Balıkesir

enerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
enerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İklim Değişikliği Farkındalık Okulu: Sürdürülebilir Gelecek İçin Eğitim ve Eylem

İklim Okulu, iklim değişikliği farkındalığı ve sürdürülebilirlik alanında eğitim ve projeler geliştiren, çevresel farkındalığı artırmayı hedefleyen bir platformdur. Bilge Nesil Enstitüsü ve Yeşil Orman Okulu uzmanları tarafından desteklenen İklim Okulu, çalışanları iklim dostu bir geleceğe hazırlamak amacıyla bilgi, motivasyon ve araçlar sunar. Bu eğitim programı, şirketler, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında kalıcı çözümler üretmeyi amaçlar.

İklim Okulu'nun Çalışma Alanları

İklim Okulu, çeşitli sektörlerde sürdürülebilirlik çözümleri geliştirmek için geniş bir yelpazede hizmet sunmaktadır. Döngüsel ekonomi, sıfır atık, yeşil binalar, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi kritik alanlarda eğitimler ve danışmanlıklar sağlamaktadır. Ayrıca, European Green Deal ve COP21 Paris İklim Anlaşması gibi global inisiyatiflerle uyumlu projeler geliştirir. İklim değişikliği savunuculuğu, iklim göçü, iklim adaleti ve net sıfır karbon hedeflerine yönelik stratejiler oluşturur.

Eğitim ve Proje Desteği

İklim Okulu, yerel yönetimlere SECAP (Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı) hazırlama, işletmelere enerji verimliliği danışmanlığı ve karbon ayak izi hesaplama gibi hizmetler sunar. Ayrıca, Avrupa Birliği projeleri ve yerel iş birlikleri aracılığıyla iklim ve çevre konularında eğitimler düzenler. Sertifikalı İklim Değişikliği Uzmanlığı eğitimi ile kurumların bu alandaki bilgi seviyelerini yükseltir.

Birlikte Çalışmak, Projeler Geliştirmek

İklim Okulu, kurumlar, işletmeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak projeler geliştirmek isteyen tüm paydaşları davet eder. Eğer sürdürülebilirlik hedeflerinize ulaşmak, çevresel etkilerinizi azaltmak ve geleceğin liderlerini yetiştirmek istiyorsanız, İklim Okulu ile birlikte çalışabilirsiniz. Projeler geliştirme ve eğitim desteği konusunda daha fazla bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Siz de İklim Okulu’na katılarak, iklim değişikliği ile mücadelede aktif rol alabilir ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabilirsiniz.




Konu etiketleri:
İklim, Okul, Sürdürülebilirlik, Yeşil, Enerji, Sıfır, Atık, Döngüsel, Ekonomi, Enerji, Verimliliği, İklim, Değişikliği, Yeşil, Binalar, Karbon, Ayakİzi, Mavi, Ekonomi, İklim, Savunuculuğu, COP21, Green, Deal, Net, Sıfır, Karbon, İklim, Krizi, Karbon, Ticareti, İklim, Adaleti, İklim, Eğitimi, İklim, Farkındalığı, Yeşil, Girişimcilik

Karikatürist Süleyman Çetin Çevre Bilinci İçin Konuştu, Çizdi ve Anlattı

  ​İklim Okulu, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında toplumu bilinçlendirmek amacıyla çeşitli atölye ve etkinlikler düzenlemektedir. Bu etkinlikler kapsamında uzmanlar, farklı platformlarda bilgi ve deneyimlerini paylaşarak farkındalık yaratmayı hedeflemektedir.

Radyo Programları:

  • Meteorolojinin Sesi Radyosu: Her hafta Çarşamba ve Perşembe günleri yayınlanan "Bir Konu Bir Konuk" programında, İklim Okulu uzmanlarından Süleyman Çetin, iklim değişikliği zirveleri, iklim adaleti, uyum ve dayanıklılık, yeşil ve döngüsel ekonomi gibi konuları ele almıştır.

  • TRT Ankara Radyosu: "Gün Ortası" programında, Orman Yüksek Mühendisi Mustafa Çetin ve Çevre Yüksek Mühendisi Süleyman Çetin, "Daha Yeşil Bir Dünya için Genç Gel Platformu"nun amaçlarını ve gerçekleştirdikleri çalışmaları dinleyicilerle paylaşmıştır.

  • TRT Radyo 1: Sinem Ünlü ve Mutlu Füsun Küçük'ün hazırladığı, Giray Çavdar'ın sunduğu "Ailece" programında, Süleyman Çetin çocukların çevre hakkı, eko-anksiyete ve Yeşil Orman Okulu kapsamında sürdürülebilir kalkınma çalışmaları hakkında bilgi vermiştir.

  • TRT Radyo 1: Hilal Aksungur'un hazırladığı, Ebru Erkekli'nin sunduğu "Günebakan" programında, Süleyman Çetin İklim Okulu'nun çalışmaları, sera gazı ve karbon ayak izi hesaplaması, atık yönetimi ve yeşil mutabakat kapsamında stratejik planların hazırlanması konularını aktarmıştır.

Uluslararası Etkinlikler:

  • 6. Akdeniz Orman Haftası: Lübnan'ın Beyrut kentinde düzenlenen etkinlikte, İklim Aktivisti ve Çevre Karikatüristi Süleyman Çetin, "Environmental Awareness Cartoon & Caricature Exhibition" adlı 5 günlük bir karikatür sergisi düzenlemiştir.

Dijital Platformlar:

  • Genç Hikayeler Programı: Tuçe Koç'un hazırlayıp sunduğu bu programda, Süleyman Çetin sürdürülebilir kalkınma amaçları, sürdürülebilirlik ve yeşil mutabakat çalışmalarına finansman sağlanması konularında bilgi vermiştir.

  • YouTube: Youtuber Alper Aziret'in kanalında yayınlanan "Girişim ve Girişimcilik" programında, Süleyman Çetin sosyal girişimcilik kavramını ve "Bilge Seramik Sanat" adlı örnek sosyal girişim projesini anlatmıştır.

İklim Okulu'nun bu tür etkinlikleri, toplumun iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında bilinçlenmesine katkı sağlamaktadır.


İklim Okulu Kurucusu Süleyman Çetin'in Konuk Olduğu Programlar

Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı Süleyman Çetin’in konuk olarak katıldığı radyo programları, karikatür sergileri ve sosyal sorumluluk projeleri bu sayfada derlenmiştir. Doğa, iklim, çevre eğitimi ve sosyal farkındalık temalı birçok programda bilgi ve deneyimlerini paylaşan Süleyman Çetin, çeşitli etkinliklerde de aktif rol almıştır. Katıldığı programlara ve sergilere dair detaylı bilgilere aşağıdan ulaşabilirsiniz.

• Meteorolojinin Sesi Radyosu – Bir Konu Bir Konuk
• TRT Ankara Radyosu – Gün Ortası Programı
• TRT Radyo 1 – Ailece Programı
• TRT Radyo 1 – Günebakan Programı
• 6. Akdeniz Orman Haftası – Karikatür Sergisi (Beyrut)
• Genç Hikayeler – Dijital Program (Tuçe Koç ile)
• Girişim ve Girişimcilik – YouTube (Alper Aziret Kanalı)












Dünyada Ticaret Yolları Yeniden Çiziliyor, Peki Ya Biz?

Sevgili Dostlar,

Dünyada ticaret yolları, enerji hatları ve stratejik projeler hızla şekillenirken, ülkeler büyük hamlelerle geleceğin ekonomik ve siyasi dengelerini belirlemeye çalışıyor. Bizler de bu gelişmelere kayıtsız kalamayız. Ne demişler, “Küresel düşün, yerel uygula!”

Kuzey Akım 2 (Nord Stream 2), Bir Kuşak Bir Yol (Belt and Road Initiative) ve Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) gibi projeler, dünya devlerinin sadece bugünü değil, on yıllar sonrasını planladığını gösteriyor. Peki ya biz? Balıkesir olarak biz geleceğimizi nasıl şekillendiriyoruz?

Şehrimizin sahip olduğu değerleri iyi analiz edip dünya ölçeğinde bir anlam kazandırmazsak, elimizdeki potansiyel yalnızca ham bir güç olarak kalır. İşte burada jeotermal enerji devreye giriyor. Balıkesir’in yer altındaki sıcak su kaynakları, bugüne kadar yalnızca kaplıcalar ve birkaç serada kullanıldı. Oysa dünya yenilenebilir enerji ve sağlık turizmi gibi alanlara yönelirken, biz de jeotermali merkeze alan büyük bir vizyon geliştirmeliyiz.

Dünyadaki Büyük Projelere Bakınca…

Dünyanın dört bir yanında enerji ve ticaret yolları üzerinden büyük hamleler yapılıyor. Örneğin, Kuzey Akım 2 doğalgazı Rusya’dan Almanya’ya taşıyan dev bir enerji hattı. Bir Kuşak Bir Yol, Çin’den Avrupa’ya kesintisiz demiryolu ulaşımı sunarak küresel ticarette yeni bir sayfa açıyor. IMEC (Yeni Baharat Yolu) ise Hindistan’dan Avrupa’ya ulaşan yeni bir ticaret koridoru olarak planlanıyor.

Bütün bunlar ne anlama geliyor? Dünya sadece bugünü değil, geleceği inşa ediyor. Ve bunu yaparken de kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak güçlerini pekiştiriyorlar. Bizim de Balıkesir’de aynı mantıkla hareket etmemiz lazım. Kendi kaynaklarımızı doğru değerlendirerek hem ekonomik hem de çevresel anlamda sürdürülebilir projeler üretmeliyiz.

Balıkesir’in Gizli Hazinesi: Jeotermal

Balıkesir, jeotermal enerji açısından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri. Şehirde çok farklı jeotermal alan var ve bu sahaların sıcaklıkları 30°C’den 102°C’ye kadar değişiyor. Yani şifalı kaplıca sularından enerji üretmeye kadar geniş bir kullanım alanı mevcut.

Şu an termal turizm ve birkaç serada kullanılan bu kaynaklar, çok daha geniş çapta değerlendirilebilir. Tarımdan sanayiye, sağlık turizminden enerji üretimine kadar birçok sektörde jeotermal enerjinin kullanımı artırılabilir. Ancak bunun için stratejik bir vizyon şart.

TERMAL-YOL: Türkiye'ye Yeni Bir Rota

Dünyada İpek Yolu, Baharat Yolu gibi ticaret yolları tarih boyunca medeniyetleri şekillendirdi. Günümüzde ise turizm rotaları, gastronomi yolları gibi projeler büyük bir ilgi görüyor. Türkiye neden “TERMAL-YOL” adlı bir projeyle kendi jeotermal rotasını oluşturmasın?

Bu proje neyi kapsamalı?

  • Jeotermal Kaynak Haritası: Öncelikle, Balıkesir’deki tüm termal kaynaklar detaylı şekilde analiz edilmeli. Sıcaklıkları, mineral oranları ve sağlık üzerindeki etkileri belirlenmeli.
  • Termal Sağlık Rotası: Gönen’den başlayıp Bigadiç, Sındırgı, Edremit gibi ilçeleri kapsayan bir termal turizm güzergâhı oluşturulmalı. Bu güzergah daha sonra Kütahya ve Afyona kadar uzanmalı. Sadece Balıkesir değil, biz Balıkesir ayağı olarak kendi sahalarımızı hazır hale getirmeliyiz. Gelen turistler, şehrin farklı noktalarındaki termal tesisleri gezerek şifa bulmalı.
  • Bölgesel Kalkınma: Termal otellerin yanı sıra, bölgede yerel üreticiler desteklenmeli. Turistler geldiklerinde sadece sıcak suya girmekle kalmamalı, yerel bal, zeytinyağı, doğal sabunlar gibi ürünleri de deneyimlemeli. Tabi diğer iller de kendi yerel ürünlerini tanıtacaktır. Afyon kaymaklı lokumunu geliştirerek bu konuda oldukça inovatif bir ürün geliştirmiş. 
  • Yatırımcı Çekme: Bu rotanın işler hale gelmesi için özel sektör teşvik edilmeli. Termal otel zincirleri, sağlık merkezleri ve SPA tesisleri için altyapı yatırımları ve teşvikler oluşturulmalı.

Böyle bir proje İstanbul'a ve İzmir'e yakınlığı nedeniyle Balıkesir’i “Türkiye’nin Termal Yolun Orta Noktası, yani Başkenti” haline getirebilir. Yalova ve Bursa da termal kaynak konusunda oldukça ileri seviyede olan illerden. Sağlık turizmi dünya çapında büyük bir sektör ve özellikle Avrupa’dan çok fazla turist kaplıcalar için ülkemize geliyor. TERMAL-YOL gibi bir projeyle Balıkesir, turizmde yeni bir marka olabilir.

Yerel Yönetimlere Büyük Görev Düşüyor

Bu projeler sadece fikirden ibaret kalmamalı. Yerel yönetimlerin harekete geçmesi şart. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili ilçe belediyeleri şu adımları atmalı:

  • Stratejik Planlama: Şehir genelinde bir jeotermal master planı oluşturulmalı.
  • Teşvikler: Termal tesisleri belirli standartlara getirecek girişimcilere vergi avantajları, yeni açılacaklara ruhsat kolaylığı gibi teşvikler sağlanmalı.
  • Tanıtım: TERMAL-YOL, ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında tanıtılmalı.
  • Çevre Koruma: Jeotermal kullanımın sürdürülebilir olması için, kullanılan suyun yer altına tekrar basılması gibi önlemler alınmalı.

Sevgili dostlar,

Dünya hızla değişirken, Balıkesir’in başta olmak üzere termale sahip illerin, kaynaklarını akıllıca yönetip birleşerek bir marka haline gelmesi mümkün. Jeotermal enerji yalnızca bir termal su kaynağı değil, ülkemize değer kazandırabilecek büyük bir ekonomik fırsat.

TERMAL-YOL gibi bir proje hayata geçerse, Balıkesir’in adı dünya turizm haritasına kazınabilir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltırken, sağlık turizmi ile de büyük bir ekonomik katkı sağlayabiliriz.

Özetle, “Küresel düşün, yerel uygula” diyerek dünyadaki büyük projelerden ilham almalı ve Balıkesir’i geleceğin termal başkenti yapacak adımları hep birlikte atmalıyız. Yeter ki vizyonumuzu geniş tutalım ve harekete geçelim.

Sevgiyle kalın,

Süleyman Çetin
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı



Bosna Piramitlerinin Gizemi: Bilimsel Bir Değerlendirme

Bosna'daki piramit kazılarında ortaya çıkan en çarpıcı bulgulardan biri, tünellerde hiçbir böcek veya kemirgen izine rastlanmamasıdır. Binlerce yıl boyunca bu bölgenin canlılar tarafından terk edilmiş olması, araştırmacıları derin düşüncelere sevk etmiştir.


Araştırmacı Semir Osmanagić'e göre, bu durumun anahtarı tünellerdeki megalitik levhalarda yatmaktadır. Kil tabakasıyla kaplı bu levhalar, insan yapımı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Özellikle "tava" adı verilen megalit, üzerindeki tuhaf girinti ve altındaki su akışı ile dikkat çekmektedir. Osmanagić'e göre, bu megalit eskiden bir kuvars kristali taşımaktaydı ve yeraltı suyu akışının yönü, kristalin buraya kasıtlı olarak yerleştirildiğini düşündürmektedir.


Yapılan ölçümler, megalitlerin belirli frekanslarda elektromanyetik radyasyon yaydığını ortaya koymuştur. Bu radyasyon, antik çağlarda kuvars kristali tarafından güçlendirilerek piramidin içindeki tünellerde yayılmış ve "piezoelektrik etki" adı verilen bir olguyu tetiklemiştir. Bu etki, ultrasonik dalgaların oluşmasına neden olmuş ve hayvanların bu bölgeden uzak durmasına yol açmıştır.


Öte yandan, bu frekanslar insanlar için faydalı bulunmuştur. Özellikle 7,83 hertz frekansı olarak bilinen Schumann rezonansı, Dünya'nın doğal bir elektromanyetik alanı olarak kabul edilir ve canlıların biyolojik süreçlerini etkileyebilir. Osmanagić, Bosna piramidinin bu rezonansı güçlendirerek iyileştirici bir enerji merkezi olarak kullanıldığını öne sürmektedir.


Özetle, Bosna piramitlerindeki bulgular, antik insanların gelişmiş bir teknolojiye sahip olabileceği ve bu teknolojiyi enerji üretmek ve çevrelerini etkilemek için kullanabileceği yönündeki teorileri desteklemektedir. Ancak bu iddialar, bilim dünyasında hala tartışmalı olup daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.