçede binlerce yıldır zeytin yetiştiriliyor. Ancak üreticilerin daha güçlü pazarlara açılabilmesi, markalaşabilmesi ve adil gelir elde edebilmesi için Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Kooperatiflerinin kurulması şart.


Bu sayede;


Ürünlerin fiyat istikrarı sağlanır.

Ortak markalar altında kalite standartları geliştirilir.

Yurt içi ve yurt dışı pazarlarda daha güçlü bir yer edinilir.

İşleme tesisleri ortaklaşa kurularak maliyetler düşürülür.

2. Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi

Balıkesir denince akla gelen lezzetlerden biri hiç şüphesiz höşmerim. Bu geleneksel tatlıyı üretip satmak isteyen kadın girişimciler için kurulacak Höşmerim Üreticileri Kadın Kooperatifi, yöresel mutfağın yaşatılması ve ekonomiye kazandırılması adına kritik bir adım olabilir.


Kadınların emeğini görünür kılan böyle bir kooperatif ile;


Geleneksel tariflerin korunması sağlanır.

Şehir dışı satış imkanları artırılır.

Yerel festivaller ve turistik noktalarda satış imkanı yaratılır.

Balıkesir’e özgü bir hediyelik ve marka ürünü geliştirilir.

3. Balıkesir Halıcılığı için Kooperatifleşme Zamanı

Balıkesir’in Sındırgı ve Yağcıbedir halıları, yıllardır ustaların elinde hayat bulan değerli eserlerdir. Fakat küresel rekabet, artan maliyetler ve zanaatkâr eksikliği sebebiyle halıcılık zor günler geçiriyor. Bu noktada Halı Üreticileri Kooperatifi, ustaların birlik olarak hareket etmesini, ürünlerini daha geniş pazarlara ulaştırmasını ve eğitim programlarıyla yeni ustalar yetiştirmesini sağlayabilir.


Bu kooperatif sayesinde;


Ortak satış mağazaları açılabilir.

Kültürel miras korunur.

Gençlerin mesleğe kazandırılması için projeler üretilir.

Turistik satış noktaları ve online pazarlar güçlendirilir.

4. Gönen Pirinci ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi

Balıkesir’in Gönen ilçesi, Türkiye’nin pirinç ambarlarından biri. Gönen pirinci, lezzeti ve kalitesiyle sofraların vazgeçilmezi. Ancak üretimde yaşanan maliyet artışları, pazarlama zorlukları ve rekabet sorunları üreticiyi zorluyor. Çözüm ise yine kooperatifleşmekte!


Pirinç ve Çeltik Üreticileri Kooperatifi ile;


Toplu alım-satım gücü oluşturulur.

İşleme ve paketleme tesisleri ortaklaşa işletilir.

Markalaşma çalışmaları yürütülür.

Tarımsal destekler için ortak projeler geliştirilir.

Balıkesir Kooperatifçiliği ile Daha Güçlü Bir Gelecek

Balıkesir’in tüm bu değerleri, kooperatifleşme sayesinde yalnızca ekonomik katkı sunmakla kalmayacak, aynı zamanda kültürel mirasın yaşatılmasını ve yerel kalkınmanın güçlenmesini sağlayacak. 2025 yılı "Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya Kurar" mottosuyla ilan edilmişken, Balıkesir’in de bu harekete öncülük etmesi gerekiyor.


Bugün Balıkesir’in dört bir yanında üretim yapan herkesin birbirine sorması gereken soru şu:

"Biz birlikte daha güçlü olabilir miyiz?"


Cevap çok net: Evet, kooperatifleşerek Balıkesir’i büyütebiliriz!


Sen de Dahil Ol!

Balıkesir’de kooperatif kurmak, var olan kooperatiflere üye olmak veya destek vermek için yerel Ticaret İl Müdürlükleri, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları ile iletişime geçebilir, kooperatifçiliğin gücüne ortak olabilirsin.


Unutmayalım;

"Birlikte Üretiyor, Birlikte Büyüyoruz!"


Bereketli Topraklarda Dönüşüm Rüzgarı

 Balıkesir’in kalbi, her geçen gün yeniden atmaya devam ediyor. Şehrimizin “Türkiye'yi Doyuran İl” olarak anılması, bereketli topraklarımız, zengin tarımsal çeşitliliğimiz ve güçlü hayvancılık potansiyelimiz sayesinde mümkün oluyor. Ancak, Balıkesir’in üretim gücü ne yazık ki tam anlamıyla değerlendirilmekten uzak. Çiftçilerimizin emekleri, hasat sonrası ürünlerin ellerinde kalması, pazarlama ve işleme tesislerinin eksikliği gibi sorunlarla gölgeleniyor. Yerel yönetimler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları, kooperatifleşme, dijital pazarlama ve yerel üretim merkezlerine yapılacak yatırımlarla bu sıkıntıların üstesinden gelmeye çalışıyor.


Balıkesir, sadece ekonomik anlamda değil, kültür ve sanat alanında da önemli bir dönüşüm yaşıyor. Şehrimizdeki sanat atölyeleri, kültür merkezleri ve festivaller, yerel renklerimizi ve geleneklerimizi canlandırırken; genç nesil de yaratıcı projeleriyle adından söz ettiriyor. Bu durum, Balıkesir’in sadece üretimle sınırlı kalmayıp, sosyal ve kültürel dinamiklerin de yükseldiğini gösteriyor. Eğitim kurumları ve genç girişimciler, sosyal projeler ve gönüllülük faaliyetleriyle şehrimizin yenilikçi ruhunu güçlendiriyor. Aynı zamanda çevre dostu uygulamalar ve geri dönüşüm projeleri, Balıkesir’in doğasını koruma konusunda umut verici adımlar atılmasını sağlıyor.


Yerel yönetimlerin uzun vadeli planları, altyapı yatırımları ve kentsel dönüşüm projeleri ile Balıkesir, geleceğe dair sağlam temeller atıyor. Her adımda, üretilen ürünlerin değeri artırılmak, çiftçilerimizin hak ettiği karşılığı bulması sağlanmak isteniyor. Balıkesir’in Sesi olarak bizler, şehrimizin ekonomik, kültürel ve sosyal dönüşümünü yakından takip ediyor, yaşanan gelişmeleri siz değerli okuyucularımızla paylaşmaya devam ediyoruz. Şehrimizin nabzını tutuyor, üretimden kültüre, eğitimden çevreye uzanan her alanda umut veren adımlara şahit oluyoruz. Balıkesir’in geleceği, hep birlikte inşa edeceğimiz güçlü bir yarına doğru ilerliyor.



Girişimcilik Ruhumuz Ne Kadar Güçlü?

Değerli okurlar,
Bugün sizlerle girişimcilik ve sosyal projeler üzerine sohbet etmek istiyorum. Ülkemizin dört bir yanında gerek kalkınma ajansları, gerek sivil toplum kuruluşları için açılan proje çağrıları, girişimciler için adeta birer ışık kaynağı. Bu proje çağrıları sadece bireylerin değil, bölgelerin de kaderini değiştirecek güce sahip.

Geçtiğimiz günlerde SMART Proje Akademisi’nin sahibi, deneyimli proje uzmanı Ramazan Kırmızı Bey ile sohbet etme fırsatım oldu. Kendisi, proje desteklerinin sadece finansal bir yardım olmadığını, aynı zamanda toplumsal kalkınma için bir vizyon sunduğunu söyledi. "Her bir destek çağrısı, bir bölgenin geleceğine yapılacak stratejik bir yatırımdır," dedi. Bence bu söz, girişimcilik desteklerinin ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde anlatıyor. Ayrıca SMART Proje Akademisi olarak "Siz hayal edin, biz gerçekleştirelim" şeklinde de projelerde birlikte çalışabileceğini dile getiriyor.

Destek Mekanizmalarının Önemi

Kalkınma Ajansları, TÜBİTAK, KOSGEB ve Avrupa Birliği gibi kurumların sunduğu destekler, sadece girişimciler için değil, hepimiz için büyük bir fırsat. Bu destekler, projelerin hayata geçmesi için bir başlangıç noktası oluştururken, aynı zamanda toplumsal fayda yaratma yolunda önemli bir adım.

Mesela Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın düzenlediği Sürdürülebilir Enerji Fikir Maratonu, girişimcilerin yenilikçi enerji çözümleri geliştirmesi için güzel bir platform sunuyor. Hem bölgesel kalkınma sağlanıyor hem de çevresel farkındalık artıyor. Diğer yandan TÜBİTAK’ın Yapay Zekâ Ekosistem 2024 Çağrısı gibi destekler de girişimcilerin teknolojiyi kullanarak projelerini bir üst seviyeye taşımasına yardımcı oluyor.

Girişimcilik ve Sosyal Yatırımlar: Birlikte Daha Güçlü

Ramazan Bey’in dikkat çektiği bir başka önemli nokta da, bu desteklerin sadece bireysel projeleri değil, topluma fayda sağlayan girişimleri de desteklediği. Özellikle yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve sürdürülebilir kalkınma gibi alanlarda yapılan çalışmalar, toplumun geneline dokunan sonuçlar doğuruyor.

UNESCO’nun Sürdürülebilir Kalkınma için Uluslararası Bilimler On Yılı girişimi ya da Avrupa Birliği’nin İklim Değişikliği Hibe Programı gibi projeler, girişimcilerin dünya standartlarında işler yapmasına imkân tanıyor. Böylece girişimcilik ekosistemimiz büyüyor, gençler de bu alana ilgi duymaya başlıyor.

Bir Destekten Faydalanmak İçin Küçük İpuçları

Sevgili okurlar, desteklerden yararlanmak isteyen girişimciler için birkaç önerim var:

  1. Özgün bir fikriniz olsun: İster büyük ister küçük olsun, projenizin kendine has bir yönü mutlaka olmalı.
  2. Çevrenizi gözlemleyin: Bulunduğunuz bölgenin ihtiyaçlarını anlamadan etkili bir proje üretmek zor. Bölgenize gerçekten fayda sağlayacak bir fikirle yola çıkın.
  3. Projelerinizi net anlatın: Başvuru sürecinde, fikrinizi açık ve anlaşılır bir şekilde anlatmak çok önemli. Jüri ya da değerlendirici, neyi hedeflediğinizi hemen anlamalı.
  4. Bilirkişilere danışın: Eğer bir fikriniz varsa ama nasıl geliştireceğinizi bilemiyorsanız, SMART Proje Akademisi gibi alanında uzman kişilerden destek almak işinizi kolaylaştırabilir.

Sonuç: Hep Birlikte Daha Güzel Günlere

Sevgili dostlar, girişimcilik ve sosyal projeler sadece bireysel başarıları değil, toplumsal kalkınmayı da beraberinde getiriyor. Türkiye, bu anlamda sunduğu fırsatlarla gerçekten çok zengin bir ülke. Önemli olan, bu fırsatları değerlendirecek cesareti ve azmi göstermek.

Ramazan Kırmızı Bey’in dediği gibi, her destek çağrısı bir bölgenin geleceğine yapılan yatırımdır. Bizlere düşen görev ise bu fırsatları değerlendirmek ve hem kendimize hem de çevremize katkı sağlamak. Unutmayalım, hepimizin başarısı, hepimizin geleceği!

2024 Aralık ayı için açık olan proje çağrıları ve detaylı bilgilere ulaşmak için güncel fırsatları takip edebileceğiniz resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz:

 https://www.projeakademisi.com/2024/12/aralik-2024-acik-hibe-ve-destekler.html

Sevgiyle kalın,
Süleyman Çetin